Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → французский / [ C ] / Cries

Cries перевод на французский

755 параллельный перевод
Bana bu şekilde bağırmana müsaade etmeyeceğim!
Je n'accepterai pas que tu me cries après... comme ça!
- Susun! - Sevgili dostum, bağırıyorsun.
- Mon cher, tu cries.
Ben sana öğretirim.
Pourquoi tu cries? Penses-y!
- Neden bağırıyorsun George?
Pourquoi cries-tu, George?
Ama büyük çaplıysa... Bağırıp çağır ve bana isimler tak.
Mais si c'est grand, tu cries et tu m'insultes.
Ne diye bağırıyorsun?
Pourquoi cries-tu?
- Önemli sahnemi oynadım orada "Büyük Adamın Düşüşü" - İstek parçan var mı?
Je viens de te jouer La Chute d'Icare et toi, tu cries "bis!"
Ne bağırıyorsun?
Pourquoi tu cries?
Niçin bağırmıyorsun?
Pourquoi tu cries pas?
Bağır bana, benden nefret et Nefret et
Cries à tue-tête que tu me hais
Temelli bıraktım lafını diline dolamışsın.
Tu cries partout que t'as décroché.
Neden bağırıyorsun?
Pourquoi cries-tu?
Neden bağırıyorsun?
- Dis-le! Pourquoi cries-tu?
Ama bağırmaya başladın.
tu cries tout de suite.
- Ne bağırıp duruyorsun?
- Pourquoi tu cries comme ça?
Sense sürekli, harcamalarım için bana bağırıyorsun.
Toi qui cries quand je dépense trop!
Niye bağırıyorsun?
Pourquoi tu cries?
Niye şimdi bağırıyorsun?
Pourquoi tu cries maintenant?
Ne için bağırıyorsun?
Pourquoi tu cries comme ça?
Oh, yatağa gidin bakayım, sizi gidi canavarlar.
Je ne continue pas cette discussion si tu cries.
Kart oynuyorsun, iş konuşuyorsunuz. Ben ne yapayım?
Soit tu joues, soit tu cries...
Gördün mü oğlum? Bağırmadığın zaman birbirimizi nasıl da anlıyoruz.
Tu vois, mon fils, comme nous nous comprenons, quand tu ne cries pas.
Sen öyle bağırırken uyayamıyorum.
Je ne peux pas dormir quand tu cries comme ça.
- Neye bağırıyordun?
- Tu me cries?
Bağır ya da kaç ama korkarım seni öldürmeliyim.
Si tu cries ou si tu tentes de t'enfuir, je devrai te tuer.
- Dışarıda ne var ne yok?
Pourquoi tu cries Eufemio?
Eski dostum, daha sesli olsun diyorsan, haykırabilirsin.
Tu cries si tu veux que ce soit plus fort, vieux frère.
Bu yaygara da ne?
Pourquoi cries-tu?
Neden bağırıyorsun ki?
Pourquoi tu cries?
Niye bağırıyorsun?
Pourquoi cries-tu?
Pekiyi, Er Gurviç, üç kere vakla.
Voyons un peu, soldat Gurwizc, tu me cries trois fois.
Bir şey dersen burada kımıldayan her şeyi öldürürüm.
Si tu cries, je tue tout le monde, ici.
Çok bağırıyorsun, biliyorsun.
Tu cries trop fort, tu le sais bien.
Şimdi dinle, Ralph, senin daha ciddi bir sesin var. Ve senin, "Sikindirik kapıyı açın" diye bağırmanı istiyorum.
Maintenant, écoute, Ralph... tu as une voix plus grave, n'est-ce pas... et je veux que tu cries, "Ouvre la putain de porte."
l " "Cries and Whispers." " den kesinlikle daha iyi.
c'est bien mieux que "cris et chuchotements." "
Luther'e tepkiler çok yoğundu.
La réaction contre Luther était plein de cries. Kyrie de Mass "cum Giubilate" La lutte en Europe était pour l'autorité.
- En iyileri yeterince iyi değildi. - Tamam, çocuklar. Yemeğe bir küçük köpekciğe ne dersiniz?
Qu'une pute de Louisiane te touche, tu cries maman.
Neden bağırıyorsun Basil?
Pourquoi cries-tu, Basil?
O gece çocuklara manyak gibi bağırmandan anlamıştım. Sonra o geziye çıkmamı istedin, ordan oraya, bir sürü çocukla. Bu çok komik.
la nuit où tu cries après les gosses... et tu veux que j'aille... sur ce manège plein de gosses... je refuse, et tu me disputes...
İleri geri konuşursan ağzını tıkarım.
Tu cries, je te bâillonne.
Böyle bağırırsan seninle konuşamam.
Je ne veux pas te parler quand tu cries.
- Ayrıca bağırıyor da.
Et tu cries.
Her seferinde aynı şey. Ne zaman haksız olsan, bağırmaya başlıyorsun.
Chaque fois que tu as tort, tu cries.
Burada kalıp... bana bağırmanı dinlemek zorunda değilim.
Je ne suis pas obligée de rester pour que tu me cries dessus.
Bir uçak sesi duyar ya da görürseniz telefona sarılın ve "alarm" diye bağırın.
Si tu vois ou si tu entends un avion, tu décroches... et tu cries "Flash à l'Armée!"
Arkadaşına vuran sensin, Pillsbury Doughboy gibi gözüken bir doktora bağıran sensin, benimle oynayan sensin ve tüm bu zaman boyunca ne olacağını önemsemeden bu işi çözmeye çalışan da sensin.
Tu as presque frappé ton meilleur ami. Tu cries sur ce gentil docteur qui a l'air du bonhomme de pain d'épice... tu me fais des guili-guili sous la table et pendant tout ce temps-là... tu te demandes comment faire marcher cette expédition.
Ne diye bağırıyorsun?
Pourquoi tu cries?
- Niye bağırıyorsun?
Pourquoi cries-tu?
Kes sesini!
Pourquoi cries-tu?
Evalyn!
Pourquoi tu cries?
Bağırıyorsun.
Tu cries.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]