Clinique перевод на французский
3,770 параллельный перевод
Klinik likantropi teriminden haberdar mısın?
Connaissez vous le terme "lycanthropie clinique"?
- Bu klinik bir uygulama, kimse zevk almıyor.
- C'est clinique. Donc personne n'y prend plaisir
1991 ve 1994 yılları arasında temsilcisi olduğum, özel Graboski-Levitt Kliniği'nde Starbuck takma adıyla sperm bağışında bulunmuşsunuz.
Entre 1991 et 1994, Vous avez donné du sperme sous le pseudonyme de "Starbuck" à la clinique privée Graboski-Levitt, que je représente.
Yasal olarak, Graboski-Levitt Kliniği kimliğinizi korumakla yükümlüdür.
Légalement, la Clinique Graboski-Levitt est obligée de protéger votre identité.
Biz de kliniği dava edeceğiz.
Nous aussi, nous allons poursuivre la clinique.
Adını gizli tutmayı tehlikeye atacak bir şey yapmamak kliniğin görevi.
La clinique doit tout mettre en œuvre pour protéger ton anonymat.
Sözlerimi bitirirken donör, klinik ile gizlilik konusunda pazarlıkta bulunmuş olabilir ve aileler sperm bağışını almak için bir şart olarak bu gizliliği kabul etmiş olabilir. Çocuklar hiçbir şey için anlaşma yapmamıştır.
Pour finir, bien que le donneur ait pu obtenir la confidentialité de la clinique, et bien que les parents aient pu accepter cette confidentialité comme condition nécessaire pour bénéficier d'un don de sperme, les enfants, eux, n'ont rien accepté du tout.
Aynı zamanda kendisi Graboski-Levitt Kliniği'nden 200,000 dolar cezai tazminat almaya hak kazandı.
Il aura aussi droit à 200 000 $ de dommages et intérêts de la clinique Graboski-Levitt.
Klinik olarak her şey yolunda.
Du point de vue clinique, tout est bien.
Better Way Kliniğinde, Sağlık ve Güzellik için..
De la meilleure clinique pour la santé et le bien-être.
Tamam.. Sana bir gençlik kliniğinde kılık değiştirmiş bir halde ihtiyacım var..
Je veux que tu incarnes une thérapeute dans une clinique New Age.
Kliniktekileri doktor olduğuma nasıl ikna edeceğim?
Comment suis-je supposée convaincre la clinique que je suis un docteur?
- Sen kliniği bile görmedin..
- Tu n'as pas vu la clinique.
Evet, kliniğin kötü şansını duymuştum aslında..
Oui, j'ai entendu dire que la clinique avait été victime de malchance.
Sadece, hastalarımdan biriyle klinikte bu konuyla ilgili konuşuyorduk..
c'est un de mes patients à la clinique qui parlait de ça...
Better Way'e katılmamdan ötürü oldukça heyecanlı, ayrıca itiraf etmeliyim ki, regresyon terapisi konusunda da biraz paslanmış durumdayım..
je suis ravie de rejoindre tout le monde ici à la clinique, mais je dois admettre que je suis un peu rouillée sur la thérapie de régression.
Klinik ile ilgili daha fazla araştırmaya ihtiyacımız var!
On doit enquêter davantage sur la clinique.
Klinikte buluşalım..
On se retrouve à la clinique.
Kliniğimiz burada yeni bir şey ve evrensel olarak kabul görecek bir iş olması beklenmemeli.
Notre clinique. Il fait quelque chose de nouveau ici et ne devrait pas anticiper d'entreprise être rencontré l'approbation universelle.
Obsidian Kliniği'nin ilk hemşire ve öğrencileri.
La Clinique de l'Obsidienne en premier étudiants et infirmières.
Tuğlacılık, lağım pisliği, halka açık yerler el üstünde tuttuğun Obsidian Kliniği. Buraya yeni bir Kudüs inşa ettiniz, bunda hemfikiriz.
Briquetage, égouts, espaces du public ouverts, votre clinique de l'Obsidienne chérie, le nouveau Jérusalem que vous aviez construit ici, nous avons consenti dans.
Bakın, bu klinik ucu ucuna geçiniyor, tamam mı?
Voyez vous, cette clinique s'en sort, d'accord?
Eğer buna inanıyorsan, tıbbi klinikte çalışmıyor olman gerek.
Si vous croyez ça, vous ne devriez pas travailler dans une clinique médicale.
Rebecca'nın klinikte halüsinasyonel davranış sergilemesine sebep olan herneyse muhtemelen kalbinin durmasına sebep olan da aynı şey.
Ce qui a poussé Rebecca à afficher un comportement hallucinatoire à la clinique est probablement la même chose qui a provoqué l arrêt de son coeur.
Banks klinikte öldü.
Banks est mort à la clinique.
Ona evin dışında yiyecek birşeyler verdim, sonra kliniğe götürüp orada bıraktım.
[Voix cassée] Je l'ai sortie furtivement de la maison, je l'ai conduite à la clinique, et je l'ai laissée là.
Evet, birkeç hafta önce kliniğe geldi idrar yolu enfeksiyonu sebebiyle.
Ouais, elle est venue à la clinique il y a quelques semaines avec une infection de la vessie.
Klinikten perşembe günü için randevu aldım.
J'ai rendez-vous à la clinique jeudi.
Bu tescilli bir ilaç ve tıbbi bir çalışmada kullanılıyor.
Le fil est breveté, et utilisé dans une étude clinique.
Klinik binasında onu bulabilirsiniz.
Vous pouvez la trouver à la clinique.
Bak, amcan Charles embriyoları yoketmek için diretince, evet, panikledim, ve evet, imzanı taklit ettim, ama kliğine geri gittim, babalık hakları feragatını geri alabilmek için.
Ecoute, quand ton oncle Charles a insisté pour détruire les embryons, j'ai paniqué, et oui, j'ai imité ta signature, mais je suis allée à la clinique pour récupérer le formulaire sur les droits de paternité.
Annie'e ameliyattan bahsettiğimde, Onun deliye dönüp kliniği aramasını beklemiyordum.
Quand j'ai dit à Annie à propos de l'intervention, je ne m'attendais pas à ce qu'elle devienne folle et appelle la clinique.
Annemin ücretsiz kliniğini kapatmak mı istiyorsun?
Tu veux fermer la clinique gratuite de maman?
O klinik annem için çok şey ifade ediyordu.
Cette clinique comptait plus que tout pour maman.
- Bu klinik annesine aitti.
Cette clinique appartenait à sa mère.
Sperm bankası her bağış için 50 dolar veriyor.
La clinique de la fertilité paye 50 $ pour chaque don.
Paraguay'da bir klinikte tam olarak benim gibi görünen bir hastanın video görüntüleri var.
Dans une clinique au Paraguay, il y a... Il y a une vidéo d'un patient qui me ressemble exactement.
Bir klinik işletiyorum.
Oui, c'est ça. Je gère une clinique.
Kiera benden Eldridge'in kliniğindeki çalışan ve hastaların bir listesini istemişti. İlgilenebileceğini düşünmüş.
Kiera m'a demandé une liste des employés et des patients de la clinique d'Eldridge.
Eldridge'in kliniğinin de aynı rota üzerinde olduğu ortaya çıktı Ev aynı zamanda onun büyüdüğü evmiş.
La clinique d'Eldridge est sur ce trajet, et voilà mieux : c'est la maison dans laquelle il a grandi.
Size çalıştığınız klinik ile ilgili bir kaç soru sormak istiyorum.
J'aimerais vous poser quelques questions sur la clinique où vous travaillez.
Kiera senden çalışanların ve hastaların isim listesini bulmanı istediğini söylemiştin.
Tu as dis que Kiera t'as demandé d'obtenir une liste de noms et de patients de la clinique d'Eldridge?
Mike Venables klinikte çalışıyor ve aynı zamanda Eldridge'in bir hastası.
Mike Venables travaille à la clinique et il était un patient d'Eldridge.
Santa Marta kliniği.
Ouais, la clinique Santa Marta.
Uyku kliniğinde yaptığımız çalışmalar sıra dışı.
Le travail qu'on fait à la clinique du sommeil est fabuleux.
Kendini toplayacaksın. Rehabilitasyona ya da kliniğe falan gideceksin.
Tu vas reprendre ta vie en main, aller en désintox ou une clinique.
Korsanların Güney Amerika'da bir kliniği var.
Les pyrates ont une clinique en Amérique du Sud.
Klinikte gönüllü olmaktan bahsederken yüzünde güller açıyor.
Comme tu fais? Tu rayonnes quand tu parles de ton volontariat à la clinique.
İnsan böyle ıssız bir yere neden bir klinik yapar ki? Daha da önemlisi ;
Pour quelles raisons a-t-on construit une clinique au milieu de nulle part?
Gezegenin her yerinde klinikleri var.
Ils ont des clinique dans le monde entier.
Burada bir sürü şey yapılıyor.
C'est pas un peu au milieu de nulle part ici, pour une clinique pour la malaria?