Debbie перевод на французский
2,250 параллельный перевод
Hemşire Debbie.
Merci, Debbie.
Hemşire Debby'yi oralarda görürsen ne zaman sünger banyom hazır olacak sorar mısın?
Si vous voyez Debbie, demandez-lui... à quelle heure j'ai droit à l'éponge?
- Benim kızım ve senin yardımcı starın, Debbie Dominguez.
- Ma copine et ta co-star Debbie Dominguez.
Şunu söylemem lazım, Debbie.
Vraiment, Debbie.
Debbie trip atıyor, adamım.
Debbie veut plus lui parler.
Lütfen Debbie. Bir şans daha ver.
S'il te plaît, laisse-moi une autre chance.
- Şey - Debbie nerede?
Où est Debbie?
Debbie, bunu aşmıştık.
On en a déjà parlé.
Haydi ama, Debbie. Bunu hissetmiyor musun?
Allez, Debbie, tu ne le ressens pas?
- Debbie'ninkine göre uzun bile.
Pourquoi pas? Celui de Debbie est plus court.
Debbie, Rusların bununla bir ilgisi olduğunu sanmıyorum.
Debbie, les Russes n'ont rien à voir
Debbie, beni dinle.
Debbie, écoute moi.
Debbie Pelt yeminimi bozuyorum.
Debbie Pelt. Euh? Je te renie.
Debbie Pelt yeminimi bozuyorum.
- Debbie Pelt. - Je te renie.
Debbie neredeyse bir yıldır temiz.
Debbie est sobre depuis près d'un an.
Sookie!
J'aurais sans doute dû te prévenir pour Debbie et moi. Sookie!
Debbie çok iyi ve sağlıklı görünüyor.
Debbie a l'air très en forme.
Debbie Pelt de hâlâ Debbie Pelt.
Et bien, Debbie Pelt est encore Debbie Pelt.
Kötü bir başlangıç yaptık ama bu Debbie'nin suçu değil.
On est partis du mauvais pied. Debbie y est pour rien.
Onlara karşı cesurca direnip mücadele eden tek kişinin sen olduğunu söyledi Debbie.
Selon Debbie, t'es le seul qui a eu les couilles de lutter.
Debbie, bu gece görüşecek miyiz?
Je te vois ce soir?
Aynı eski Debbie.
La bonne vieille Debbie.
Debbie Pelt artık kız kardeşimizsin.
Debbie Pelt, tu es notre soeur.
Debbie, belli ki kıskanıyorsun ama beni öldürmeye çalıştın sen.
On peut être jalouse mais t'as essayé de me tuer.
- Debbie için önemli.
C'est pour Debbie.
Debbie için önemliyse benim için de önemli.
Ce qui compte pour elle, compte pour moi, plus que jamais.
Hadi ya, Debbie.
Allez, Debbie!
Ben Debbie.
C'est Debbie.
Debbie seni istiyor.
Debbie a besoin de toi.
Bir daha söyle, Debbie.
Encore, Debbie.
Hiç öyle şey olur mu, Debbie?
Écoute, c'est même pas logique, Debbie?
Ben bunu beğendim. Debbie!
J'aime bien celle-là.
Ten rengin için mi uğraşıyorsun?
Debbie : Travail sur votre base?
Karp, her hangi bir gerçek dava üzerinde çalışıp çalışmadığınızı bilmek istiyor.
Debbie : Karp veut savoir Si vous étiez en train de travailler sur de véritables affaires.
Seni daha sıkı gördüğüm zamanlar olmuştu.
Debbie : Je t'ai vue plus ferme que ça.
Debbie, evet, teşekkürler.
Oh Debbie. Merci.
Ama Debbie üç hafta yok.
Mais Debbie part pour 3 semaines.
Debbie, mesajın altındaki mesajın iki üstadı karşında.
- Debbie, tu parles à deux expertes en sous-entendu de texto, on lit entre les lignes. Très bien, lis en un.
Debbie, biri sana yazıyorsa kesin aklı sevişmektedir.
Debbie, les hommes qui ne font que textoter veulent du sexe.
Bekle, Debbie.
Non, attends Debbie.
Latte falan yoktu ama Debbie için sıcak çikolataları varmış.
Pas de café au lait, mais j'ai du chocolat chaud pour Debbie.
Debbie'yi götürmemi ister misin? Bizim evde kalabilir bu gece.
Debbie peut dormir chez nous, si tu veux.
Öyle mi?
Et Debbie?
Debbie.
Debbie.
- N'olur, Debbie.
- Arrête, Debbie.
Debbie, beni dinle.
- Debbie, écoute-moi.
Bu sabah telefonda Debbie'yle beraber olduğumuzu söylemeliydim. Ama gelmekten vazgeçeceğinden korktum açıkçası.
Mais j'ai eu peur de t'effrayer.
Debbie'nin çenesini tutması gerekiyor.
Debbie doit la fermer.
N'apıyorsun burada, Debbie?
- Que fais-tu là?
Debbie nerede?
Où est Debbie?
- Debbie.
- Debbie.