Canavar перевод на французский
11,341 параллельный перевод
Bir insanın zekâsına ve bir canavarın vahşiliğine sahip.
Il a l'intelligence d'un homme et la férocité d'un animal.
Bu Bonaparte denen canavar Avusturya'ya girdi sırada Rusya'nın olmadığını kim söyleyebilir ki?
Ce monstre, Bonaparte, a envahi l'Autriche et qui dit que la Russie ne sera pas la prochaine?
Ben bir canavarım.
Je suis un monstre.
Bir canavarım ben.
Je suis un monstre.
Keşke bir canavar olsaydın.
J'aimerai que tu sois un monstre.
Ya da hepimizin içinde bir canavarın yattığına inanmak istemiyorsundur.
Ou tu ne veux pas admettre qu'il y a un monstre en chacun de nous?
Çünkü o an bir canavar görmüyordun.
Parce qu'à cet instant, tu ne voyais pas le monstre.
Bir canavar olmadığımı.
Que je n'étais pas un monstre.
Güzel canavarımızı, basit bir görev için vahşi doğaya salacağız.
Nous allons envoyer notre magnifique monstre dans la nature avec une simple tâche à réaliser.
Yani uzun lafın kısası Hugo Strange boş zamanlarında canavar yaratıyor ve..... üç ay önce ölen Victor Fries'a Karen Jennings'i öldürttü.
Donc, pour résumer, Strange fabrique des monstres à partir de morts pendant son temps libre, et il a fait tuer Karen Jennings par Victor Fries, qui est mort depuis des mois.
Kurşunların bu canavarı öldüremeyeceğini şimdiye kadar öğrenmen gerekiyordu Jim.
Vous n'avez pas compris, Jim? Ce monstre ne craint pas les balles.
Ölüler buraya girip canavar olarak çıkıyor.
Des morts arrivent ici, et des monstres en sortent.
Bodrumda canavar yaratıyorsunuz!
Que vous fabriquez des monstres au sous-sol!
- O, canavar değil.
Ce n'est pas un monstre.
Canavar gibi davranıp, aileni çıldırtıyorsun.
Arrêtez d'agir comme une bête. Votre famille ne mérite pas ça.
Bu Bonaparte denen canavar Avusturya'ya girdi sırada Rusya'nın olmadığını kim söyleyebilir ki?
Ce monstre, Bonaparte, est entré en Autriche, et qui dit que la Russie ne sera pas la suivante?
Yüce ordumuz canavar Napolyon'un ilerleyişini durduracaktır.
Notre grande armée arrêtera net ce monstre Napoléon.
Neyse, bu canavarı enseledik ve ön duruşmada partnerlerden birinin yanında oturacağımı öğrendim.
On décroche l'affaire, et j'apprends que je ne fais qu'assister à l'audience préliminaire.
İkinci bir şans gerçek bir canavar olabilir.
Les secondes chances peuvent être monstrueuses.
Hey, hey, Susam Sokağı bu mahalleden uyarlandı... Çünkü orada çöplükte yaşayan bir adam var ve orada devasa kürklü canavar var....... bunu sadece ben görebiliyorum.
1, rue Sésame est inspiré de ce quartier, car il y a un type qui vit dans une poubelle et un énorme monstre poilu que je suis la seule à voir.
Bu elbise falan değil, canavar!
Tu n'as rien d'une robe. C'est monstrueux!
Aynı Belle gibi bir canavar tarafından esir tutuldum.
Gardée prisonnière par une bête, comme Belle.
Bunu ancak bir canavar yapar.
Ce sont les actes d'un animal.
Bir gün kadın ormanda gezerken, bir canavar ona saldırmış.
Un jour se promenant dans les bois, elle fut attaquée par un monstre.
Canavar lanetli bebelerden biriymiş ve kadını yemek istemiş.
C'était une erreur de la nature qui voulait la manger.
Kadın çok cesurmuş ve canavara direnmiş. Fakat canavar çok büyük ve öfkeliymiş.
La femme était très courageuse, mais le monstre était énorme et féroce.
Kadın canavarı öldürememiş.
Elle ne pouvait pas le tuer.
Canavar kadını yemek üzereyken, bir kız çıkagelmiş.
Le monstre était sur le point de la dévorer, puis est arrivée une jeune fille.
Kız canavarı öldürüp kafasını koparmış.
Elle tua le monstre et le décapita.
Babam hak ettiğini bulan canavarın tekiydi.
C'était un monstre et il a eu ce qu'il méritait.
Canavarı beslemek için farklı bir şey, daha fazla bir şeye dönüştüm.
Je suis devenu différent, quelque chose d'autre.
Canavar kovalayarak mı?
À pourchasser des monstres?
Dikkatini çekerim, canavar demedim.
Tu remarques, je n'ai pas dit "monstre".
Rüyanda canavar görmemeye çalış.
Et essayer de ne pas rêver de monstres.
Canavar! İmdat!
Monstre!
Bu bir canavar!
Aidez-moi! C'est un monstre!
Birinin "Canavar" diye bağırdığını duydum.
J'ai entendu quelqu'un crier "Monstre!"
Bu beni canavar mı yapıyor?
Est-ce que ça fait de moi un monstre?
Canavar!
Monstre.
Bu bir canavar Scully, açık ve net.
C'est un monstre, purement et simplement.
Peki ya karşılaştığımız bu canavar bizim hayat anlayışımızın ötesinde yeni bir paradigma yaratmak için buradaysa?
Et si cette créature que nous avons rencontré était ici pour créer un tout nouveau paradigme sur notre connaissance de la vie en elle-même?
Sadece bu bir canavar diyorum.
Tout ce que je dis, c'est que c'est un monstre.
Sonunda bir çingeneye gitmiş. Çingene ona bu canavarı öldürmenin tek yolunun yeşil camdan yapılmış bir mızrağı apandisine saplamak olduğunu söylemiş.
Alors, il rendit visite à un gitan, qui lui dit que la seule manière de tuer ce monstre était de le poignarder dans son appendice avec une lance faite de verre vert.
O da yeşil camdan bir mızrak yapmış ve canavarın apandisine saplamış.
Alors il fabriqua une lance en verre vert et poignarda le monstre dans son appendice.
Ama canavar ölürken polis aynaya baktığını fark etmiş.
Mais alors que le monstre mourrait, le policier réalisa qu'il regardait dans le miroir.
Canavar başından beri kendisiymiş.
Il était le monstre depuis le début, vous voyez?
Dünyada canavarlar olduğuna inanmak kendi içimizdeki canavarı kabullenmekten daha kolaydır. Burada. Bazen de burada.
Il est plus simple de croire aux monstres là-dehors, dans le monde que d'accepter que le véritable monstre demeure en nous ici... et parfois ici.
Lütfen! Al çek şu canavarı üstümden.
Débarrasse-moi de ce monstre!
Bir canavar mı yetiştirdim ben?
J'ai élevé un animal?
İçinde canavar da var.
Avec un monstre.
Canavar!
Monstre!