Blaine перевод на французский
919 параллельный перевод
- Teşekkür ederim, Bay Blaine.
- Merci, M. Blaine.
- Adım Blaine. - Anladım.
- C'est Blaine, mon nom.
" Richard Blaine, Amerikalı.
" Richard Blaine, Américain.
İyi akşamlar, Bay Blaine.
Bonsoir, M. Blaine.
Ugarte'nın transit geçiş belgelerini Blaine'e bırakmasından şüphelendim.
Je suis sûr que Ugarte a laissé les sauf-conduits chez M. Blaine.
Sizinle konuşabilir miyim, acaba?
M. Blaine, je voudrais vous parler.
Kapsülleri Bayan Blaine'e götür.
Apporte ces cachets chez Mme Blaine.
Bayan Blaine'in kapsülleri nerede?
Où est la boîte de cachets de Mme Blaine?
Şimdi bu haberi Blaine'e söylemeye dilim varmaz.
Reste à annoncer ça à Blaine.
Bay Blaine, sizinle bir görüşebilir miyim?
M. Blaine, puis-je vous voir un instant?
San Francisco'ya döndüğünüzde o sanat galerisini ziyaret edip o tabloyu bir görmenizi size tavsiye ederim Bayan Hudson!
Une fois de retour là-bas, allez donc voir ce tableau. M. Blaine...
Bay Blaine.
M. Blaine?
Bay Blaine!
M. Blaine?
Bir sürü küçük hücre, salgı bezi ve molekül bir araya gelip Lester Blaine'i dünyaya getirmişler.
Il a suffi d'assembler quelques cellules et molécules pour produire Lester Blaine.
2 milyar 174 milyon insan var. Ama sadece bir tane Lester Blaine var.
Il y a 2 milliards et 174 millions d'êtres humains, mais un seul et unique Lester Blaine.
Affedersiniz, yemek vagonundaki iki kişilik masanız hazır Blaine Bey.
Pardonnez-moi. Votre table est servie au wagon-restaurant, M. Blaine.
Bay ve Bayan Lester Blaine bu atlama tepesinden aheste aheste inecekler.
M. et Mme Blaine descendront à une allure modérée.
- Bayan Blaine, suya atılmak üzeresiniz.
Mme Blaine? Vous allez finir à l'eau!
Resepsiyon Bay ve Bayan Blaine'in malikânesinde
Réception chez M. et Mme Blaine à 20 heures
Pardon. Artık "Blaine" sin değil mi?
Mme Blaine, désormais?
- Ben de Blaine Hanım.
Bonsoir, Mme Blaine.
- Bu bey kocam Lester Blaine.
Mon mari, Lester Blaine.
- Memnun oldum Blaine Bey.
- Bonsoir.
- Bay Kearney, Blaine Hanımla görüşmeye geldi.
- Qui est-ce? - M. Kearney attend Mme Blaine.
Bu beyan ettiklerimi biricik kocam Lester Blaine'e vasiyet ediyorum :
" Je, soussignée, lègue à mon époux bien-aimé, Lester Blaine,
Blaine Hanım bu akşam buraya beni de davet ederek incelik etmiş.
C'est si gentil à Mme Blaine de m'avoir invitée, ce soir!
"Myra Hudson Blaine'nin son arzusu ve vasiyetidir."
"Dispositions testamentaires de Mme Hudson-Blaine"
İşte burada. "Kocam Lester Blaine ölmem durumunda yılda 10 bin dolar alacaktır."
Voilà! " Mon époux, Lester Blaine touchera, après ma mort,
Kocası... Lester Blaine konar. Hepsini nasiplenirim!
"Son mari, Lester Blaine." J'aurais tout.
Günaydınlar Bay Blaine.
Bonjour, M. Blaine.
Günaydınlar Bayan Blaine.
Bonjour, Mme Blaine.
Bakarsın o iyi huylu Bayan Blaine'i geri getirebilirim.
Peut-être que je retrouverai mon habituelle bonne humeur de Mme Blaine?
Birinci derece cinayetten suçlu bulundunuz ve Lester Blaine'i öldürdüğünüz için idama mahkûm edileceksiniz.
Vous êtes coupable de meurtre. Pour avoir tué Lester Blaine, vous êtes condamnée à mort.
Blaine!
Blaine!
Bunun içimde nasıl bir yük olduğunu size anlatamam, Bayan Blaine.
Si vous saviez comme je suis soulagé.
Afedersiniz, Bayan Blaine. Ben, Cathy Salt.
Excusez-moi, Mme Blaine?
Bay Blaine diye biri var mı?
- Non. - ll n'y a pas de M. Blaine?
Gerçek bir Margaret Blaine vardı.
Il y a eu une vraie Margareth Blaine.
- Elinden geleni yap, Blaine.
- Fais de ton mieux, Blaine. - Entendu.
Shirley Blane.
Shirley Blaine.
Alo, Bayan Shirley Blane'le konuşmak istiyorum.
Bonjour, je voudrais parler à Mlle Shirley Blaine.
Bunun, Shirley Blane'nin ölümünün bir bağlantısı yok, değil mi?
Y avait-il quelque chose de suspect dans la mort de Shirley Blaine?
Blaine az önce üniversitelerden aldığı listeyi verdi.
Blaine m'a donné la liste de l'université.
Blaine'in ikiz kardeşinin Jessica'nın bebeğinin babası olduğunu ne zaman öğrenecekler acaba.
J'aimerais savoir si le jumeau de Blaine est le père du bébé de Jessica.
Ama gökyüzü Blaine Faulkner gibiler tarafından taranmaya devam ediyor. Sadece uzaylılarla ilgili bir kanıt bulmak umuduyla değil aynı zamanda mutlu bir dünya bulmak için.
Mais Blaine Faulkner continuera d'observer les cieux, en espérant trouver un jour la preuve de leur existence mais aussi le bonheur dans un autre monde.
Yapma, Blaine, demek istiyorum ki, "Kese Kağıdında Yemek" in şu posterine bir bak.
Blaine! Regarde l'affiche de Sac-déjeuner.
Elaine, Blaine, İngiliz Hasta'yı seyrettiniz mi?
Elaine, Blaine! Vous avez vu Le Patient anglais?
- Hadi, Blaine.
- Viens, Blaine.
- Merhaba, Blaine.
- Salut, Blaine.
Ricky Blaine davası. Onun aleyhine ifade vermiştiniz değil mi?
Vous avez témoigné contre Ricky Blaine.
- Blaine.
- Blaine.