Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → французский / [ C ] / Consul

Consul перевод на французский

561 параллельный перевод
Belki Amerikan konsolosluğu meseleyi ele almak ister.
Peut-être qu'avec le consul américain ce sera votre affaire
İngiliz Konsolosluğu'na ya da Gibson'a götürün.
Mon blaireau... Dans ma chambre. Qu'il la porte au Consul Britannique...
Belki de kısa bir süre için benim odama gelmeniz daha iyi olur.
- Au Consul Britannique?
Tabii efendim, hemen onları arayacağız.
Allez-vous appeler le Consul?
Buradan çıkar çıkmaz İngiltere Konsolosunu...
Je verrai le consul britannique dès que...
Batum'daki Türk konsolosuna gitmenizi istiyorum ona bir mesaj ileteceksiniz. Bunu yapar mısınız?
Allez voir le consul de Turquie à Batoumi, et délivrez-lui un message.
Ölümüm halinde ABD konsolosuna haber vermesini iste.
Si je venais à mourir, qu'il prévienne le consul américain.
Affedersiniz, Çin Konsolosu'yla görüsmek isterdim.
Pardon, je voudrions parler consul de Chine!
Daha kaç kere En yakindaki konsolos Seattle'de!
Combien de fois encore? Le consul est à Seattle!
" Konsolosun çadırına, kumandan yardımcısı çağrılarak...
" Les commandants furent convoqués auprès du consul
"Konsolosa doğru ilerlediler ve hazır olacakları konusunda, ona söz verdiler."
"Ils assurèrent au consul qu'ils étaient prêts."
" Büyük çoğunluk esir alındı ve konsülden önce getirildi.
"Ils firent de nombreux prisonniers " qu'ils menèrent devant le consul. "
Katipler, ataşeler, müşavirler, baş danışman ve benzeri.
Clercs, attachés, sous-secrétaires, le premier consul et d'autres.
" Sezar iç savaşta Pompeius'u yendikten sonra Roma'ya döndüğünde yurttaşları onu dördüncü kez konsül ve ömür boyu diktatör seçti.
" CÉSAR, DE RETOUR À ROME APRES AVOIR VAINCU POMPÉE DURANT LA GUERRE CIVILE FUT ÉLU CONSUL UNE 4e FOIS, PUIS DICTATEUR À VIE...
Ya kızın? O nasıl?
Et votre fille va bien, Consul?
- İyi günler, Sayın Vekil. Sizin için ne yapabilirim?
Bonjour Consul, vous désirez?
Anlatabiliyor muyum acaba?
M. Le Consul comprend?
Sana bunu kanıtlayabilirim.
Le Consul souhaite-t-il que mademoiselle fasse le poirier?
Buraya gel, Otto. Sen de postun üstüne gel. Hadi.
Vieux Consul, ne sois pas ridicule
Ama, mösyö, eğer bana en başında konsolosunuzla görüşmek istediğinizi söylemiş olsaydınız.
Vous auriez dû me dire que vous vouliez parler à votre consul.
Neden Kazablanka'daki konsolosluğunuza gitmediniz? Neden Londra'ya geldiniz?
Pourquoi ne pas avoir averti votre consul et être venu à Londres?
18 numara : İtalyan meclis üyesi.
No 18 : un vice-consul italien.
Konsoloslukta. Saat 10'da, Cumartesi günü.
Bureau du consul. 10 heures, samedi.
Söyler misiniz Sayın Konsolos, bütün törenler böyle mi oluyor burada?
Dites-moi, M. le consul, ces cérémonies se déroulent toutes comme ça?
Ben konsolos Abraham Egerman, evime hoşgeldiniz.
Je suis le consul Abraham Egerman, bienvenue dans ma demeure.
1856'DA YASAK İMPARATORLUĞA GİREN İLK YABANCI DİPLOMAT OLAN AMERİKAN BAŞKONSOLOSU TOWNSEND HARRİS'İN HİKAYESİDİR.
Il retrace l ´ aventure de Townsend Harris le Consul Général d ´ Amérique qui en 1856 fut le premier diplomate admis dans l ´ Empire interdit.
Amerika Birleşik Devletleri'nin Japonya başkonsolosu olduğumu söyle ona. İki yıl önce Shogun'ları ile Amiral Perry arasında imzalanan antlaşma uyarınca burada bulunduğumu söyle.
Dites-lui que je suis Consul Général d ´ Amérique au Japon et que j ´ arrive conformément au traité signé par leur Shogun et par le Commodore Perry il y a deux ans.
Ekselans ülkelerimiz arasındaki anlaşmada "İki ülkeden birinin ihtiyaç duyması halinde Konsolos Shimoda'da ikamet edecektir." şeklinde ifade edildiğinin farkında mı?
Vous êtes au courant de l ´ accord signé entre nos deux pays et qui prévoit que "Un Consul résidera à Shimoda " dès que l ´ un des pays le désirera ".
Konumumu Amerikan Konsolosu olarak tanımayı reddettiğiniz kayda alındı.
Bonne note est prise de votre refus de me reconnaître comme Consul d ´ Amérique.
O mantıklı kişilerin okuyacağı umuduyla Ekselansları Shogun'a iletilmek üzere buradaki pozisyonumun konsolos olarak kabul edilmesi talebimi içeren bu resmi mektubu size veriyorum.
Dans l ´ espoir qu ´ ils en prendront lecture je vous remets une lettre officielle pour le Shogun. Je lui demande respectueusement de me reconnaître comme Consul.
Bu durumu ilk Amerikan Konsolosunu onaylamanızın kutlanması olarak kabul ediyorum.
Je suis donc reconnu je pense comme premier Consul d ´ Amérique?
Saygıdeğer Konsolos için küçük sihir numaraları yapabilir mi diye öğrenmek istiyor.
Elle aimerait faire un peu de magie pour l ´ Honorable Consul.
Bayrak şu gemiye burada hizmet vermeye hazır bir konsolosluk olduğunun işaretidir.
Il indique au bateau qu ´ il a un Consul à son service ici.
Tekrarlamak zorunda mıyım? Burada konsolosluk yok.
Dois-je rappeler qu ´ il n ´ y a pas de Consul ici?
Harris! Harris, Amerikan Konsolosu!
Harris Consul d ´ Amérique!
Yakında konsülün mavnası gelecek.
L'embarcation du consul approche.
- 200, konsülüm.
- Deux cents, consul.
Konsül, çarpma yönünde mavna.
Consul, on fonce droit dessus.
Değilse, valimi öldürmeye çalışan ama konsülümü kurtaran bu adamda garip bir tutarsızlık var derim.
S'il ne l'est pas, cet homme n'est qu'incohérence. Il tente de tuer mon procureur et sauve mon consul.
Konsül, devam etmemize izin ver.
Consul, laissez-nous continuer.
Hangi sihirle bir Roma konsülünün adını aldın?
Par quelle magie portes-tu le nom d'un consul romain?
Baban konsülden sana mesajım var.
Un message du consul, ton père.
"Konsolosumuz bana tutuklanmandan bahsetti."
"arriveront jusqu'à toi. " J'ai appris ton arrestation par le consul.
Birinci konsül olarak seçilmem, İtalya'daki tüm lejyonların komutası... ve senatonun mahkemeler üzerindeki otoritesinin kaldırılması.
Mon élection comme premier consul, commandant des légions d'Italie... et l'abolition de l'autorité du sénat sur les cours de justice.
Cumhuriyetin birinci konsülü... ve Roma ordularının baş komutanı... olarak seçtik. "
Marcus Licinius Crassus... premier consul de la République... et commandant en chef des armées de Rome. "
Selam Konsül!
Salut, consul!
Arrêtez ça avant qu'on ait fini de dîner.
J'en aviserai le consul.
- Tabii ki, ama önce... - Evet, önce.
Veuillez joindre le Consul Britannique.
İngiliz Konsolosu bugün kasabada mıydı acaba? - Anlamadım?
Savez-vous si le Consul est à St Moritz aujourd'hui?
- Bilirsin, o adam burada mıydı?
Der Britisher Consul.
Kıça bakın! Hoşgeldiniz konsül.
Bienvenue, consul.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]