Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → французский / [ D ] / Donuyor

Donuyor перевод на французский

289 параллельный перевод
Yakalanmanın, o pranga kampında sekiz korkunç yıl daha geçirmek anlamına geldiğini hatırladıkça kanım donuyor.
Quand je pense que ta capture signifierait huit terribles années de plus de travaux forcés, mon sang devient froid. Je te réécrirai.
Bana dokunduğunda kanım donuyor sanki.
Mon sang se fige.
Şimdi bile, onun gözlerini düşündüğüm zaman, kanım damarlarımda donuyor.
Même maintenant, quand je revois ses yeux, j'en suis encore glacée d'horreur.
Joe Sam burda donuyor.
Joe Sam se gèle dehors.
Gece ılık ama ellerim donuyor.
La nuit est chaude, mais j'ai les mains gelées.
Mecbur değilim. Senin aksine, benim burada kıçım donuyor.
Il fait déjà bien assez froid ici.
Hayır, o Squaw Vadisi'nde donuyor.
Non, il doit grelotter à Squaw Valley.
Kollarım ve omuzlarım donuyor adeta.
Mes bras et mes épaules sont glacés.
Neredeyse donuyor.
Il est presque gelé.
Geri donuyor...
Il revient...
İçeri gelmen gerek dışarısı donuyor.
Tu devrais rentrer, il fait froid dehors.
Kışın, bir Kwakiutl, battaniyenin altında donuyor
Sous une couverture, un Kwakiutl gèle.
Kafam donuyor.
Et j'ai froid à la tête.
- Ayaklarım donuyor.
J'ai les pieds glacés.
Yardım ederdim ama soğuktan kıçım donuyor.
Je t'aurai aidé, mais j'ai pas envie de me geler les miches.
Donuyor olmalılar.
Elles doivent être gelées.
Ayaklarım donuyor ve bileklerim acıyor.
Ça file froid aux pieds et mal aux chevilles.
Dışarıda donuyor olmalısın.
Tu dois te geler.
Yanıyor! Batıyor! Donuyor!
Ça brûle, ça mord, ça glace.
Kıçım donuyor.
Je me gèle les fesses.
Ama ne zaman bir bayanın karşısında olsam parmaklarım donuyor, beynim kapanıyor.
Mais quand je suis en présence d'une femme... je ne sais plus ce que je fais, je perds les pédales.
Dışarısı donuyor.
On gèle.
Binlerce yıl önce bu şey çarpıyor ve bu Şey... dışarı fırlıyor yada sürünerek dışarı çıkıyor ve buzun içinde donuyor.
Il y a des siècles, la soucoupe s'écrase et la chose en est éjectée ou en sort et finit congelée!
Kahrolası yabancı arabalar her zaman donuyor.
Ces saletés de voitures étrangères ça gèle.
Bizim de burada bir hiç uğruna kıçımız donuyor.
- On se gèle le cul pour rien.
Kardan adamın burnu donuyor,
Un froid qui vous mord le nez
Donuyor.
Elle est gelée.
Burada bir tarafım donuyor.
Je me les gèle dehors.
- Donuyor olamazsın.
Je gèle.
Görünüşte Heather Duke'ün hayat dolu genç bir bayan olduğunu hepimiz biliyoruz ama ruhu Antarktika kıtasında genç arkadaşlarının acımasız olabileceğini bilerek donuyor anne-babasının tepkisiz kalabileceğini ve intihar notunda anlamı yazdığı gibi hayat berbat olabiliyordu.
En apparence, elle était la jeune fille dynamique que nous connaissions tous, mais son âme était en Antarctique! Glacée par la cruauté dont les adolescents sont capables, par l'indifférence dont les parents peuvent faire preuve, et par, comme elle le dit avec éloquence dans son mot d'adieu, ce Monde de merde!
Ayaklarım donuyor.
Mes pieds sont gelés.
Bu güzelliklerle hafif bir meltemde bile donuyor insan.
Même par temps doux, on se gèle les fesses là-dedans.
Enjektörler donuyor, bir karşıtçekim birimi ve bir de ışınlayıcı arızası...
Les injecteurs, l'antigrav, un téléporteur...
Göğüslerimiz donuyor Jimmy.
On se les gèle ici.
2 tropik nehir donuyor.
Deux rivières tropicales ont commencé à geler.
Hayır, donuyor.
Rien. Toujours glacés.
Ellerim donuyor!
J'ai les mains gelées!
Anne, elim donuyor.
Maman, mes mains sont froides.
Dışarısı öyle soğuk ki çişimi yaparken daha ucunda donuyor.
Il fait si froid dehors! Mon pipi a gelé sur le bout de mon zizi!
MARY PRESTON DÖNÜYOR
MARY PRESTON DE RETOUR
GÜNBATIMI TÜMENİ BUGÜN EVİNE DÖNÜYOR!
LA DIVISION SUNSET EST DE RETOUR AUJOURD'HUI!
YANINDA GAINSFORD'LA S.S. MANÇURYA GEMİSİYLE EVE DÖNÜYOR
SUR LE CHEMIN DU RETOUR AVEC GAINSFORD
LORD GAINSFORD LONDRA'YA DÖNÜYOR.
LORD GAINSFORD ARRIVE A LONDRES.
STÜDYOLAR SESLİ FİLME DÖNÜYOR
LE PARLANT EST PARTOUT!
ANGEL OBREGON BUGÜN EVE DÖNÜYOR
Angel Obregon revient dans sa terre natale
Kıçımız donuyor.
On se gèle le cul.
Burası donuyor.
Il fait un froid ici!
- Donuyor.
- C'est gelé!
Bebek donuyor.
Vite, j'ai peur qu'il prenne froid!
BATMAN DÖNÜYOR
BATMAN LE DEFI
Elim donuyor!
Maman...

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]