Dizzy перевод на французский
69 параллельный перевод
Git Dr. Dizzy'yi bul ve giyin.
Cherche Dizzy et habille-toi.
Bunu, Dizzy Gillespie dışında kimse fark etmezdi.
Personne n'aurait remarqué, sauf... Dizzy Gillespie, mais...
Ama Dizzy Gillespie bildiğim kadarıyla bir yerlerde yolda.
Dizzy Gillespie est en tournée, autant que je sache.
Bu Dizzy Gillespie, bilinen şeyleri çalıyor.
Dizzy veut juste se faire de la publicité.
Don Byas'ın Dizzy'nin grubundan ayrıldığı zamanı hatırlıyorum.
Je me rappelle quand Don Byas a quitté le groupe de Dizzy.
Dizzy'e çok şey borçluyum. Ama aramayacağım.
Je dois tout à Dizzy... sauf un coup de fil.
Hollywood'a, Dizzy ile birlikte.
A Hollywood, avec Dizzy.
O zaman buraya Dizzy'nin çalışını görmeye geldin.
Alors tu es venu voir Dizzy.
Trompet bölümü Dizzy Miles Fats.
A la trompette, il y avait... Dizzy... Miles...
DIZZY GILLESPIE bugün modern cazın öncüleri arasında.
DIZZY GILLESPIE reste au premier plan du jazz moderne.
Büyük bir kulüp gibi. "Dizzy's" belki?
Vous parlez d'un plus grand club?
Dizzy Gillespie gibi görünüyorsun.
C'est Dizzy Gillespie tout craché.
Dizzy arkadaşımdı.
Dizzy était mon amie.
Dizzy Gillespie.
Dizzy Gillespie.
Dizzy Steinway.
Dizzy Steinway.
Kıçını kaldırıp iş aramalısın Dizzy veya ismin her ne değilse.
Tu vas bouger ton cul et trouver un boulot, Dizzy, ou quel que soit ton nom.
Dizzy Harrison bu savaşın en büyük malulü.
Dizzy Harrison est la victime type.
Dizzy Harrison, küçük bir çocukken bile kendi tarzına sahipti.
Enfant déjà, Dizzy Harrison avait son style bien à lui.
- Dizzy'e katılıyorum.
- D'accord avec Dizzy.
Dizzy.
Dizzy.
Elinde değil. Dizzy'nin sorununa tıpta Tourette sendromu denir.
Dizzy souffre, médicalement parlant... du syndrome de Tourette.
Dizzy Gillespie Harrison.
Dizzy Gillespie Harrison.
Dizzy Harrison, taşaklarınızı ve torbanızı alın.
Dizzy Harrison, veuillez récupérer vos couilles!
Ama ben aslında Dizzy'im.
Je ne suis pas vraiment moi.
Hey Dangalak Dizzy!
Hé, Dizzy couille molle!
Sen yatak odasına gidip televizyon izler misin, lütfen?
Allez regarder la télé à côté. Il y a un poster de Dizzy Gillespie et ses yeux me suivent partout. Non.
Bir ineğe yaklaşmaya göreyim Dizzy Gillespie gibi patlar kıçım.
Je m'approche d'une vache, et mon derriere enfle comme les joues de Dizzy Gillespie.
Count Basie, Dizzy Gillespie, Thelonious Monk, Sonny Rollins,
Count Basie, Dizzy Gillespie, Thelonious Monk, Sonny Rollins,
Vaay, orda Dizzy Gillespie'in trompeti var.
Cool, ils ont la trompette de Dizzy Gillespie là-bas.
Dizzy Gillespie John Coltrane
- de Dizzy Gillespie ou de John Coltrane?
Ama kanamam yüzünden, kendimi biraz... étourdi.
À cause de l'hémorragie, je commençais à me sentir étourdi. - Dizzy.
- Sersem. - Sersem, işte bu.
- Dizzy, c'est ça.
İzle ve öğren, Dizzy Lizzie.
Regarde-moi faire, jolie Lizzy.
- Miles Davis, Dizzy Gillespie.
- Miles Davis, Dizzi Gillespie.
Kübalı perküsyon sanatçısı..... bununla "big band bebop" çalmıştı.
Un percussionniste cubain qui jouait du be-bop avec Dizzy.
Dizzy Gillespie. O da var.
- Dizzy Gillespie.
Şeyden Izzy Fontaine...
Dizzy Dontaine du...
Chano Pozo şu an Dizzy Gillespie Orkestrası'yla çalışıyor.
Il joue avec Dizzy Gillespie.
Şu an Manhattan'da Dizzy Gillespie'yle birlikte olmam gerekiyordu.
Je devrais être dans le sud avec mon pote Dizzy Gillespie.
Dizzy Gillespie, orkestrası için bir piyanist arıyormuş.
Dizzy Gillespie cherche un pianiste.
Bu çocuklar ne Louis Armstrong'u, ne Miles Davis'i ne de Dizzy Gillespie'yi bilir, ama gerekirse "ben kulüpte karı tavlamayı, " para saçıp kurşun sıkmayı bilirim.
Ces jeunes ignorent tout de Louis Armstrong, Miles Davis, Dizzy Gillespie, mais bon, quand ce sera nécessaire, je séduirai des traînées au bar, je montrerai mon argent et mes armes.
Cab Calloway. Dizzy'ye öyle dedi diye söylüyor.
Cab Calloway disait ça à Dizzy.
Sana söylemem gereken bir şey var Lizzie.
J'ai un truc à te dire, Dizzy Lizzie.
"Dizzy Izzy" çok komiktir.
"Dizzy Izzy" est vraiment drôle.
Lillian Kent, "Dizzy Izzy" de yaptığı o çok güzel elleri belinde dönüşüyle bu soğuk havalarda içimizi ısıttı.
"Lillian Kent, qui nous apporta délice " dans Dizzy Izzy, mains sur les hanches, permit de faire rayonner " une saison autrement pauvre,
Neyse, arkadaşım Dizzy Brindizzi görüp aldı ve benimle epeyce dalga geçti. Gitmemeyi düşünmüştüm.
Peu importe, mon pote Dizzi Brindizzi l'a vue, me l'a piquée, et s'est foutu de moi j'ai songé à ne plus y aller.
Bu Dizzy Gillespie ( Amerikalı Caz trompetçi ) şeyini yanaklarınla yapabiliyor musun?
Tu peux faire ce truc avec tes joues?
* Kolaylaştırırım işini * * Çünkü bunu bekliyordum bütün gece boyunca * * Serseme döndürdün beni *
l'll make it easy for you'cause l've been waiting for them all night long you ve got me dizzy it s quite a show with all this spinning
Bu arada Dizzy sana doğum günü kartı gönderdi.
Dizzy t'envoie une carte d'anniversaire.
Sende bunlardan var mı?
Chez Dizzy? Tu as un contrat.
Sonra Duke ve Dizzy beni alıp götürürdü.
Je descendais, j'allumais la chaîne hi-fi et je laissais Duke et Dizzy m'emmener... loin de ta mère.