Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → французский / [ B ] / Bush

Bush перевод на французский

1,336 параллельный перевод
Ben George Bush'um.
Je suis George Bush.
Bush'un yakın dostu James Bath, Bin Ladin Ailesi tarafından Teksas'taki yatırımlarını ve işlerini yönetmek için tutulmuştu.
Le bon ami de Bush, James Bath, avait été recruté par les Ben Laden... pour gérer leur fortune au Texas et investir dans les affaires.
James Bath de George W Bush'a yatırım yaptı.
Et James Bath à son tour, avait investi dans George W. Bush.
Bush, girdiği her şirket gibi Arbusto'yu da batırdı. Sonunda Bsuh'un çalıştığı şirketlerden biri, Harken Energy tarafından satın alındı ve Bush'u da yönetim kurulu üyesi yaptılar.
Bush coula Arbusto... comme il coula toutes les autres compagnies dans lesquelles il fut impliqué... jusqu'au jour où l'une de ses compagnies fut achetée par Harken Energy, qui lui offrit un fauteuil à son conseil d'administration.
Çoğumuz yıllarca, Harken, Spectrum 7, Arbusto Sondaj ve Bush'un tüm şirketlerinin Suudi petrol parası ile finanse edildiğinden kuşkulanıyorduk.
Beaucoup d'entre nous se sont doutés que durant ces années il y a eu... de l'argent du pétrole saoudien injecté dans ces compagnies : Harken, Spectrum 7, Forages Arbusto, toutes les compagnies de Bush.
Harken'ın desteklenmesinin en önemli nedeni George W Bush'un şirketin yönetim kurulundayken babasının da ABD başkanı olmasıydı.
Le fait est que Harken avait un argument de poids, c'était la présence de George W. Bush au conseil d'administration... alors que son père était Président des États-Unis.
1990'da Bush, Harken'ın başındayken avukatlar, yönetime bir not göndererek "Şirket zor durumda kalırsa hisse satmayın" dediler. Bir hafta sonra 848.000 Dolar değerinde hisse senedi sattı.
En 1990, quand M. Bush était un des dirigeants de Harken Energy, il reçut cette note des avocats de la compagnie... prévenant les directeurs de ne pas vendre leurs actions s'ils avaient... des informations défavorables sur la compagnie.
Bush'u cezadan kurtaran James Baker'ın avukat ortağı Robert Jordan, Bush Başkan olunca Suudi Arabistan'a büyükelçi olarak atandı.
L'avocat associé de James Baker qui aida Bush... à démonter l'accusation de la COB... était un certain Robert Jordan... qui, lorsque George W. devint Président, fut nommé ambassadeur en Arabie Saoudite.
Harken felaketinden sonra Bush'un babasının dostları, Bush'a Carlyle Gurubu'nda yönetim kurulu üyeliği ayarladılar.
Après le naufrage d'Harken, les amis de papa Bush lui trouvèrent un siège... à un autre conseil d'administration, dans une compagnie du Groupe Carlyle.
George W Bush ve George H W Bush yatırımcıların biri de Bin Ladin Ailesi olan Crlyle Gurup için çalışmıştı.
George W. Bush et George H.W. Bush ont tous les deux... travaillé pour le Groupe Carlyle, la compagnie même qui a compté... la famille Ben Laden parmi ses investisseurs.
Toplantıya yine James Baker John Major, George H W Bush gibi isimler katılmıştı.
À cette réunion il y avait tous les fidèles de Carlyle... James Baker, probablement John Major, à coup sûr George H.W. Bush, bien qu'il soit parti le matin du 11 septembre.
Ama Bush, 11 Eylül sabahı otelden ayrıldı. Usame Bin Ladin'in kardeşi Şefik Bin Ladin de Carlyle Gurup aile yatırımını kontrol etmeye gelmişti.
Shafiq Ben Laden, le demi-frère d'Osama Ben Laden, était là pour veiller aux investissements de sa famille dans le Groupe Carlyle.
Baş komutanımız Başkan George W Bush.
Notre commandant en chef, le Président George W. Bush.
Bush'un babası, 2 yıl daha Carlyle'nin Asya yönetiminde danışmanlığa devam etti.
Le père de Bush resta néanmoins consultant... pour la branche Asie de Carlyle pendant encore deux ans.
En çirkin yanı George H W Bush'un Usame Bin Ladin 11 Eylül öncesi aranan bir teröristken bile Bin Ladin Ailesi'yle görüştüğünü bilmekti.
Aussi inconvenant que cela paraisse de savoir que George H.W. Bush... avait des contacts avec la famille Ben Laden... alors qu'Osama était un terroriste recherché, bien avant le 11 septembre,
George H W Bush Beyaz Saray'a istediği anda ulaşabilen biri.
George H.W. Bush est un homme qui, à l'évidence, est incroyablement proche... de la Maison Blanche.
Aslında George H W Bush, Carlyle adına Suudi Arabistan'ı ziyaret edip kraliyet ailesi ve Bin Ladin Ailesi'yle görüşürken meydana gelen karışıklıktan da yararlanıyorlardı.
Et je crois qu'ils ont bénéficié très concrètement de l'amalgame... qui a été fait quand George H.W. Bush s'est rendu en Arabie Saoudite... pour Carlyle et a rencontré la famille royale... et la famille Ben Laden.
Beyaz Saray açısından bakıldığında eski Başkan Bush ve eski Dışişleri Bakanı Baker'ın dünya liderleriyle bağlantılarını kullanarak Carlyle Gurup gibi silah üreten bir gurubu temsil etmeleri doğru mu?
La Maison Blanche ne voit-elle pas de problème éthique... à ce que l'ancien Président Bush et l'ancien Secrétaire d'État Jim Baker... utilisent leurs contacts auprès des chefs d'état pour représenter... l'une des compagnies d'armement les plus connues, le Groupe Carlyle?
Çünkü Suudi Kraliyet Ailesi ve ortakları son otuz yıl içide Bush Ailesi ve dostları için bu kadar yatırım yaptılar.
C'est ce que la famille royale saoudite et leurs associés... ont donné à la famille Bush, leurs amis et leurs entreprises... sur le 30 dernières années.
Bush Ailesi sabah uyandığında siz ya da benim için değil, Suudiler için neyin iyi olduğunu düşünüyor desem çok mu kabalık etmiş olurum?
Est-il absurde de penser que quand les Bush... se réveillent le matin, leur première pensée... soit pour les Saoudiens, et non pour les gens comme vous et moi?
Er ya da geç bu özel ilişki Uluslararası Af Örgütü'nün insan hakları ihlalcisi ilan edilen bir rejimle bozulacak ve Bushların başını derde sokacaktı.
Tôt ou tard, cette relation spéciale... avec un régime qu'Amnesty International condamne... pour violation notoire des Droits de l'Homme... serait revenue hanter les Bush.
Öncelikle Bush, Kongre'de kendi soruşturmasını engellemek istedi.
D'abord, Bush a essayé d'empêcher le Congrès de monter...
Bush Yönetimi'nin aldırmadığı 11 Eylül'de hayatını kaybeden 500'den fazla kurbanın yakını Suudi Kraliyet Ailesi ve diğerlerine dava açtılar.
Ignorés par l'administration Bush, plus de 500 parents de victimes du 9 / 11... intentèrent un procès à la famille royale saoudienne et les autres.
Bush Ailesi'nin sırdaşı James A. Baker'ın avukatlık şirketini tuttu.
Le confident de la famille Bush, James A. Baker.
Prens Bandar, Bushlara öyle yakındı ki sanki aileden biriydi.
Le Prince Bandar était si proche des Bush... qu'ils le considéraient comme un membre de la famille.
"Bandar Bush".
Bandar Bush.
11 Eylül'den iki gece sonra Bush, Beyaz Saray'a özel bir akşam yemeği ve sohbet için Bandar'ı davet etti.
Deux jours après le 11 septembre, George Bush a invité Bandar Bush... à la Maison Blanche pour un dîner et un entretien privé.
Merak ediyorum da acaba Bay Bush, Bandar'a endişelenmemesini yakında uygulanacak bir planı olduğunu söylemiş miydi?
Je me demande si M. Bush a dit au Prince Bandar de ne pas s'en faire... car son plan était déjà en marche.
Bush, bunu Taliban Hükümeti'nin Bin Ladin'e sığınması nedeniyle yaptıklarını söyledi.
M. Bush a dit qu'il faisait ça... parce que le gouvernement Taliban d'Afghanistan... donnait asile à Ben Laden.
Bunca sert konuşmalara rağmen Bush, aslında fazla bir şey yapmadı.
Bush parla beaucoup, mais il ne fit pas grand-chose.
1997'de George W Bush, Teksas valisiyken bir grup Taliban lideri Unocal yöneticileriyle görüşmek için Houston'a gelmişti.
En 1997, alors que George W. Bush était Gouverneur du Texas, une délégation de chefs Taliban d'Afghanistan vinrent à Houston... pour rencontrer les dirigeants d'Unocal... et discuter de la construction d'un pipeline traversant l'Afghanistan,
Bush'un seçim kampanyasına en çok bağış yapan Kenneth Lay ve Enron'un iyi yöneticilerine.
Le donateur n ° 1 de la campagne de Bush, Kenneth Lay, et les braves gens d'Enron.
2001'de, 11 Eylül'den sadece beş buçuk ay önce Amerika'yı dolaşıp Taliban imajını düzeltmek için Bush Hükümeti özel bir Taliban temsilcisini ağırladı.
Puis en 2001, juste cinq mois et demi avant le 9 / 11... l'administration Bush accueillit un envoyé Taliban... en tournée aux États-Unis... pour tenter d'améliorer l'image du gouvernement Taliban.
Bush yönetimi Harp gemimizi ve Afrika'daki elçiliklerimizi bombalayan adamı sakladıklarını bile bile nasıl bir Taliban liderinin ziyaretine izin verir?
Pourquoi l'administration Bush a-t-elle autorisé un chef Taliban... à visiter les États-Unis, sachant que les Taliban... hébergeaient l'homme qui avait fait sauter l'USS Cole... et nos ambassades africaines?
Bush, ayrıca Afganistan'a da elçi olarak Zalmay Khalilzad'ı atadı.
Bush a également nommé, comme envoyé en Afghanistan,
George W Bush da onu Adalet Bakanı yaptı.
Alors George W. Bush a fait de lui son Ministre de la Justice.
Saldırıdan 6 hafta sonra kabul edilen Vatanseverlik Yasası hükümetin çalışma tarzını tamamen değiştirdi.
Le "Patriot Act", adopté par le Congrès et signé par Bush... six mois après les attaques, a changé la façon dont le gouvernement mène les affaires.
Ben de "Doğru ama asla petrol için bomba yağdıran Bush kadar aşağılık olamaz" dedim.
Mais il n'est pas plus enfoiré que Bush... qui bombarde le monde pour les profits du pétrole. "
Bush yönetimi elbette kılavuz falan yollamadı çünkü meselenin terörist tehditle hiç ilgisi yoktu.
Bien sûr, l'administration Bush n'a pas sorti de manuel... disant quoi faire en cas de menace terroriste, parce que la menace terroriste n'était pas le vrai problème.
19 Mart 2003 tarihinde George W Bush ve Amerikan Ordusu bağımsız bir ülke olan Irak'a saldırdı.
Le 19 mars 2003... George W. Bush et les forces militaires américaines... ont envahi la nation souveraine d'Irak.
Bush göreve başladığında adamları öyle demiyordu.
Parce que ce n'est pas ce que disait le camp de Bush quand il a pris fonction.
Başkan Bush, buraya gel.
Président Bush, venez ici.
Bush kendisini zirveye çıkaran üslere, sevgisini açıklarken savaş ödeneklerinin % 33 ailelerine yapılacak yardımının da % 60 azaltılmasını önerdi.
Tandis que Bush était occupé à prendre soin de sa base, et à exprimer son amour pour nos soldats, il proposa de réduire la paie des soldats au combat de 33 %... et l'assistance à leurs familles de 60 %.
Babası gibi olmaya çalışan George Bush'un sorunu ne?
Qu'est-ce qui ne va pas avec George? Il essaye de ressembler à son père, Bush.
Bush, Iraklı çocukları öldürdü.
Bush tue des enfants. Des enfants irakiens.
Bush bir terörist.
Bush est un terroriste.
"Afrika'da, derler ki..." "... çalılıkta, bir fil seni öldürebilir, bir leopar seni öldürebilir... " "... bir de, kara yılan seni öldürebilir.
En Afrique, en plein bush, un éléphant peut te tuer, un léopard peut te tuer, et la Black Mamba peut te tuer.
Hıristiyanları, George Bush, Papa, Henrik Larsen ve kapıcı Willie'yi karıştırıp tek bir insan yaptığımı hayal etseniz gülerdiniz.
Imaginez que je réunisse tous les chrétiens, George Bush, le pape, Henrik Larsen et notre maire en une seule personne.
Ralph Nader Başkan Bush'a dava açılmasını istemiş.
Voyons voir. Ralph Nader a demandé la destitution du président Bush.
Başkan George Bush'u yeniden seçecek komite tarafından ödenmiştir.
Spot financé par le comité pour la réélection du président George Bush
- George W Bush?
Georges W. Bush? Non, mais c'est pas mal.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]