Boşanma перевод на французский
2,734 параллельный перевод
Boşanma kağıtlarını imzalamak için avukatımın ofisindeydim
J'étais au bureau de mon avocat pour signer les papiers du divorce.
Boşanma geçen hafta gerçekleşti.
Le divorce a été prononcé la semaine dernière.
Aynı anda hem evlilik hem boşanma yemini eden tek çift olma konusunda şakalaşmıştık.
On riait du fait que nous étions le seul couple à avoir des vœux de mariage et de divorce.
New York'un en iyi boşanma avukatına gittiğini söylemeyi unuttun.
Tu as négligé de me dire que tu avais rencontré un avocat qui est le meilleur pour les divorces à New York.
Onun bunu evladı boşanma belgelerini imzalamış.
Ce fils de pute a signé les papiers de divorce.
Gabrielle boşanma davası açıyor.
Gabrielle classe le divorce.
Boşanma belgelerini imzaladılar.
Ils ont signé les papiers du divorce.
Boşanma belgelerini imzaladın. Bu senin için özgürlük demek.
Tu as signé les papiers du divorce, et ça veut dire liberté pour toi.
Dinleyin. Babanızla boşanma belgelerini imzaladık.
Écoutez...
Ya da açıklarım tabii. Dün avukatımı arayıp boşanma işlemlerine başlamasını söylemiştim.
J'ai appelé mon avocat hier et je lui ai dit d'enclencher les procédures pour le divorce.
En popüler boşanma avukatı olan hani?
Juste en train de lire quelques magazines.
Bahsettiğim nokta, olası bir istismara maruz kaldıysan boşanma davan tamamen başka bir yöne kayar.
On peut revoir le sujet quand vous vous sentirez plus à l'aise.
Bir zamanlar, güya hayatta güvenebileceğin tek erkeğin ben olduğumdan bahsederdin şimdiyse arkamdan işler çevirip boşanma avukatına mı gidiyorsun?
J'ai été fou de croire que les choses s'arrangeaient entre nous. Andrew, je suis désolée. Et maintenant
Boşanma anlaşmasında karışıklık mı ne olmuş.
Une erreur dans le divorce.
Acılı bir boşanma sürecinden sonra Ship'n'Print'te çalışmaya başladı.
Embauché à Ship'n'Print après un divorce qui l'a anéanti.
Ölüm, boşanma ve taşınma. Bunlar, bir insanın yaşayabileceği en stresli olaylar.
Une mort, un divorce, un déménagement... ce sont les trois choses les plus stressantes qu'on puisse vivre.
İflas, boşanma, içki.
Ruine, divorce, bibine...
- Boşanma avukatları bugünler için var.
Les avocats spécialisés dans le divorce sont faits pour ça.
Herhalde boşanma avukatları olarak onları dibe vurmuş olarak gördüğüm için.
Je pense qu'étant leur avocat pour leur divorce, Je les vois étant au plus bas, tu vois.
Benim tecrübelerime göre, düğün hediyeleri boşanma ateşini alevlendirmekten başka işe yaramaz.
Je sais d'expérience que les cadeaux de mariage ne font qu'attiser le brasier du divorce.
Ve boşanma cinayet için harika bir sebep.
Et le divorce... C'est un mobile pour meurtre.
Pekâlâ Hojem-Sanders Samuel Duggan tarafından imzalanan son belge bildiğimiz kadarıyla, 1971 yılındaki boşanma belgeleri.
Ok, Hojem-Sanders... Le dernier document signé de la main de Samuel Duggan était le contrat de divorce... de ce qu'on en sait... en 1971.
Sam ve Eunice'in boşanma belgeleri.
Le jugement de divorce de Sam et Eunice.
Bu boşanma belgesinde bebekten hiç bahsedilmiyor.
Il n'y a aucune mention d'un bébé dans ce décret.
Eski bir özel kuvvetler keskin nişancısına ait çıktı. Marcus Ford. Kötü bir boşanma yaşamış.
C'est celle d'un ancien sniper des forces spéciales, Marcus Ford.
Evli olmayan çiftlerin boşanma oranını biliyor musunuz?
Savez-vous le pourcentage de couples non mariés qui divorcent?
Boşanma anlaşması yapmak zor olmuş olmalı.
Ça a du rendre votre acte de divorce, euh, difficile.
Conrad boşanma davası açtı.
Conrad veut divorcer.
Babam boşanma davası mı açmış?
Mon père demande le divorce?
Uygunsuz olursam affedin ama kocanız beni boşanma avukatı olarak tutmak istedi.
Pardonnez mon indélicatesse, mais votre mari m'a demandé d'être son avocat.
- Olamaz bu. - Bir saat içinde boşanma anlaşması için yeni bir toplantı yapacağız. - Olamaz.
Ca ne marche pas.
Bunlar boşanma belgelerim.
Ce sont... mes papiers finals du divorce.
Boşanma kağıtlarını imzaladım.
J'ai signé les papiers du divorce.
Boşanma kağıtlarını imzalayamam.
Je ne peux pas signer les papiers du divorces.
Evet, ama onunla yeniden bir araya gelirsem anlaşmalı boşanma gereği 600 milyon dolardan vazgeçmek zorunda kalmayacağım.
Ouais, mais si je me remets ensemble avec elle, je ne dois pas abandonner 600 millions de dollars dans un accord de mariage.
Her neyse, neticede boşanma kağıtlarını imzalamanı istiyorum böylece daha hoşumuza gidecek insanlarla tanışabiliriz.
Bref, j'aimerais que tu signes les papiers du divorces, pour que nous puissions aller rencontrer des gens que nous apprécions.
Ben Stuart'ın, boşanma avukatıyım.
Je suis l'avocate du divorce de Stuart.
Aşırı hayranlarından tehdit bile alacaktır. Geçen sefer Hollywood'a gidemediğinde hayranların Ae Jung'a ne zorluklar yaşattı haberin yok mu? Hepsine katlansa ve seninle evlense bile her gün huzursuzluk, ayrılık ve boşanma dedikoduları çıkacak.
Elle recevra probablement des menaces de tes fans enragées. tu ne sais pas ce que tes fans ont fait subir à Ae Jeong? de séparation et de divorce tous les deux jours.
Karısından ayrılmış ve evi satılığa çıkmış çok yakında bir boşanma görüyorum.
Il se sépare, sa maison est à vendre. Ça sent le divorce.
İş kaybı, boşanma, yasalarla sıkıntı yaşama, çok sayıda partner gibi şeyler yaşamışlar.
Des choses comme une perte d'emploi, un divorce, des ennuis avec la police, des partenaires multiples.
Görünüşe göre boşanma belgelerimizde senin tarafında bir gecikme oldu. Açıkçası Veronica Amerikan vatandaşı değil ve...
Il paraît que ça coince de ton côté pour les papiers de divorce, et Veronica n'est pas citoyenne, alors...
Boşanma riskini göze alamam. Laurine'i kaybederim.
Je ne peux pas risquer un divorce, je perderai Laurine.
Boşanma ne zaman kesinleşecek?
Quand ton divorce sera-t-il prononcé?
Boşanma partimi annenin evinde kutlamaya hiç niyetim yok!
Je ne vais pas fêter mon divorce chez ta mère.
Boşanma partisinde böyle şeyler diyenin ibne olmasından korkarım.
Précise que tu n'es pas homo quand tu sors ça à une fête de divorce.
Alexei, boşanma bir şey, akşam yemeği ise başka bir şey.
Le divorce est une chose, le dîner en est une autre.
Bu boşanma işini ne duymak, ne de hakkında düşünmek istiyorum.
Je ne veux plus penser au divorce.
Boşanma sırasında bile.
On a choisi notre bord, même pendant le divorce.
Boşanma mahkemesine gittiğimizde böyle olmam inşallah.
J'espère que j'irai mieux quand on ira au tribunal sinon je risque sûrement de dire :
Bosanma avukatim en çok bunu sevdi.
Celle-là, c'est la préférée de mon avocat en divorce.
Bosanma kagitlari geldi. Ben de imzalayacaktim, iste... onun istedigi gibi olmasina izin verecektim. Eger istedigi buysa.
J'allais signer les papiers qu'elle m'avait envoyée... la laisser faire ce qu'elle voulait.