Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → французский / [ B ] / Bulamıyorum

Bulamıyorum перевод на французский

3,421 параллельный перевод
Hayır, onu bulamıyorum.
Je n'arrive pas à la retrouver.
Adamı bulamıyorum.
Je le trouve pas.
Bakın, cüzdanımı bulamıyorum.
Écoutez. Je ne trouve pas mon porte monnaie.
Aria'yı bulamıyorum.
Je ne trouve pas Aria.
Nemlendiricimi bulamıyorum.
Je trouve pas la crème hydratante. Y en a pas.
- Matt'i bulamıyorum.
- Je ne trouve pas Matt.
Hey, Edie Teyze'ye bakması için birkaç kişiyle görüşme yapacağız, ve kahve kupalarını bulamıyorum.
Hé, on va faire passer des entretiens à des gens pour s'occuper de Tante Eddie, et je trouve pas de mugs.
Dediğin şeyi bulamıyorum.
Je ne trouve pas le...
Nefes bulamıyorum.
Je ne peux pas respirer! [halètements]
Ama sorun şu ki ne olduğunu bulamıyorum.
Le problème, c'est qu'on ne sait pas laquelle.
New York Üniversitesi ve Babil resmi arasındaki bağlantıyı bulamıyorum.
Je n'arrive pas à trouver la relation entre NYU et cette photo de Babylone.
Nasıl yapılabilir bir yol bulamıyorum ve Holly ellerinde ve onu kurtarmak için elimden hiçbir şey gelmiyor.
Je ne vois pas comment cela peut se faire. et ils ont Holly, Et il n'a rien que je puisse faire pour la sauver.
Yerini bulamıyorum. Hadi ama düşünün!
Je ne peux pas le retracer
IP adresini gizlemiş, onu bulamıyorum.
Il cache l'adresse IP. Je ne peux pas la trouver.
Hiçbir şey bulamıyorum.
Je n'ai rien.
- İtiraf edecek veya zamanını Levi ile geçirdiğini hatırlayacak kimseyi bulamıyorum.
Je ne peux pas trouver qui que ce soit qui reconnaisse ou se souvienne avoir passé du temps avec Levi la nuit dernière.
Üniversite için para biriktirmeye çalışıyorum. İş bile bulamıyorum.
J'essaie de mettre de l'argent de côté pour la fac, je trouve même pas de job.
Baksana Liz, Thad'i bulamıyorum.
Hey, Liz, je ne trouve pas Thad.
Hiçbir yerde bulamıyorum
Je n'en ai pas à partager
- Diğer çorabımı bulamıyorum!
Je ne trouve pas mon autre chaussette!
Onu bulamıyorum.
Je ne le trouve pas.
Bulamıyorum onu.
Je ne le trouve pas.
Başka yararlı bir şey bulamıyorum.
Je n'ai rien trouvé d'autre d'utile.
Söyleyecek söz bulamıyorum.
Je... Je suis sans voix.
Doktora derecesi olan insanlara bile iş bulamıyorum, ve açıkçası, iş tecrübeniz çok sınırlı.
Je vois des doctorants qui ne trouvent pas de travail. Et honnêtement, votre expérience professionnelle est limitée.
Şey, bana bıraktığın evi kaybettim, işimi kaybettim, yeni bir iş bulamıyorum.
J'ai perdu la maison que tu m'avais achetée. J'ai perdu mon travail et je n'en retrouve pas de nouveau.
Ben sadece... bulamıyorum.
Je ne vois pas.
Gidelim. Anahtarlarımı bulamıyorum.
Allons-y
Anahtarlarımı bulamıyorum.
Je-Je ne trouve pas clés
Onları bulamıyorum.
Je Je ne trouve pas mes clés
Serena ya da Mikhail'le bir bağlantılarını bulamıyorum.
Je ne peux rien trouver les connectant à Serena ou Mickael.
- Onları bulamıyorum.
Je ne les trouve pas.
Bulamıyorum.
Ils ne la trouvent pas.
- Kahlid'i bulamıyorum.
- Je n'arrive pas à trouver Kahlid.
Ama onu bulamıyorum.
Mais je ne le trouve pas.
Ve bir Walmart karşılayıcısı olarak bile iş bulamıyorum ve onlarda engellileri ve minibüste yerde yuvarlanan diğer şeyleri işe alıyorlar.
J'arrive même pas à trouver un job à l'accueil de chez Walmart alors qu'ils embauchent des handicapés et toux ceux qui ont été bercés un peu trop près du mur.
Söyleyecek bir şey bulamıyorum...
Et je.. je n'ai pas les mots...
" Kırmışlar beni, bulamıyorum kendimi,
Je suis le gars qui s'est tourné mais n'a jamais filé. "
Bu restoranda tek bir düz alan bile bulamıyorum.
Je ne trouve pas un seul endroit plat dans tout le restaurant.
- Onu hiçbir yerde bulamıyorum.
- Je ne la trouve nulle part.
Fin, karaciğerini bulamıyorum.
Fin, je n'arrive pas à trouver son foie.
Onlarla harcamak için fazla zaman bulamıyorum.
Je n'ai pas beaucoup de temps libre à passer avec eux.
Telefonumu bulamıyorum. Sanırım çantamda kaldı.
Je trouve plus mon téléphone.
- Onu bulamıyorum.
Je ne peux pas le trouver, ok?
şimdiye kadar... 15 adımdayım ve hala kurbanlar arasında bir bağlantı bulamıyorum.
Je suis actuellement à... 15 degrés de séparation et je ne trouve aucune connection entre les victimes.
Hiç bir şey bulamıyorum.
Je ne trouve rien.
Will'i bulamıyorum.
Je ne trouve pas Will.
Telefonumu bulamıyorum.
Um, j'ai perdu mon téléphone.
Kahretsin, aptal çantamdan anahtarlarımı bulamıyorum! Ben sürerim!
Je conduis!
Söyleyecek kelime bulamıyorum.
♪ Ah ah, ah ah ♪ Je ne sais pas quoi dire.
Hoş, ama kendimde o gücü bulamıyorum.
Hey.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]