Celui перевод на французский
57,398 параллельный перевод
Bu sürü 500 kilometrekareye yayılıyor ve birkaç milyar birey barındırıyor.
Celui-ci se prolonge plus de 200 miles carrés et contient plusieurs milliards d'individus.
Ama bu çimenlerin tek parçasını bile sindiremezler.
Mais ils ne peuvent pas eux-mêmes digérer un peu de celui-ci.
Onlara daima yenilenen bir yiyecek kaynağını garantileyen bir ilişki.
Celui qui leur garantit une source de nourriture constamment réapprovisionné.
Bu yavru bir arka sokağa girdi ve kapana kısıldı.
Celui-ci est tombé dans une ruelle arrière et est pris au piège.
Bu Cece'nin bu Noel alacağı tek hediye olacak, bu yüzden o kime çıktıysa, lütfen bunu hızlandırsın.
C'est le seul cadeau que Cece aura cette année, alors celui qui l'a, faites ça bien.
Bu nedenle, o kime çıktıysa getirse iyi olur... çünkü mükemmel hediyeyi aldığımı biliyorum, şeye...
Donc, celui qui l'a a intérêt à assurer... Parce que je sais que j'ai le cadeau parfait pour...
Pekala, Schmidt kime çıktysa hediyeyi getirmiş olsa iyi olur, çünkü Winston çıtayı gerçekten çok yükseltti.
Celui qui a tiré Schmidt a intérêt à avoir assuré. Parce que Winston a mis la barre très haut.
Al bunu.
Prends celui là.
Ben Bert'le tanıştım. O başka gezegenlerde yaşam bulunduğuna işaret değil mi zaten? Öyle şakaları bana yapardın.
Avec tous ces emballages de bonbons et de plats préparés que j'ai trouvés dans la poubelle, je pensais que celui qui travaillait ici avait dix ans.
Wesley Snipes'ın söylediğin kişi olduğunu düşünmüyorum.
Je ne pense pas que Wesley Snipes soit celui que vous dites.
"Çünkü çok bilgelik çok keder doğurur her kimin bilgisi artarsa acısı da artar."
"Car avec beaucoup de sagesse, on a beaucoup de chagrin. " Celui qui augmente sa science, "augmente sa douleur."
Senin varlığında huzur buluruz.
Celui qui se tient debout s'abaissera en Ta présence.
Washington orayı kim kontrol ederse savaşı da onun kazanacağını düşünüyordu.
West Point était juste un fort, mais George Washington pensait que celui qui le contrôlerait gagnerait la guerre.
İşe ordudan başlamalıydı.
À commencer par celui de l'armée.
Senato hediyeleri kendine mal ederse imparatoru baltalayabileceğini düşündü.
Il pense pouvoir discréditer l'empereur en faisant passer son don pour celui du sénat.
İçinde Marcia'nın da ismi var. Benim ve Narcissus'unki de.
Il y est inscrit son nom, le mien et celui de Narcisse.
Bu neden tahliye ihbarının arkasına yazılmış?
Pourquoi celui-là est-il au dos d'un avis d'expulsion?
- Bunu sevdim.
J'aime celui-là.
Şu, bineceğimiz otobüs şu.
Mère, c'est celui-ci. C'est notre bus.
Bununla geride DNA bırakacaksın.
Celui-là va laisser de l'ADN.
Güneyde, sarı ile işaretli Halil Doğan'ın bölgesi var.
Au sud, celui de Khalil Dogan est en jaune.
Merlin'in Tılsımı her kimdeyse onu yok edeceğim.
Celui qui détient l'amulette de Merlin, je vais l'anéantir.
Hem insanların hem Trollerin.
celui des humains et celui des trolls.
Yüzyıllar boyunca, insanların ve Trollerin geçit görevi gören köprüler tarafından ayrılan barış içinde iki farklı dünyası vardı.
Pendant des siècles, le monde des Trolls et celui des humains ont vécu en paix, divisés par des ponts faisant office de portes entre nos deux royaumes.
Ürkütücü bir adammış.
Il est flippant, celui-là.
Bu ufaklığı kim ezdiyse başı dertte mi demek istiyorsun?
Celui qui l'a écrasé est en danger?
Bu Blinky'nin bahsettiği köprü.
C'est celui dont Blinky parlait.
Kılıcın, vücudunun bir uzantısıdır ve vücudun da gözlerinin bir uzantısıdır.
Ta lame est le prolongement de ton corps, et ton corps celui de tes yeux.
Kazanan, kaosu kontrol eden kişi olacaktır. Hem kendininkini hem de düşmanınınkini. "
Le vainqueur sera celui qui contrôlera le chaos, le sien et celui de son ennemi. "
Dürüst olmak gerekirse olduğunu iddia ettiği kişi değil.
Pour être honnête, il est pas celui qu'il prétend être.
AAARRRGGHH! haklı. Birimiz geçecek kadar aptal olursa hiçbir koşulda
Et celui d'entre tous assez bête pour traverser ne pourrait jamais être sauvé, au risque de libérer Gunmar.
Claire, kardeşin düşündüğün kişi değil.
Ton frère n'est pas celui que tu crois.
İkimizin de dünyasını korumak için.
celui de protéger nos deux mondes.
Gunmar'ın zehri mi?
Celui de Gunmar?
Barbara'yla yüzünü birbirine vurdu.
Il a approché son visage de celui de Barbara.
Adaletin güçlü yumruklarından hiçbir şey kaçamaz.
Aucun poing n'est plus solide que celui de la justice.
Yarınki dövüşüne odaklanmış durumdasın, bugünküne değil.
Tu te concentres sur ton combat de demain mais pas sur celui d'aujourd'hui.
Evet, yakın zamanda işe aldığınız, Bay Blinky?
Oui, celui que tu viens d'engager. M. Blinky?
Uzaylı yaratıklarla savaşmayı öğrenmek için incelemen gereken deneğim.
Je suis celui qu'on étudie pour cerner les aliens.
Sen! Koca kafalı.
Celui avec la grosse tête.
Enrique'yi arayan Chompsky mi?
Chompsky. Celui qui est parti chercher Enrique?
Hayır! Angor'un!
Non, celui d'Angor!
Senin de söylediğin gibi, yarınki savaşa odaklanmamalıyız, bugünkü savaşa odaklanmalıyız.
N'anticipons pas le combat de demain mais celui d'aujourd'hui.
Angor'un gözüyle işin bittikten sonra Gunmar'ınkini kullanabileceğini düşündüm.
Quand t'en auras fini avec l'œil d'Angor, tu pourrais utiliser celui de Gunmar.
Büyüyü yapanı zehirler dokunduğu her şeyi allak bullak eder.
Elle corrompt celui qui l'utilise, déforme chaque chose qu'elle touche.
Önceden bir kıymetimiz vardı.
Je suis celui qui estime ce que nous étions.
Senin hatırladığın gibi değil ama.
Pas celui dont vous vous souvenez.
Bu bebeklerden sadece dört tane var.
Il n'existe que quatre bolides comme celui-ci.
Şuradaki adam.
Celui-ci, monsieur.
Ben yok etmeye çalıştığınız kişi benim.
Celui que tu veux détruire.
Sizin veya başkalarının.
Ni du tien, ni de celui de personne.