Doğal перевод на французский
10,003 параллельный перевод
... bu doğal bir durum olmadığından, kadından doğmuş sayılmıyor.
Donc il n'est pas né d'une femme au sens strict.
Jurassic World'deki hiçbir şey doğal değil.
Rien à Jurassic World n'est naturel.
Sanırım bu sadece doğal geliyor.
Ça se faisait naturellement.
Buralarda doğal olmayan başka şeyler de oluyor mu?
Y-at-il d'autres choses anormales qui vont arriver par ici?
Bölgede yangın ya da sel olduğuna dair bir rapor yoktu. Biz de doğal güç göstermesi icap eden her şeyi eleyebiliriz.
Il n'y a eu aucun feu ni inondation rapportés dans la zone, nous pouvons donc rayer tout ce qui requière la démonstration des forces de la nature.
Şey, Germanik halk edebiyatında yer aldığı varsayılan, tarım hayatının doğal düşmanı olan kurtlar,
En considérant qu'il s'agit du folklore allemand, le loup est l'ennemi naturel de la vie agricole,
Evet. Bu doğal fakat bölgesel bir oluşum.
Oui. c'est un surgissement naturel mais localisé
Doğal bir şey.
C'est normal.
Bak, bu evrende ki herşey gibi, aşkında kendi doğal ömrü vardır.
Écoute, comme tout dans cet univers, l'amour a sa propre durée de vie.
Doğal olarak Rita Richards'ın o dayanaksız teorisine inanmamıştım. Ama bir şekilde rahatsız etmişti.
Bien sûr, pour moi, il n'y avait aucun fondement à la prétendue théorie de Rita Richards, mais pourtant, ça me dérangeait.
Fakat sana göre bu, doğal düzen.
C'est dans l'ordre naturel des choses.
- Morluklara karşı doğal bir ilaç.
C'est un antidote naturel pour les ecchymoses.
O lanet sihrimizin doğal dengesini öyle bir bozdu ki bir kıyamet günü kehaneti yarattı. Bir cadının oğlu hepimizi öldürmek için hayatta kalacak.
Cette malédiction a perturbé l'équilibre naturel de notre magie à un point tel qu'il a créé la prophétie apocalyptique... qu'un fils né d'une sorcière survivrait pour tous nous tuer.
Bunun nesi doğal?
Vous trouvez ça normal?
Doğal olmayan ölümlerden hoşlanmam.
Je n'aime pas les décès accidentels.
Sigara içmekte onun gibi doğal.
C'est naturel aussi, de fumer.
Bizim evimizde doğal bir uyuşturucu içmek ister misin? - Yemekten sonra?
Ça te dit de fumer un joint naturel chez nous, après?
Nathan'da doğal olarak hayır dedi, ama Bennett peşini bırakmadı.
Nathan a dit non, bien sûr, mais, Bennett ne voulait pas le laisser partir.
- Doğal sebeplerle öldüğünü düşünüyoruz. Doğal sebepler mi?
Elle semble être morte de causes naturelles.
Birinin hayatını fark edilmeden, en doğal hâliyle gözlemleme şansı.
Une chance d'observer la vie en son état le plus naturel, étant inobservée.
Doğal hâllerindeyse, daha akılda kalıcıdırlar.
Sous leur apparence naturelle, elles sont plus... marquantes.
Toplum tarafından eğitilmemesine rağmen, doğal bir zarafet sahibi olmak. En güzel ihsan da bu, değil mi?
Une grâce naturelle, hors des préceptes de la société, c'est le plus beau des cadeaux.
- Taşrada bir sürü doğal zarafet var.
Beaucoup de grâce naturelle dans le pays.
Bu yolculuğa son bir kez daha çıkmamızdan daha doğal ne olabilir ki?
Ça semble juste qu'on fasse ce voyage une dernière fois.
İşin özü evet, Doğal Kaynaklar Bakanlığı'nda çalışmaktan memnunum.
Peu importe, le fait est, que j'aime travailler au ministère de l'Intérieur.
Duyuyorlar, doğal bir saygınlığın var senin.
Mais si, tu as une autorité naturelle.
Çok doğal bir karizması var.
Son charisme naturel est impressionnant.
Leziz, sağlıklı, doğal gıdalar.
De ma nourriture saine et naturelle qui a encore bon goût.
- Bize çok doğal bir şeymiş gibi geliyor.
- Mais tout va bien.
Senatör Buckner'la ben ülkemizin doğal kaynaklarıyla ilgili olarak aynı kaygıyı taşıyoruz.
Le sénateur Buckner et moi-même sommes tous les deux soucieux à propos des ressources de notre pays.
Sana şöyle bir faydası var. Doğal Kaynaklar Bakanlığı'nda müdür yardımcısı olarak göreve başlamanı istiyoruz.
Bref, la bonne nouvelle pour vous est que nous aimerions vous promouvoir Députée Directeure des Opérations et de l'Intérieur.
İnsanın Doğal Ortamı'na mı başvuracaksın?
Habitat pour l'Humanité?
Ellie, sen doğal kaşarsın ya.
Ellie, tu es une salope au naturel.
- Önemli değil, doğal şeyler bunlar.
Ce n'est pas grave, c'était de mort naturelle.
Öpüşmeniz birazcık doğal.
C'est naturel de s'embrasser un peu.
Gergin olduğunda Koca Chuck'ı çıkarıyorsun ama aşırı gergin olduğunda Koca Chuck'ı kırmayı düşünüyorsun doğal olarak.
Quand tu es nerveuse tu sors Big Chuck, mais quand tu es très nerveuse et que tu risques de casser Big Chuck, tu improvises.
Bırakmak bana pek doğal gelmiyor.
Laisser partir les gens n'est pas très naturel pour moi.
Doğal bir kaşınma karşıtı kremi.
C'est une crème apaisante naturelle.
Çok doğal gözükeceksin, merak etme.
Tu vas avoir l'air très naturelle. Ne t'en fais pas.
Gen, gendir ve aynaya bakıp, kalçalarım hakkında karalar bağlamayı yani en doğal hakkımı benden alamazlar.
Les gènes sont une chose, mais ils ne m'empêchent pas de me voir dans le miroir et de détester mes cuisses.
Mikvah'ın saf olması, doğal sudan meydana gelmesi gerekir ve tamamen su altında olman gerekir, çıplak.
L'eau du mikvé doit être pure et naturelle, et vous devez être complètement immergée et nue.
Ama bu sanki bizim için çok doğal bir uyummuş gibi gelmiyor mu?
Mais ça semble être... une collaboration naturelle, non?
Doğal. Neresi doğal?
Pourquoi c'est naturel?
Benimle olmak için hayatından vazgeçtiğin onca şeyi doğal karşıladım.
Je prenais pour acquis toutes les choses que tu as abandonnées pour moi.
Ancak Tanrı'nın bütün gizemleri ve sırları doğal dünyada kendini gösterir. Tabii ki gözlemleyecek bilgeliğe sahip biri için.
Mais tous les mystères et secrets des dieux sont révélés dans la nature si vous avez la sagesse d'observer.
o kadar doğal olacak ki benden asla şüphelenmeyecekler.
mais si naturel qu'on ne me soupçonnera jamais.
Onlar sadece birer İngiliz olarak doğal haklarını savunuyorlar.
Ils défendent simplement leurs droits naturels comme anglais.
Sesler de tamamen doğal.
Et c'est très naturel.
Doğal afetlerden acı çekenlere ve yeniden inşa edecek gücü bulması gerekenlere.
Et à toutes les victimes de catastrophes naturelles... et doivent trouver la volonté de reconstruire.
Yumuşak doku korunuyor çünkü dinozor kanındaki demir serbest radikal üretiyor ve bu radikaller çok reaktif. Protein ve hücre zarı birbirine karışarak doğal koruyucu olarak görev yapıyor.
Du coup, les protéines et les membranes cellulaires se mélangent et agissent comme un conservateur naturel.
Doğal mı?
Est-ce naturel?