Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → французский / [ D ] / Dostluk

Dostluk перевод на французский

996 параллельный перевод
Dostluk ve sadakat, ha?
"Amitié et Loyauté".
BÖLGE SOSYAL DOSTLUK KULÜBÜ
1ERE CIRCONSCRIPTION CLUB SOCIAL
Büyükelçi ile karşılaşmaktan ve ona dostluk simgesi sağ elimi uzatmaktan mumluluk duyacağım.
Je suis heureux de rencontrer l'ambassadeur et de lui tendre la main droite de la camaraderie.
Sam şehirde çılgınca eğleniyor, yabancı bir aktris ile dostluk kuruyor ve lüks kamarasında onunla birlikte ülkenin bir ucuna gidiyor.
Sam faisait la fête en ville. Il a rencontré une femme, une actrice étrangère, et maintenant ils traversent le pays, dans une cabine de luxe.
Bu gelişinizin dostluk adına bir ziyaret olmasını umuyordum.
J'espérais que c'était un acte d'amitié.
Stephen'ı kurtardığınız için de size karşı hiç hissetmediğim kadar derin bir dostluk hissediyorum ama -
Depuis que vous avez sauvé Stephen, vous m'êtes plus cher que quiconque, mais...
Dünyada barış, dostluk...
La paix sur Terre et la bienveillance...
Ömür Boyu Dostluk Bozuldu
UNE LONGUE AMITIÉ BRISÉE
Barış, dostluk ve hayatını güzelleştirmek için kendini sana adamış bir erkek.
paix, amour et un compagnon qui ne pense qu'à ton bonheur.
Ama fark etmişsindir, sana duyduğum dostluk bir süredir daha derin bir duyguya dönüştü.
Mais l'amitié a fait place... à un sentiment plus profond.
Ordudan nefret ediyorum, onunla işim bitti, ama dostluk başka bir şey.
Je déteste l'armée et j'en ai fini avec elle, mais l'amitié, c'est autre chose.
Harikulade bir dostluk kuracağımızı biliyorum.
Nous allons être de grandes amies.
Yalnızlığımızı ve elimizdekini birleştirmeye ne dersiniz? Destek ve dostluk gibi?
Réunissons nos deux solitudes afin qu'elles se transforment en une amitié à toute épreuve.
"Leopold, pervasız dostum, işte sonsuz sevgi ve dostluk."
"Leopold, voici mon amour et ma présence pour toujours..."
Christine, Claudin hiç seninle normalin dışında dostluk kurmaya çalıştı mı?
Claudin a-t-il cherché à nouer des contacts plus étroits avec toi?
Madem beklenmedik bir şekilde döndünüz artık menfaatsiz bir dostluk düzeyinde görüşmemiz mümkün olamayacağına göre birbirimize açık davranalım.
Puisque vous êtes de retour si inopinément, puisque je ne peux plus vous rencontrer sur une base de, si je puis dire, amitié désintéressée, Soyons francs l'un envers l'autre.
Birisi ona kimlerle dostluk edeceğini söylüyordu ki onları pırlantayla kuşandıracak, dansa götürecek sonra bir telefon, nerede harekete geçileceğini söyleyecek.
"On" l'avait affranchi. Et quand il sortait avec une femme riche, il téléphonait discrètement et avertissait les gars.
Kanada, İngilizce konuşan dünyanın, bir taraftan Birleşik Devletler ile samimi dostluk ilişkileri olan, diğer taraftan İngiliz ulusuna ve vatanına şaşmaz sadakatle bağlı dingilidir.
"Le Canada... " Pilier du monde anglophone " de par ses relations de respect et d'amitié avec les Etats-Unis
Bugün, Filipin ve Japon dostluk çiçeklerinin tohumları yeşeriyor..
Aujourd'hui, les graines de l'amitié philippine et japonaise fleurissent.
Kazan Moskova'yla olan dostluk bağını koparıyor. Kazan müttefikliğine son veriyor.
Kazan rompt son amitié avec Moscou.
İşte bu gözyaşında aşk, içtenlik ve dostluk var.
Dans cette larme réside l'amour, la vérité et l'amitié.
Birbirine içgüdü ile bağlı yüce ruhlar, sadakat ve dostluk yolunda elbet yeniden buluşurlar.
Les grandes âmes, d'instinct se reconnaissent.... Ainsi jaillit de l'amitié la flamme...
- Dostluk garip bir şey.
- En parlant d'amis...
- Suçlularla dostluk kurmak mı?
- De faire copain avec les clients?
O büyük insanlar arasındaki dostluk hikayeleri anlatıyor :
Il parle de l'amitié de grands hommes,
Birbirlerini nasıl desteklediklerini, açıkça amaçlarını gördüm, zafere ne kadar inandıklarını, ve dostluk geleneğini nasıl geliştirdiklerini gördüm.
De leur soutien mutuel, de la clarté de leur but, de leur foi en la victoire et des traditions d'amitié qu'ils ont inculqué à la nouvelle génération.
Varya Voronova ayrıca dostluk temasını işlemiş.
Varia Voronova continue sur ce thème.
Ama biz biliyoruz ki herkes, bizim okulda okumuş olanlar içinde, dostluk o günün izi olacaktır. "
Mais nous savons que tous les anciens élèves de notre école fêteront au fond de leur coeur cette journée de l'amitié ".
- Etrafa biraz dostluk yay.
- Étale-moi cette amitié.
Kral George beni dostluk mesajını iletmekle görevlendirdi.
Le roi George me charge de transmettre ses amitiés.
İkiyüzlü soytarının biri olup da önüme gelene dostluk yeminleri edersem şunu bunu kucaklayıp pohpohlayıp arkasından ağzıma geleni söylersem el alemi tavlamaya çalıştığımı görürsen,.. ... o zaman kork benden.
Si j'étais la risée de tous, que je dissipais en vains serments mon ardeur à chaque occasion, ou si je me confiais au vulgaire en festoyant, là, tu serais en danger.
Dostluk sıcaktan soğuğa böyle geçer işte Lucilius.
Tu décris l'amitié perdant sa chaleur.
Ben sadece dostlarımın kimlerle dostluk ettiğini bilmek istiyorum.
J'aime connaître les amis de mes amis.
Bir tekine karşı bile dostluk hissetmiyorsun.
Et on n'a de l'amitié pour aucun d'eux.
Ne sıkı bir dostluk, ha?
C'est de l'amitié.
Komşularımızla dostluk kurup huzur içinde yaşamak istiyoruz çünkü barış istiyoruz.
Nous vivrons en paix avec nos voisins, car nous voulons la paix.
Hitit Prensi bana barış sözü verdi. Bende ona dostluk sözü verdim.
J'ai envoyé aux Hittites une croix de vie en gage d'amitié.
- Bırak bu dostluk ayaklarını.
Oublie le collègue.
Beyaz adam ile Kızıl adam arasında dostluk olmaz.
Impossible. Les indiens et les visages pâles seront toujours en guerre.
Ona dostluk göstermelisiniz. Okuldaki ilk günü.
C'est son premier jour d'école.
- Onunla dostluk kurmalıyız.
- Il faut lui tirer son chapeau.
Ne yüce bir dostluk
Quelle compagnie
Rawhider'larla gittikleri o ilk gün aralarında bir dostluk oluşmadı mı?
Ils se sont pas acoquinés dès le jour où on a rencontré les nomades?
Buyur. Dostluk sunağında küçük bir içki alalım.
Tenez, levons le coude au nom de l'amitié.
Hızlı Asya turu. Dostluk turu diyorlar.
Il fait "tour d'amitié" en Orient.
Mevsimlerin anlamı... güneş, ay... ve dostluk - gerçek şeyler.
La ronde des saisons... le soleil, la lune... et l'amitié... Les vraies choses.
Hayır, insanlar bana pek dostluk göstermezler.
Non, les gens ne sont pas très gentils avec moi.
Böylece, sevgi, dostluk ve yadigâr gibi sözcüklere bakabileceğinizi unutmadığımızı ve aklımızdan hiç çıkmadıklarını bileceksiniz. "
Pour ne pas oublier, reportez-vous aux mots "amour", "amitié", "souvenir", qui expriment nos sentiments.
Mahkumun, 56 yaşındaki Emily French'le nasıl dostluk kurduğunu öğreneceksiniz.
L'accusé s'est lié d'amitié avec Mme French, une femme de 56 ans.
Dokunaklı bir dostluk gösterisi.
Touchante démonstration d'amitié.
# Dostluk ve nezaket
Jamais nous ne les oublierons

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]