Dayım перевод на французский
3,176 параллельный перевод
Tamam, çekiyorum... Dışarıdayım.
Okay, sonde... retirée.
Louis şampanya beni etkilemedi bana ulaşamayacağı kadar yukarıdayım.
Oh, Louis, le champagne me monte a la tête. Je suis trop pompette pour que ça m'atteigne.
10 dakika sonra aşağıdayım.
On y va dans 10 minutes.
- Hayır, Zebra Lodge'dayım.
- Non, au Zebra lodge.
- Mohang'dayım.
Je suis à Mohang.
- Dışarıdayım.
- Je suis sortie.
Ben Amazon'dayım.
Salut! Je suis sur l'Amazone.
Şu an Virginia'dayım. Belgesel için röportaj yapıyorum.
Je suis en Virginie pour un documentaire.
Pat dayımın ameliyatına gitmediğim için bana kızgın kendisi.
Elle est énervée que je ne sois pas allée à l'opération de mon oncle Pat.
Manhattan'dayım, babamın evinde.
Je suis chez mon père à Manhattan.
Sizi dayım mı gönderdi?
Mon oncle vous envoie?
- Dışarıdayım.
- Oh... - Je vais sortir.
Sör Boros, Sör Mandon. Dayımın yanında kalın ve savaşta kralı temsil edin.
Ser Boros, Ser Mandon, restez avec mon oncle et représentez le roi sur le champ de bataille.
Ben şu anda Bombay'dayım.
Je suis à Mumbai maintenant.
Ben de "hislerine dayanarak nesne bulma" dayım.
Je localise des objets disparus.
Yok, Mesna'dayım ben.
Non, je vais au lycée de Mesna, en fait.
Tamam. Bert ve babasıyla beraber dışarıdayım.
Je suis avec Bert et son père.
Ben ise aşağıdayım.
Et je suis en bas.
Ben toplantıdayım.
Je suis en réunion.
Aşağıdayım.
En bas.
Maddi sıkıntıdayım.
Je n'ai plus une pièce en bourse.
ve bana ne zaman ihtiyacın olursa ben hemen dışarıdayım, tamam mı?
Et si vous avez besoin de moi, je suis dehors, OK?
Hayır ama ben yukarıdayım.
Non. Mais je le suis.
Hayır, hala İspanya'dayım.
Je suis toujours en Espagne.
Parras'da teyzem ve dayım vardı.
J'avais une tante et un oncle à Parras.
Bir ay boyunca ailem olmadan Florida'dayım.
Un mois en Floride sans ma famille.
Antik Mısır'dayım gibi hissediyorum.
Comme en Égypte antique.
Bir şey lâzım olursa dışarıdayım.
Si vous avez besoin de quelque chose, je serai juste dehors.
Hiç çay içmemiştim ama 3 aydır Londra'dayım ve şimdi çaysız yaşayamıyorum.
Je n'ai jamais vraiment bu du thé avant mais je suis à Londres depuis 3 mois déjà et je ne peux plus m'en passer.
Sean dayımı aradım.
Je viens juste d'appeler oncle Sean.
Ama dayım yaptığımız şeyin seks olduğunu söylüyor.
Mais mon oncle dit que ce qu'on fait s'appelle du sexe.
Sean dayımı aradım.
Je viens d'appeler Oncle Sean.
Sean dayımın evinde İncil grubuma laf etmen yetti de arttı zaten.
T'en as assez fait en t'incrustant dans mon groupe biblique chez Oncle Sean. Je m'en excuse.
- Florida'dayım.
Et bien, je suis en Floride.
Oh tatlım sen dayın Maurice'e içerden doping ver bence
Tu as intérêt de donner à oncle Maurice Je gagne pas assez avec un gagnant.
Ben yukarıdayım.
Je serai en haut.
* Üstesinden geliyorum her yalnız günün *
♪ l'm surviving every lonely day ♪
Day-doo, yeni annen olmaya çalışmıyorum, tamam mı?
J'essaie pas d'être ta nouvelle mère.
İşimi yaptığım için bana dayılanma, Cy.
Je ne fais que mon boulot, Cy.
Jamie Dayın ona olanları anlattı mı?
Ton oncle Jaime t'a déjà expliqué ce qui lui était arrivé?
Dayınız, doğum günü hediyenizi bıraktı ve siz alırken burada olmamı istedi.
Votre oncle vous a laissé un cadeau et m'a demandé de m'assurer que vous l'ayez.
Ve ben senin dayınım.
Et je suis ton oncle.
Bugün bebek yapma günü ve markete gidip gizli karışımı alıyorum. "
Aujourd'hui est le baby-making day. et je vais faire du shopping pour l'ingrédient spécial. "
Eğer bana "2. gün" demeyi bırakırsan açacağım.
Je vais l'ouvrir si tu arrêtes de m'appeler "Day Two".
Teyzen, dayın, deden ya da anneannen var mı?
Tu as des tantes, des oncles ou des grands-parents?
Bütün kardeşlerimi tanıyorsun kuzenlerimi, teyzelerimi, dayılarımı da - Aşırı tepki veriyorsun.
Tu sais tout à propos de mes frères et soeurs et cousins, et tantes et oncles et... tu sur-réagis.
Bak, Alison beni Hilton Head'den aradı. Pazar günü, o işçi bayramı haftasonunda.
Ecoute, Alison m'a appelé du Hilton Head le dimanche du week-end du Labor Day.
Nirasaki dayı... Patates tohumları için çok teşekkür ederim.
M. Nirasaki, merci beaucoup pour les patates à planter.
Kısır mısınız, Bayan Day?
Vous êtes stérile?
Adam dayısıyla çok vakit geçiriyor sanırım.
Alors, heu, Adam passe beaucoup de temps avec son oncle, hein?
Joe dayıyı gömdüğümüzde 13 yaşındaydım.
Je veux dire, j'ai enterré mon oncle Joe quand j'avais 13 ans.