Cuisine перевод на французский
15,245 параллельный перевод
Yemekleri ve temizliği ben yapıyorum. Ayrıca...
Je cuisine, je nettoie et...
Mutfaktaki yiyeceği emniyete al.
Sécurise la nourriture dans la cuisine.
Bu yüzden, esyalarinizi alip mutfaga yürürseniz çok iyi olur.
Nous avons fini ici, donc si vous pouviez tous avoir la gentillesse de rassembler vos affaires et d'aller dans la cuisine
Mutfak!
La cuisine!
Bu mutfaktaki aşağı yukarı tuşlu asansörü açıklıyor.
Ça explique l'ascenseur près de la cuisine.
Ön kapı bizde. Mutfaktan başka bir çıkış daha var.
Nous avons la porte d'entrée, une autre sortie dans la cuisine.
Eğer acıkırsan mutfak şu tarafta ve banyo da burada.
Si t'as faim, la cuisine est ici et la salle de bain est là.
Ben pişireceğim.
Je cuisine.
Ama mutfak bu binada.
La cuisine est dans ce même édifice.
Clyde için yemek yapıyorum.
Je cuisine. Pour Clyde.
Burada işin bitti mi?
Combien de temps squatterez-vous encore la cuisine?
- Evet, beni yemek salonuna yolluyorlar.
Il m'envoient en cuisine.
Muhteşem bir akıcılığı mevcut var ya.
Cuisine de chef. Bonne circulation.
Oh, eğer bulursan, tasfiye çantaları mutfakta.
S'il s'avère que vous ne pouvez pas finir votre repas, nous avons dans la cuisine des sacs pour l'emporter.
Bu mutfakta ölü olan tek şey çocuksu merak duygunuz sizin.
La seule chose morte dans cette cuisine, c'est votre esprit d'enfant.
Mia, tatsız tuzsuz bir yemek istiyorsan, annemin yemeklerinden verebilirim.
Mia, si vous rêvez d'un repas fade, J'ai un cadeau pour vous... Ma mère cuisine.
Bana minnet etmelisin, bu saçma yemeği buharda pişiriyorum.
Je pense que plus de gratitude serait approprié, Vu que je cuisine ce plat ridicule pour toi.
Yüksek sesle konuşamam Regina mutfakta.
Je ne peux pas parler fort, Regina est dans la cuisine.
- Mutfaktaki küçük karyolada uyurdun.
Vous dormiez dans un lit de camp dans la cuisine.
Neden o seksi kıçını kıvırta kıvırta mutfağa gidip bana bir lowa omleti yapmıyorsun?
Voudrais-tu déplacer ce joli cul à la cuisine et me fouetter une omelette Iowa?
Yemek programı.
C'est une émission de cuisine.
- Yemek programında? Annemle?
Dans une émission de cuisine?
- Senin yemeklerin kokuyor.
- C'est ta cuisine qui pue.
- Tamam, pişirmesini biliyor mu?
- Je les cuisine?
Star Trek'e tabii, kardesimin büzücü kas merkezli yediklerine degil.
Le Star Trek, la cuisine à base de sphincter de pas mon frère.
Çalıştığımız restoranda yemek pişirebilen tek kız oydu ve Tanrım- - bana randevu verene kadar onu aylarca takip ettim.
C'était la seule fille en cuisine dans ce restaurant on travaillait et... Je lui ai couru après des mois avant qu'elle me parle.
Hey. Büyük hayranınızım.
Je suis un grand fan de ta cuisine.
Bunca zamandır mutfakta bunu mu pişiriyordun?
C'est sur ça que tu travaillais si longtemps dans la cuisine.
Mutfaktaki şeyler farklı bir şekilde bitmiş olsaydı, belki işin içinden çıkabilirdik.
Si ça s'était passé autrement dans la cuisine, on aurait pu s'arranger.
İnanıyorum ki Ajan Aubrey sıra yerel mutfaklara gelince yeterli bilgisi vardır diye düşünüyorum.
Je crois que Agent Aubrey est plutôt bien informé quand il s'agit de cuisine locale.
- Benim mutfak stilim diyorum.
Je dis que c'est mon relookage de cuisine.
Bu geceki davet için yemek hazırlayacaklar mı?
À propos de ce soir, je ne suis pas sûre que quelqu'un cuisine.
Clive yemek mi yapıyor?
Clive cuisine?
Cajun mutfağı. Babaannesi öğretmiş.
Principalement de la cuisine cajun, sa grand-mère paternelle lui a appris.
Bob, bakıyorum da yolculuk sonrası kendini Meksika mutfağına vermişsin.
Bob, tu t'es enfin immergé dans la cuisine Mexicaine pendant le séjour.
Ki mutfağın dışına taşmış bile.
Qui c'est déjà étendu partout dans la cuisine.
Toby'e söyle mutfaktaki hastayla ilgili öğrenebileceğini öğrensin... eminim beni buradan çıkartmanın daha hızlı bir yolunu bulabiliriz.
Est-ce que Toby a appris tous ce qu'il pouvait à propos du patient dans la cuisine Je suis sûr qu'on peut trouver un moyen de me sortir de la au plus vite.
Mutfaklarda nem ve protein bulunur.
La cuisine a de l'humidité et des protéines.
Düşünce yangın borusunu mutfaktaki gaz hattıyla en üst derecede ısıtmaktı.
Okay je vais faire chauffer le tuyau de la borne à eaux en utilisant la conduite de gaz de la cuisine.
O mutfak olayın başlangıç noktası.
Cette cuisine est le point zero
Bir anda hakiki mutfak konusunda uzman mı oldun?
Tu es devenues subitement une experte de la cuisine authentique?
Mutfakta rehin alınmış durumda.
Elle est prise en otage dans la cuisine.
Mutfaktalar.
Dans la cuisine.
- Mutfak bu tarafta.
La cuisine est par là!
... gizlice mutfağa girdim biraz mısır şurubu, gıda boyası ve Gleason'un gömlek altına hızlı bir kan banyosu.
... infiltrer la cuisine... un peu de sirop d'érable, colorant alimentaire... bain de sang immédiat pour le T-shirt de Gleason.
Mutfağımın kaptanına ihtiyacı var.
Ma cuisine a besoin de son capitaine.
Geleneksel Portekiz mutfağı.
De la cuisine portugaise traditionnelle.
Tüm yemekleri sen getiriyorsun!
Tu fais la meilleure cuisine!
Arkadaşlarına hiç yemek yapmamak canını yaktı, değil mi?
Shaft n'a jamais cuisiné pour ses amis donc tu pensais que tu ne pouvais pas?
Mutfakta!
Cuisine!
Sen mi pişirdin?
Wha...? Vous cuisiné?