Deja перевод на французский
2,091 параллельный перевод
Zaten yaptım..
J'ai deja mangé.
İçimde onunla daha önce tanıştığıma dair bir his var.
J'ai l'etrange sentiment de l'avoir deja rencontré.
Deja vu, bu olsa gerek.
Vous voulez parler de "déjà-vu".
Bana ayrıldıklarını söyledi.
Il m'avait dit qu'Edie et lui avaient deja rompu.
Oraya hiç gittiniz mi?
OK. Vous y êtes deja allé?
- Ne bu, yine deja-vu mu?
- Ça sent le déjà vu.
Hiç deja vu yaşadın mı?
Jamais eu un sentiment de déjà vu?
Bu kadar erkenden yüzünü göstermen akıllıca mı sence?
Tu crois que c'est prudent de montrer déja ton visage?
Tanıdık görünüyorsun. Seni hiç tutukladım mı?
Vous me semblez familier, est ce que je vous ai déja arreté?
Hiç ağdayı denedin mi?
Vous avez déja essayer l'épilation à la cire?
Ekipler oraya ulaşmadan önce oda boşaltılmış.
Les occupants avaient déja quitté les lieux quand la patrouille s'y est rendue
Kontrol ettim. Çalıntı değilmiş.
Je l'ai déja fait, c'est pas le cas.
Ricky ve Lola bununla ilgileniyorlar.
Ricky et Lola sont déja sur le coup.
Zaten bize kilisenin buraya gönderdiği proje aile gibi bakıyorlar.
Il nous regardent déja comme la famille qui a besoin d'aide envoyée par l'eglise.
Birkaç kez katıldığımda isler muhafızlar icin epey sertleşmişti.
J'ai déja fait une ou deux de ces choses où c'est un petit peu réel aussi pour les gardes.
Şimdiden birbirinize evcil hayvan lakapları verdiniz demek.
Vous vous êtes déja donné des petits surnoms.
Ben zaten duymuştum.
Je savais déja.
Kendim yapardım ama ikizler özgür.
Je le ferais bien moi-même mais les gentils jumeaux sont déja de sortie.
Test yaptırdım zaten.
J'ai déja été testée.
Zaten koleje kabul edildi.
Elle est déja sur d'allez dans une université.
Ediyor bile... Lex ile.
Elle l'a déja fait... avec Lex.
Bunu daha önce görmüştüm... Talon'da.
J'ai déja vu ça... au Talon.
Daha biriyle tanışmadı mı?
A t-elle déja rencontré quelqu'un?
Metropolis'e çoktan ulaşmış.
Il a déja atteint Métropolis.
Bunu daha önce hiç duydun mu?
L'avez-vous déja entendu avant?
Baba oğul gibi oturup konuşmayı hiç düşündün mü?
Avez-vous déja pensé à lui parler, de père à fils?
Hepsi de "İffet'in iffetini bozdum." diyecek.
Ils seraient tous là "J'me suis fait Honorée, tu t'es déja fait Honorée?"
Ritchie. Yok. Telefonun çaldığını duymadım da.
Non, c'est juste que je n'ai pas entendu le téléphone sonner, ça m'a surpris ; j'étais déja en ligne.
Kastım sen değilsin tabii.
Pas toi, bien sur. Il t'as déja rencontré, il est sorti de toi.
28 yaşında ve dipdiri halde.
Elle a déja... 28 ans et elle est bien conservée.
- Tanrım. "Yeni Christine" olması yetmezmiş gibi bir de "Eğlenceli Christine" oldu başımıza.
Dieu, c'était déja assez dur qu'elle soit la nouvelle Christine. Maintenant, elle est la Christine marrante?
Kocanız son işi hakkında bir şey söyledi mi?
Est-ce que votre mari vous a déja parlé de sa dernière affaire?
Bu adamı daha önce gördün mü?
Tu l'as déja vu auparavant?
Eva, beş dakikadır tek bir kelime etmedin.
Eva, ça fait déja 5 minutes que tu ne dis rien.
Size kavgadan uzak durun demiştim.
Je t'a déja dit de pas t'en meler
Senin derdin sana yeter!
Tu en as déja eu assez!
O çoktan etti.
Il'a déja fait.
Ona bir hediye almıştım. Ama yakın olmadığımızdan eve gidip randevuma hazırlanacağım.
Tu sais, je lui ai déja pris un cadeau mais il faut que j'aille le chercher.
Çok geç. Zaten oradayım.
Trop tard... j'y suis déja...
İstersen o konuda yardımcı olabilirim. Hayır bak, çok iyi adamsın.
C'est pas possible que je te colle au cul vu que t'y as déja pris résidence.
Biz Times ile zaten konuştuk.
On a déja parlé au Times.
Etrafındaki manyetik alan çoktan zayıflamış.
Le champ magnétique tout autour a déja commencé à faiblir.
Okuluyla zaten konuştuk.
On a déja parlé à l'école.
- Nedenini söyledim ya Tom!
Je t'ai déja dit pourquoi, Tom!
- Sen zaten çözdün.
Tu l'as déja résolue.
- Hayır. - Aletlerle aran iyi mi?
- Tu as déja fait de la construction?
Bana tanıdık geldiniz
Vous me semblez familière. Nous sommes-nous déja rencontrées?
Bahse girerim bu çocukluğundan beri böyleydi.
Je parie que c'était déja comme ça pendant votre enfance.
Bunu daha önce gerçekten hiç yapmadım.
Ce n'est pas comme si j'avais déja fait ça avant.
Çok çekici olduğunu söyleyen oldu mu Natalie?
Est-ce que quelqu'un vous a déja dit à quel point vous étiez attirante, Nathalie?
"İş adamı Terry Miles'ın acı dolu ölümü, istihbarat servislerinin İngiltere'de biyolojik savaş hali başlattıklarına dair spekülasyona yol açtı."
"La mort douloureuse de l'homme d'affaire Terry Miles " laisse planer bien des hypothèses selon lesquelles une guerre biologique aurait déja commencé en Grande Bretagne. "