Dede перевод на французский
1,872 параллельный перевод
Anne ve babasının orada olacağını umuyorum. Dede ve nineleri orada olacak.
- J'imagine que ses parents y seront, que les grands-parents y seront,
Ne kadar iyi birer ebeveyn olduğunuzu biliyordu, ne kadar iyi nine-dede olduğunuzu da, ve eve gelmeyi dört gözle bekliyordu.
Il savait que vous étiez des parents formidables, et des grands-parents, aussi, et... Il se réjouissait de revenir à la maison.
Turk'ün büyük dede tarafından Japon olduğunu unutuyorum.
J'oublie toujours que Turk a un huitième de sang japonais.
- Baş üstüne, Dede. Dört hasattır esrar içiyorum, hiçbir sorunum da yok.
Papy, je fume depuis 4 récoltes et ça baigne.
Bu görünüşüme bakar ak dede olduğuma inanmak zor ama neyse işte, bazı maddi sorunları vardı bende de bu inanılmaz özellik olunca ona yardım edeyim dedim.
Je sais que c'est difficile à croire car je suis si beau. Bref, elle a eu des problèmes d'argent, et j'ai cet attribut fantastique, donc je lui file un coup de main.
Babaanne, Dede. Selam.
Papy, Mamie, salut.
Dede : Sanırım yaz için okuldan ayrıldığından memnunsun değil mi?
Eh bien, je suppose que tu es contente d'être sortie de l'école pour l'été, non?
Hey dede, bana bir 20'lik ver.
Hé, papy, je peux te piquer 20 $?
- Selam dede.
- Hé, papy.
Dede lütfen durmalarını sağla.
Papy, s'il te plaît fais les cesser.
Dede, lütfen onu içeri alacaklar.
Papy, ils vont l'emmener.
Dede, burada ne arıyorlar?
Papy, qu'est-ce qu'ils font ici?
Dede, geleceklerini bana neden söylemedin?
Papy, pourquoi tu ne m'as pas dit qu'ils venaient?
Gözlerini kapa, dede.
Ferme les yeux, grand-père.
Jim Jim dede geldi!
Grand-papa Jim Jim est ici!
Jim Jim dede Jaws'ı izlememize izin veriyor!
Grand-papa Jim Jim nous laisse regarder Les Dents de la mer!
Dede, hiç tuvalet kağıdı yok.
Grand-papa, il n'y a pas de papier hygiénique.
Okuldaki herkes bana bir hiçmişim gibi davranıyor dede.
Au lycée, tout le monde me méprise.
Sağ ol dede.
Merci, grand-père.
Dede!
Grand-père!
Dede! Dede!
Grand-père!
Haydi dede. Haydi, haydi.
Allez, grand-père.
- Dede, yardım getireceğim.
- Je vais chercher de l'aide.
Üzgünüm. Burada olmadığım için çok üzgünüm dede.
Je suis désolé de pas avoir été là.
Tamam dede, dur, dur. Dinlenmelisin. Dinlenmelisin.
Arrête, repose-toi.
Dede...
Grand-père...
Dede, nasıl? Oozaru'yu nasıl yeneceğim?
Grand-père, dis-moi comment je peux vaincre Oozaru.
- Tamam, dede oldum belki ama
- Je suis peut-être grand-père, mais...
- Dede misin sen?
- Vous êtes grand-père?
Şehir dışında dede ve ninesiyle kalan bir kızı var.
Sa fille avec sa famille.
Dede biraz kısa keser misin!
Papy, tu veux pas abréger, s'il te plaît?
Dede.
- Grand-père.
Audrey senin artık dede olduğunu söyledi.
Audrey m'a dit que tu étais grand-père maintenant.
Sana "Dede" diyebilir miyim?
Dois-je t'appeler "papy"?
Merhaba Dede. İyi ki doğdun!
Joyeux anniversaire.
Dede'nin evinin altındaki mi?
Près de chez les grands-parents?
Bu şişeyi Dede'ye götürmem lazım.
Je porte ça à grand-père.
En azından evdeyken ona dede diyebiliyorum.
Ici, je peux dire grand-père.
Bizi okuldan alacak mısın, dede?
papi?
Tamamdır dede.
papi.
O nedir, dede?
Qu'est-ce que c'est, papy?
Dan Dede, içeri davet etmeyecek misin?
Papi Dan, tu ne la fais pas rentrer?
Dede miyim yani?
Je suis grand-père?
Dede oldum.
Je suis grand-père.
İnsan dede olduktan sonra herşey bitiyor.
On en a fini, quand on devient grand-père.
Tamam dede.
D'accord, Grand père.
Niye gelmiş dede?
Qu'est - ce qu'elle faisait ici pépé?
Dede, sen de gelecek misin Almanya'ya?
Pêpê! Tu viens en Allemagne avec nous?
Baştan mı dede?
- Je dois recommencer tout?
- Buyur dede.
- Tiens, pépé.
- Üzgünüm dede.
- Désolé, grand-père.