Connections перевод на французский
198 параллельный перевод
Bu videocu heriflerin çirkin bağlantıları var.
Ces types de la vidéo ont des connections malsaines.
Bağlantı kablosu, bozulmadığını sansın.
Il faut faire croire aux connections qu'elles sont toujours intactes.
Seni başka müşterilerin anlaşmalarına dahil ettik yabancı avukatlara ilişkilerinin açıklanmasına tepki gösterebilirler.
Nous vous avons mis en affaires avec d'autres clients qui pourraient mal prendre que soient dévoilées certaines connections avec des avocats extérieurs.
İçeriyle bağlantını ben kurdum.
Je t'ai dégoté les connections.
Sinirsel bağlantıları doğru yapmazsam işe yaramaz.
Si les connections sont mauvaises, ça n'ira pas.
Bana birbiriyle bağlantısız hayatlarmış gibi geliyor.
C'était comme une série de vies séparées, sans connections.
Her gece şehri dolaştık, her sokağa baktık. Her yasadışı yoldan yardım almaya çalıştık.
Nuit après nuit nous avons parcouru la ville, couru dans toutes les directions utiliser toutes les connections sous terraines.
Ama o geceyle ilgili en büyük bağlantı hala o.
Mais il reste celui qui a le plus de connections avec les événement de cette fameuse nuit.
Çok fazla bağlantı var!
Trop de connections!
Bazı geçici bağlantılar... Moya'nın sistemlerinin ana kontrollerini bana geri verebilir.
Des connections temporaires peuvent être faites, elle me permettront de reprendre un contrôle rudimentaire des systèmes de Moya.
Yaptığın bu geçici bağlantılar iyi çalışıyor.
Les connections que tu as faites fonctionnent parfaitement.
- Yani bağlantılı değilsin? - Bağlantı mı?
- T'as pas de connections?
Dediğin...
- Connections?
problem makine bu işi 115 milyon milyon milyon farklı yolla yapar... Bu üç diski takma şekline göre ve bu fişleri takma şekline göre.
Le problème est que la machine a 115 millions de millions de millions de possibilités... selon les méthodes de pose de ces trois rotors et de connections de ces branchements.
Yıldız Geçit sisteminde bu türlü durumların oluşmaması için solucan deliği bağlantısını önleyen, bazı güvenlik protokolleri var.
Il y a des protocoles de sécurité dans le système du Stargate pour éviter de telles connections dans le couloir espace-temps.
- Bağlantımız kopmadı.
- On garde quelques connections.
Babanın CIA bağlantıları sayesinde şirketin özel bir yolculuk izni var.
Les connections de la compagnie de votre père avec la CIA vous permettent de voyager librement et secrètement.
"Bu aydınlanmadan sonra,..." ... uzun süredir çalışmayan nöronlarım yeni bağlantılar kurmaya başlamış... " ... eskileriyle de yeniden etkileşime geçmişti."
Et grâce à cette révélation, des neurones longtemps ignorés ont créé de nouvelles connections... et se sont reconnectés à de vieux neurones.
Kızın Internet sitesine haftada 10 bin kişi giriyor.
10 000 connections par semaine sur le site de cette fille.
Hızlı bağlantılarım var, roket gibi hızlanıyorum.
J'ai des connections si rapides Je vais aussi vite qu'un missile
Hızlı bağlantılarım var, roket gibi hızlanıyorum.
J'ai des connections si rapides J'ai la vitesse d'un missile
Bazı kötü haberler aldım. Sahada çalışanlar iki uydu yayınını kaybettiler çünkü Adam kanalları ayrı tutmayı unutmuş.
Les agents sur le terrain ont perdu deux connections satellites parce qu'Adam a oublié de séparer les canaux
Seni Chris onun şeytani bağlantıları kullanmak çağırır umuyordum.
Il faut que tu appelles Chris et ses connections démoniaques.
İyi insanlar. Guatemala'yla iyi bağlantıları var. Bürokrasi konusunda da iyiler.
Ce sont des gens bien, et ils ont de solides connections au Guatemala, avec la bureaucratie, ce qui est bien.
Hiçbir bağlantı olmasın.
Pas de connections.
Programın iyiliği için ; eğer herhangi birinizin bir bağlantısı varsa, bir gazeteye aboneyseniz, bir partiye katılmışsanız, bunu tehlikeye atacak herhangi bir şey yapmışsanız, bunu bilmemiz gerek çünkü şimdi, söylemenin tam zamanı.
On doit savoir, pour le bien du reportage, si vous avez des connections, des abonnements, si vous êtes allés à des fêtes... Tout ce qui pourrait nous compromettre, n'importe quoi, il faudrait qu'on le sache maintenant.
Öyleyse mevcut bağlantılardan yola çıkacağız.
On a plus qu'à travailler sur les connections actuelles.
Umarım bir bağlantı kurar çünkü doktorları, avukatları, öğretmenleri ; ilgisi olabilecek herkesi araştırdım.
Bien, j'espère qu'il y voit des connections J'ai vérifié les docteurs, les avocats, les agents de voyage, les profs les agences de travail. Sans résultat.
Yani, bu bağlantılı olan herley hakkında.
C'est au sujet de toutes ces connections
Gruplar arasında, belirlenmesi oldukça güç, ancak diğer dizileri etkileyen bağlantılar.
Les connections entre groupes qui sont dures à détecter mais qui influencent tous les autres ensembles.
Nedenmiş? Süpersimetri. Bağlılığın doğasını ve karmaşık çokboyutlu uzayı tanımlayan bir teori.
C'est une théorie qui décrit la nature des connections dans un espace multidimensionnel complexe.
- Parlayan Şafak'la bağlantını anlat.
Parlez-nous de vos connections avec Shining Dawn.
Yani eğer geçitteki kontrol kristali modüllerinden birini alıp Dart ile arayüze sokarsak daha güvenli bir sistem kurabiliriz.
Donc, si nous prenions un des modules de contrôle à cristaux de la Porte et le connections avec le chasseur, nous devrions pouvoir construire un système plus sûr.
Bütün dünyanın senin satıcı olduğunu bilmesine gerek yok.
Le monde entier n'a pas besoin de savoir que t'as les connections.
- Donovan'ın sinaptik büyümesi hızlandı.
Les réseaux de connections synaptiques ont augmenté de 13 %.
Revirde, iki bölge görünüyor.
On a deux connections depuis l'infirmerie.
Özellikle, Christopher Henderson ya da Walt Cummings'le arasında... normal olmayan bir bağlantı kurulup kurulmadığını öğrenmek istiyorum.
Je suis particulièrement intéressé par les connections anormales entre elle et Christopher Henderson ou Walt Cummings.
Sadece aralarındaki bağlantıyı anlamaya çalışıyorum.
J'essaie juste de découvrir les connections possibles.
Sanki, beni tanıyormuş gibi, sanki ilişkimiz varmış gibi.
C'est comme si elle savait qui j'étais, comme si on avait cette connections.
Hayır, çünkü aralarında bağlantı var mı diye bakmıyoruz.
Non, parce que nous n'avons pas cherché de connections.
Biyoelektrik akım içerisindeki yükselmeler tarafından yaratılan doğrusal olmayan dalgalar... BTU çıkışı ayarlanarak yeni sinaps bağlantıları... oluşturmak için uygulanabilir.
Les ondes non linéaires induites par les courants bioélectriques peuvent générer de nouvelles connections synaptiques en ajustant la puissance BTU.
Bu Adalet Bakanlığının isteği ; olayın kurgusunu incelemek istiyorlar, olası bir konsolosluk bağlantısını bilmek istiyorlar.
Ils veulent en savoir plus sur leur organisation, voir s'il y a des connections dans le consulat.
Elektrik yüklü bağlantıları arıyoruz.
On cherche des connections directes.
- Erişim kayıtlarına bakabiliyorum. - Öyle mi.
Je peux voir les connections.
Bağlantılarımı devam ettireceğim.
J'ai toujours mes connections.
Bush ve Bin Ladin aileleri arasındaki ilişki,
Les connections entre les Bush et les Ben Laden deviennent de plus en plus claires lorsque l'on sait que
Çiftin ilişkisini bildiğinizi ima etmekle kalmayıp Eve'in, meclisteki bağlantıları sayesinde önemli sırlara vakıf olabileceğine değindiniz.
Quand vous avez semblé au courant de la liaison du couple mais aussi déduit que les connections d'Eve au conseil pourrait la mettre au courant d'informations importantes.
Siteye dakikada 700 kere tıklandı.
700 connections par minute sur le site.
Ne olmuş?
Nous avons des connections.
Araya girip bağlantılara bakayım mı?
Tu veux que j'aille vérifier les connections?
Wolfram ve Hart'ta hatırı sayıIır miktarda hissesi ve birçok kaynakla bağlantısı var.
Et a des connections un peu partout.