Derhâl перевод на французский
904 параллельный перевод
Derhâl bölüğüne yemek götür Çavuş!
"Apportez immédiatement à manger à vos troupes, Sergent!"
Defol git buradan ve bir daha da geri dönme. Derhâl!
Fiche le camp et ne reviens plus jamais! "
Şu klaksonu derhâl susturmanızı istiyorum.
Arrêtez ce klaxon immédiatement.
- Derhâl Kontes.
- Bien, comtesse.
Çekinizi derhâl yazayım.
Je vous fais tout de suite ce chèque.
Derhâl Madrid'e gitmem gerek.
Je dois aller à Madrid.
Ama derhâl Madrid'e dönmen beni ilgilendirir.
Mais c'est mon travail de veiller à ce que tu retournes à Madrid.
Bayan Danvers'a derhâl onu görmek istediğimi söyleyin.
Dites à Mme Danvers de venir immédiatement.
Albay Julyan'ı bulun. Onu derhâl görmek istediğimi söyleyin.
Dites au colonel Julyan que je désire le voir.
Derhâl oraya gitmeliyim. Bana ihtiyaçları var.
Je vais devoir y aller tout de suite, ils auront besoin de moi.
Şu an nasıl? Derhâl yola çıkacağım ama sana bir şey diyeceğim Tommy ile konuşur musun?
Je vais partir maintenant, mais peux-tu parler à Tommy?
Derhâl polis karakoluna gideceğiz.
On va aller voir la police maintenant.
St. Anne kilisesine derhâl bir araç gönderin ve Babe Lazick'i tutuklayın. Cinayet suçuyla aranıyor.
Envoyez une voiture à Saint Anne Church, et coffrez Babe Lazick, recherché pour meurtre.
Derhâl doldurulması gereken bir sözleşme varmış.
- Un nouveau contrat, tout de suite.
Onunla derhâl görüşmek istiyorum.
Tour de suite!
1 ) Derhâl Şerif Carrey'yi alacağın kuzeydeki West Ham Kavşağı'na git.
shérif Carrey. " Passer prendre le shérif au carrefour de Westham.
- Hâlâ onun yüzüydü. - Derhâl kapıyı açın! Öyle lekesizdi ki.
C'était toujours son visage, si pur...
- Şimdi, derhâl.
Oui, immédiatement!
Montalvo'nun derhâl Madrid'e dönmesini ve kaderde ona feci felâket yaşatmak olan bu yabancılarla ilişiğini kesmesini istedi.
II devait regagner Madrid... quitter ces étrangers qui causeraient sa perte!
Derhâl bavul hazırlamaya başlıyorum.
- Les valises...
- Ernie'yi derhâl bulmam gerekiyor.
Je dois absolument voir Ernie.
Telsizden Ernie'ye ulaşıp derhâl beni almasını isteyebilir misin?
Tu peux demander à Ernie de venir me chercher immédiatement?
Bilmiyorum ama derhâl öğreneceğiz. Park South, No : 300.
Je ne sais pas, c'est ce qu'on va découvrir. 300 Park South.
Derhâl buradan gidiyoruz.
On s'en va.
Ve derhâl git!
Maintenant!
Göndereni derhâl öteceksin.
Parle, et vite.
Ancak, derhâl polisi aramanızı tavsiye ederim.
Mais je suggére que vous appeliez la police sans tarder.
Vince ile konuşmalıyım. Derhâl.
Je veux parler à Vince tout de suite.
Rozetini ve silahını ver. Derhâl.
Donnez-moi votre insigne et votre arme.
Söyle ona, derhâl bilmek istiyorum.
Dis-lui de faire vite.
Buraya derhâl gelebilir misiniz acaba?
Pourriez-vous venir immédiatement?
Derhâl 34 Elm sokağı caddesine intikal edip ev sahiplerinden birinin yaptığı şikâyeti araştırın.
Rendez-vous immédiatement au 34 Badoe Street. Inspectez la zone et envoyez votre rapport.
Derhâl, parkları, alanları kanalizasyonu ve tünelleri arayın.
Qu'ils inspectent les parcs, les terrains vagues, le métro.
Tüm Altıncı Özel Kuvvetler subaylarının dikkatine. Derhâl A güvertesindeki subay odasına.
Les officiers de la force d'assaut six doivent se rendre immédiatement au carré sur le pont A. Les officiers uniquement.
Sadece subaylar. Derhâl lütfen.
Immédiatement, SVP.
- Derhâl kes şunu.
- Cesse immédiatement!
Bayan Kruse! Kapıyı derhâl açın yoksa..
Mlle Kruse, si vous n'ouvrez pas immédiatement...
Derhâl polisi arıyorum.
Je vais droit à la police.
Derhâl Yüzbaşı Bowen'a teslim edeceksiniz.
Remettez-lui les internés immédiatement.
Sizi derhâl göndermek için emir aldık.
Nous avons reçu l'ordre de vous évacuer immédiatement.
Arkadaşınız o adamla olan defterini kapatmak istiyorsa işe daha da karışmadan bunu derhâl yapmalı.
Mais que votre amie rompe avec cet homme... avant qu'il soit trop tard.
Derhâl buradan defolup gidin.
Allez-vous-en...
Derhâl arka kapıdan çık ve kimseye bir şeycik söyleme. Hiç kimseye!
Sortez par la porte de derrière et n'en parlez à personne.
Onlara, derhâl Klan Evine geri dönmelerini ve buyruklarıma itaat etmelerini söyleyin!
De revenir au clan! Qu'ils viennent à ma résidence de Kyoto pour écouter mes intentions! Je leur parlerai personnellement.
Kaynağa ihtiyacımız var. Derhâl paranı teslim et.
Nous collectons des fonds.
Derhâl hazır oluruz Papa cenapları fakat görevim gereği tavsiyem geri çekilmeniz ya da anlaşmaya razı olmanız olur.
, immédiatement, votre Sainteté. Je me dois de vous dire de battre en retraite ou de négocier.
Asker, o sigara izmaritini derhâl at.
Soldat, ramassez ce mégot.
Derhâl işe başlasın mı, Bay Bellamy?
- Peut-elle commencer tout de suite?
Derhâl büroma git.
Sur mon bureau.
Alais Richard'la evlenecek ya da topraktan derhâl vazgeçeceksiniz.
Alais épouse Richard ou nous reprenons le comté.
- Derhâl kışlaya git.
- Si. - Présentez-vous à l'officier d'ordonnance.