Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → французский / [ B ] / Brogan

Brogan перевод на французский

110 параллельный перевод
Ne var ki davaya buradan biri baksın istiyorsan Bay Brogan Moore'u tavsiye edebilirim.
Mais si vous tenez à ce cabinet, - je vous conseille Me Brogan-Moore.
Mahkemeden gelir gelmez Brogan-Moore'u burada görmek istiyorum.
Envoyez-moi Brogan-Moore dès qu'il revient.
Brogan-Moore'u çok seveceksin. Eğitimlidir. Tabii ki, benden aldı.
Brogan-Moore s'est très bien formé avec moi.
- Ah, Brogan-Moore. İçeri gel, içeri gel.
- Brogan-Moore, entrez!
Bay Mayhew ve Bay Brogan-Moore'u tanıyorsunuz.
Me Mayhew, Me Brogan-Moore.
Bu Bay Brogan-Moore.
Voici Me Brogan-Moore.
Bay Brogan-Moore savunmadan sorumlu.
Me Brogan-Moore assurera la défense.
İzninle, Brogan-Moore.
Permettez, Brogan-Moore.
Bay Brogan-Moore'a ve size de yardım etmek istiyorum.
Tout comme Me Brogan-Moore et vous-même.
Önemli değil, Brogan-Moore.
Ça ne fait rien, Brogan-Moore.
Ve saygın dostlarım Sir Wilfrid Robarts ve Bay Brogan-Moore savunmayı temsil edecekler.
Sir Wilfrid Robarts et Me Brogan-Moore représentent la défense.
Biraz izin verir misiniz lütfen, Brogan-Moore, Carter?
Vous permettez?
Söyle Brogan-Moore odama gelsin. Mayhew'u da gönder.
Appelez Brogan-Moore et Mayhew.
Eski Brogan çiftliğindeki su kuyusuna uğradılar. Orası, kendilerini çöle vurmadan önce su ihtiyaçlarını karşılayacakları son yerdi.
Ils allèrent au puits du vieux ranch Brogan, parce que c'était le dernier point d'eau avant d'arriver au désert.
Apaçiler, Brogan'ın evini beş yıl kadar önce yakmıştı.
Les Apaches avaient détruit le vieux ranch cinq ans plus tôt.
Bastır, Brogan!
Bien joué Brogan!
Brogan!
Brogan!
Oynama fırsatı bekleyen iki acemi var, Brogan.
J'ai deux jeunes qui ont besoin de jouer.
Bunu yapman gerekmiyor, Brogan.
- Tu n'as pas besoin de faire ça.
Beni ofiste bekle, Brogan.
Attends dans mon bureau Brogan.
Ben Terry Brogan. Steve'le konuşmam lazım.
Ici Terry Brogan, je peux parler à Steve?
Terry Brogan. Takımdan çıkarılmış.
- Terry Brogan a des ennuis.
Yaşıyor, Brogan.
Il s'en est tiré.
Öyleyse, benden ne istediğinizi siz söyleyin, Bay Brogan.
Dites-moi ce que vous attendez de moi M.Brogan.
Terry Brogan'ı tanıyorsun. Nasılsın?
- Vous connaissez Terry Brogan.
Galiba Bay Brogan yeni bir iş bulmuş.
Il semble que M.Brogan ait trouvé un nouveau travail.
Doğru, Brogan. Zengin oldum. Her geçen gün daha da zenginleşiyorum.
C'est vrai, je suis riche et je m'enrichis de plus en plus.
Ben Terry Brogan.
Je suis Terry Brogan
Sanırım kim olduğunu biliyorum, Terry Brogan.
Je te connais bien Terry Brogan.
İyice saçmalıyorsun, Brogan.
Tu dis des conneries...
Brogan geri dönmez ki. Neden dönsün? O da delirdi.
Ça ne peut pas être Brogan, il serait fou d'y retourner.
Sen misin, Brogan?
- C'est toi Brogan?
Dinle, Brogan üvey kızımın iyiliği için bu işe girdim.
Ecoutez, je me mêle de ça pour ma filleule, Jessica.
Arkadaşın Brogan, beni tehdit ediyor, Jessie.
Ton ami Brogan me menace.
Brogan, kimseye zarar vermez. Ben Onun icabına bakarım. Bana ihtiyacın var.
C'est moi qui aurai Brogan, vous avez besoin de moi.
Ne yapıyorsun, Brogan?
Qu'est-ce que vous faites Brogan?
Önerin ne, Brogan?
- C'est quoi votre marché?
Ondan uzak dur, Brogan.
- Laissez-la Brogan.
Seni pek zorlamıyor sanırım, Brogan.
Vous vous en êtes bien tiré.
Unutma, Brogan. Artık Onun hayatında işin yok.
Souvenez-vous Brogan, vous êtes sorti de sa vie.
Bay Brogan Plunkett Şatosu üzerindeki ipotek için aradığınızı biliyorum, fakat ne yazık ki hala sonsuz posta grevimiz devam ediyor.
M. Brogan, j'imagine que vous avez appelé concernant le paiement de l'hypothèque du château Plunkett, qui a probablement été retardé par une de nos interminables grèves postales.
Bay Brogan, size ödeme yapamıyorken şatonun tamamını denizden geçirmemi nasıl bekliyorsunuz?
Si je ne peux pas vous expédier votre paiement, comment diable voulez-vous que je transporte un château de l'autre côté de l'océan?
Fakat sizi temin ederim ki Bay Brogan eğer grev daha uzun sürerse şu anda elimde tuttuğum çeki alıp feribotla şahsen İngiltere'ye geçip size kendim postalayacağım.
Mais je peux vous assurer, que si cette situation dure plus longtemps, Je vais apporter le chèque que je tiens à la main et traverser la manche jusqu'en Angleterre pour le mettre à la poste.
Bu tarz konuşmanız bence gereksiz, Bay Brogan.
Je ne pense pas qu'il soit nécessaire d'utiliser ce type de langage.
Affetmenin bir asalet olduğunu duydunuz mu, Bay Brogan? Hayır mı?
La pitié, vous connaissez, M. Brogan?
Shakespeare'inizi okumadığınız belli, Bay Brogan.
Non? Vous n'avez pas lu votre Shakespeare, M. Brogan.
Burada hiç müşterin olmadığı için şu Brogan denen adama borçlusun.
Tu es incapable d'avoir un seul touriste ici. Brogan va te mettre la corde au cou.
Plunkett Şatosu'nun kendi sınırları içindeki adı çıkmış olan Ağlayan Söğüt'te ise Brogan Ölüm Perisi'nin zaman zaman feryat edip inlediği söylenmektedir.
Ici, à l'intérieur de la place du château Plunkett lui-même, nous arrivons à l'horrifiant saule des lamentations. On dit que la dame blanche Brogan y hurle et y gémit de temps en temps.
Belki Jim Brogan bize bir şans daha verir?
Jim Brogan va peut-être nous donner une autre chance?
Jim Brogan mı? Jim Brogan'ın bu işle alakası ne?
Qu'est-ce que Jim Brogan vient faire dans tout ceci?
Hadi, Sul, dayan. Beni buraya göm, Brogan.
- Enterre-moi ici Brogan.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]