Capital перевод на французский
1,434 параллельный перевод
Paranın bir hayalet gibi ortadan kaybolmasının önemli olduğunu size söylemiştim.
Il est capital, pour la réussite de ce plan, que l'argent semble avoir disparu - comme par enchantement.
TWA ekipman ve sermayesine karşıIık kredi al.
Faites un emprunt à hauteur du capital et de l'équipement de TWA.
Evet, bu harika bir sayı.
C'est un coup sûr capital, voilà ce que c'est.
Gelecekte, Cassander, en iyi başkent bizde olacak.
Avec notre futur, Cassandre, notre meilleur capital.
Saat 03.55 ve Buenos Aires'de sağanak yağış var.
ii est 3h55 du matin, il pleut à torrents... sur le capital et la banlieue, des orages éclatent ici et là.
Ve bu çok önemli, Calder.
C'est capital, Calder.
Eğer bekarsan, belki merak etmezsin ama bu kritik bir soru.
Tu t'es jamais posé la question, et pourtant, c'est capital.
Şu andaki para durumumu hesaplıyorum. Eğer yanılmıyorsam, üç bin dükanın tamamını bir anda temin etmem sanırım mümkün değil.
Je calcule ce que j'ai en réserve et, d'après une évaluation faite en mémoire, je ne peux immédiatement réunir le capital entier de 3000 ducats.
Bu benim için çok önemli ve bunu burada oyalanarak yapamam.
C'est capital pour moi, et je le trouverai pas en restant ici.
Ben şunu yapardım : Yarın sabah kalkıp Gabriel Capital Inc.'e giderdim ve Platts'ın sekreterine, onu görmek istediğimi söylerdim ve o da dışarıya gelince burnuna yumruğu indirirdim.
Je me réveillerais demain, j'irais à Gabriel Capital inc demander à parler à Joseph Platts.
Sperm testi önemli değil.
L'examen du sperme n'est pas capital.
Ana parayı ne zaman vereceksin?
Quand comptes-tu rembourser le capital?
Fakat oldukça büyük bir enerji kıtlığımız var, birçok merkez karanlık, bunun için dizel jenaratörlerimizi her zaman hazır tutmalıyız.
Avec la pénurie d'énergie, il y a beaucoup de coupures. Il est donc capital que le générateur diesel fonctionne. Autre section.
Önemli bir suçun soruşturmasına engel oldunuz.
Vous avez fait entrave à l'enquête d'un crime capital.
Her şey buna bağlı.
C'est capital.
Virüsün kapalı tutulması çok önemli, ama otelde serbest bırakıldığı hikayesinin kapalı tutulması da en az o kadar önemli.
Maîtriser le virus est capital, mais il faut aussi contenir l'information.
Ama Vaughn, CIA'in Yolcu'yu bulma çabalarının merkezinde.
Mais Vaughn joue un rôle capital dans la quête du Passager.
Her küçük ihlal bir sermaye suç olduğu.
Une broutille est un délit capital.
Sermayemi nereye yatıracağıma karar vermek zorundayım.
Je dois décider où placer mon capital.
Sermaye gerekir.
Il faut du capital.
Halka arz yaparsın. Evet. Tabii.
On ouvre le capital et on lance des IPO
Çok kötü bir durumdu
Mikey. C'était horrible, avec un H capital.
- Sermayem yok!
- Je n'ai pas le capital!
Dinleyin millet, bu kısım önemli.
Ecoutez bien, c'est capital.
Annem başkentte iş buldu.
Ma mère a trouvé du travail à Capital City.
Başkent mi?
Capital City?
Sana monopolinin başkent versiyonunu getirdim.
Je t'ai apporté le Monopoly, version Capital City.
Yarın başkentte U.N. Kadınlar Konferansı'na katılıyorum.
Je couvre le congrès féminin de l'ONU à Capital City demain.
Bak Pete, bana sorarsan, bu Binbaşı Carter büyük bir şeylerle bağlantılı.
À mon avis, ton commandant Carter travaille sur un projet capital.
Bilirsin zengin çocukların güven fonları vardır
Tu sais, les gosses de riches, ils ont un capital.
Ve ondan sonra, risk alacak sermaye kalmadı.
- Et plus de capital
Bir yuva ararken emlakçınız hayatınızın büyük bir parçası haline gelir.
Quand vous cherchez une maison, votre agent immobilier joue un rôle capital.
Büyük bir sonuç.
Résultat capital.
Son dört yıldır aynı iştesin, fakat hiç birikimin yok. Sermaye yok.
Revenu régulier depuis 4 ans, mais pas d'économies, pas de capital.
İş gerçekten güzel fakat binanız kiralık. Ortada gözüken bir sermaye yok.
Le commerce est super, mais... le magasin est en location et vous n'avez pas de capital.
Sermaye yeni dükkanın içine yerleştirilecek.
- Mais le capital coule dans le nouveau magasin.
Bir süre ortadan kaybolabilirsin. Biraz para yaparsın.
Comme ca, tu disparais un temps, tu te constitues un petit capital,
Bu da demek oluyor ki, oteli boyayarak arabanın parasını ödeyebilir, ve bahsettiğimiz ufak sermayeyi yapabilirsin...
Tu peux peindre le motel, payer la voiture et il te restera un petit capital.
Bana bir baba olarak güvenmeyebilirsin ama bir gazeteci olarak söylemeliyim ki sahip olduğun en önemli şey, itibarındır.
- Écoute, je suis un père lamentable, mais en tant que journaliste, je sais que ta réputation, c'est capital.
Hayatımızın en büyük dövüşüyle karşı karşıyayız ve ödlek kardeşin bize önderlik etmekten fazlasıyla uzak bir götveren!
Je parle au nom de tous, on a un match capital et ton frère est trop froussard pour faire son boulot.
Riskli kapital...
Le capital risque :
New Hampshire'dan iki kardeşiz, girişimci kapitalistleriz.
Deux frères du New Hampshire, capital risqueurs.
Ee, Jeremy sen ve kardeşin girişimci kapitalistlersiniz.
Alors, Jeremy, vous faites du capital risque?
Girişimci kapitalist. Tüm sistemin omurgası. - Bu yeni bir öncülük.
Les capital risqueurs, épine dorsale du système.
Yani sen girişimci kapitalistsin?
Tu es un capital risqueur.
Biraz param var ama daha fazla lazım $ 30,000, en azından.
J'ai du capital, mais il me faut 30 000 de plus.
Liberty Capital için kıçımı patlattım ben?
Je me fais chier pour "Liberty Capital", non?
Merhaba. Ben Ted Watters, Liberty Capital'dan.
Oui, bonjours, ici Ted Watters de Liberty Capital.
Peder Moore'un bu konudaki inancı, Emily'nin durumunu ikisinin de anlamasında çok önemli bir rol oynuyor.
Ce que croit le Père Moore est capital pour comprendre comment lui et Emily interprétaient son état.
Tarihteki muazzam bir olayın içine getirdim seni...
Je vous ai amené pour un évènement capital dans l'histoire.
Hayır, sermaye diyecektim.
J'allais dire du capital.