Diz перевод на французский
3,631 параллельный перевод
Ayrıca bu diz izi var.
Et puis il y a cette empreinte de genou.
Yani katil bu taraftaydı. Bunun anlamı diz izi katile ait değil.
Donc, le tueur était de ce côté, ce qui signifie que cette marque de genou ne peut pas provenir du tueur.
Diz çök.
- À genoux.
Bay Driggs'i kafasından vurur, diz üstü bilgisayarı ve oyun konsolu mu nedir onu alır.
Driggs au niveau de la tête, et lui a ensuite arraché l'ordinateur portable... la console de jeu, bref tout.
Tamam, diz üstü bilgisayarın seri numarası evde bulduğumuz fişteki ile uyuşuyor.
Très bien, l'ordinateur portable a le même numéro de série que le reçu qu'on a trouvé dans l'appartement.
Bunu diz üstü bilgisayarına tak.
Branche ça sur son ordinateur.
Ben de dedim ki, "Diz çöksenize be, Taç Giyme Töreni var bugün!"
Je me suis dit : mettre un genoux à terre le jour de l'incorporation "
Öyleyse, kapılarımızı açıp diz çöküp, Tanrı'nın merhametine mi güvenelim, yoksa ona bir ders mi verelim?
Alors, allons-nous ouvrir toutes grandes nos portes, et nous mettre à genoux, confiants en la miséricorde de Dieu, ou allons-nous lui fournir un exemple?
Diz çök.
A genoux.
Diz çök!
A genoux.
Resmen diz kısmına toplanmış.
C'est en quelque sorte coincé vers le genou.
- Diz kapaklarını alacağım.
- Je prends ses rotules.
Yanımda. Fonksiyonel olarak kısıtlı durumdayız. Ama birkaç diz üstü bilgisayarla iş görürüz.
On aurait pas accès à tout, mais on peut être opérationnels avec deux portables.
Benim için değilse, o zaman kendi dişlerin ve diz kapakların için kapa şu Alman çeneni!
Et si ce n'est pas pour moi, pour le bien tes dents et de tes rotules, ferme ton clapet allemand!
" Yumuşak bir mozzarella tekerliği gibi diz kapağını dilimledikten sonra...
" Après avoir tranché sa rotule comme une tendre boule de mozarella,
Diz çökmedim.
Je ne me suis pas agenouillé.
Diz çök ve and Tanrıya dua et.
Mettez-vous à genoux et priez le Seigneur pour vos vies.
"Bacak kemiğiyse diz kemiğine bağlıdır."
"L'os de la jambe à l'os du genou."
Bacak kemiğiyse diz kemiğine bağlıdır.
"L'os de la jambe à celui du genou."
Af dilemen için sana diz çökmeni emrediyorum.
Je vous ordonne de vous mettre à genoux pour vous repentir.
Sadece diz ameliyatlarına girdiğini sanıyordum.
Je croyais que tu opérais les genoux et les coudes.
Bu senin diz kapağın değil mi?
C'est pas ton genou?
- Bir de iyi bir diz koruyucu.
L'hépatite? Et récupère une bonne paire de protège-genoux.
Rahibelerin diz çöküp dua ettiklerini sanıyordum.
Je croyais qu'une nonne, ça ne faisait que prier.
Çek, it, yürü, bacak, diz, aşağı.
Vroom, shot. Allez tirer, pousser, marcher, jambe, genou, en bas, et un, deux, trois.
Bayan Delamar yanında diz çökmüş duruyordu.
Et, Mme Delamar était à côté de lui, à genoux.
Diz çök.
A genoux!
Diz üstü çöktürüp başlarının arkasına yastık koyuyor.
À genoux, l'emploi du coussin.
Diz çök.
À genoux, au sol.
Mackenzie- - 10 kişiyi yan yana diz,... sekizi sektörün en iyi yapım yönetmeni olduğunu söyleyecektir,... kalan ikisi ise salak işte!
Mackenzie- - aligne 10 personnes au hasard, 8 d'entre elles te diront que c'est la meilleure PE de la profession et les 2 autres seront stupides!
Diz çök!
A genoux!
Onda diz işleri yok.
Pas de marques de dents là.
Her iki diz kapağındaki kırıklar kurbanın oldukça şiddetli bir darbeye maruz kaldığını gösteriyor.
Les fractures sur les deux patellas suggèrent que la victime a été assommée avec une certaine force.
Ellerin yukarda diz çök.
Baissez votre arc et levez les mains
Arkanızı dönüp diz çökün.
Tournez-vous, à genoux.
Hayır, diz çöküp selamlarlardı. Mayalılar'ın İspanyollar'a yaptığı gibi. Ama yine de karınlarını deşerdim.
Non, ils se mettraient à genoux et salueraient, tout comme les Mayas avant les Espagnols.
- Öyle deme. Diz çök.
Hé, hé, hé ne dis pas ça ; maintenant à genoux.
- Neden diz çökmem gerek?
Pourquoi je dois me mettre à genoux?
- Şimdi diz çök.
Maintenant, à genoux.
Diz çökme, kaldırma falan insanların aklını karıştırmak için.
"A genoux, debout", ça rend les gens tout maboule.
Kendini güvende sanıyorsun ama ben peşindeyim ve sana diz çöktürünceye kadar da durmayacağım.
Je sais que vous pensez être en sécurité mais je ne vous lâcherai pas et je n'ai pas l'intention de m'arrêter jusqu'à ce que vous soyez à genou.
Acısını dindirmeden önce diz kemiğine vurmuş.
On lui a brisé la rotule avant de mettre fin à ses souffrances.
Ağız koruyucusu. Diz koruyucusu.
Protege dents protège tibia
Yani bacağı dizin altından kesilmiş, Tony'ninkiyse diz üstünden kesilmişti.
Donc sa jambe a été coupée en-dessous du genou, et celle de Tony au-dessus.
Ve cerrahtan farklı olarak mortisyen bir diz ya da dirsek gibi hareketli bir eklemi takabilir mi?
Et contrairement à un chirurgien, un entrepreneurs de pompes funèbres voudrait rattacher un membre à une articulation mobile comme un genou ou un coude?
Diz altı mı yoksa külotlu çorap mı?
- Il y aura des mi-bas ou des collants?
İyi diz çök.
Bonne génuflexion.
Diz çökmenle cemaatin başını döndürmek istiyoruz.
On veut que l'assemblée vacille quand tu t'agenouilles.
Nick, pantolon giy ya da en azından diz çorabı.
Mets un pantalon. Ou des chaussettes hautes.
Diz çorabı giyerim.
Les chaussettes.
- Diz mi çökeyim?
Quoi?