Ducky перевод на французский
927 параллельный перевод
Ördek.
Ducky.
Oh, haydi. Kes şunu, Ducky. Boş laflar için zamanımız yok.
Allez, ma jolie, on n'a pas de temps à perdre.
İyi geceler, Ducky.
Bonne nuit, ma belle.
Kahretsin Ducky Boyslar burada.
Nom de Dieu, les Donald!
Bana 50 papel borcu olan, Ducky Hedges misin?
Ducky Hedges? Celui qui me doit 50 dollars?
Ducky!
Ducky!
- Ducky ile konuştun mu?
- Avez-vous parlé à Ducky?
Ducky iş üstünde, karınızın peşinde.
Ducky les suit, il est juste derrière.
Ducky'i telsizden bul.
Appelle Ducky.
Ducky bunu söylediğinde çeneni kapatacaksın.
Quand Ducky dit ça, on doit la fermer.
O da sen değilsin Ducky.
C'est pas toi.
Bunu Ducky sana gönderdi.
Tenez, de la part de Ducky.
Biliyorsun, sonunda Ducky'ye her şeyi anlatacaksın.
Vous finirez par tout dire à Ducky. Tout le monde le fait.
Ducky'yi aradın mı?
- As-tu appelé Ducky?
Ducky? - Evet?
- Ducky?
- Ducky bu çatlak çok ağrı yapar mı?
Ducky, Cette fracture le faisait-il beaucoup souffrir?
- Ducky'den.
Ducky.
Ducky!
Ducky.
- Ducky'yi beklememiz gerekmiyor mu?
On ne doit pas attendre Ducky?
Ducky bizimle konuşmak istiyor.
Ducky veut nous parler.
- Sadece seks Ducky.
Un truc sexuel.
Ducky üç cesedi inceliyor, Abby de parayı kurutuyor.
Ducky s'occupe d'autopsier les trois cadavres, - et Abby de l'argent.
Ducky'yle Jackson da geliyor.
Ducky et Jackson sont déjà en route.
- Günaydın çocuklar.
- Bonjour, les gars. - Où est Ducky?
Ducky'yi sen al.
Tu vas chercher Ducky.
Hayır. Ducky, Yüzbaşı Shilz'in ne kadar zamanda mumyalaştığını mı hesapladı?
Ducky a calculé en combien de temps Schilz s'est momifié?
Seni dikerken masada o karıncaların yediği denizciyi çok net hatırlıyorum.
Le marin mangé par les fourmis était là au moment où je vous recousais. Ducky, de quoi est mort notre jeune capitaine?
- Ducky, genç yüzbaşı nasıl ölmüş? - Kanamadan ölmüş galiba.
Je pense qu'il est mort d'une hémorragie.
Bazı bölgeler Ducky'nin küçük kırıklarına benziyor
On n'en trouve que sur cette partie de la chemise. Là où se trouvent les fêlures de Ducky.
- Artık Ducky'le konuşabilir miyim?
- Je peux parler à Ducky? - Oui.
Yemekten sonra üzerinde çalıştığın şey konusunda bizi uyarmalısın Ducky.
Vous auriez pu nous dire ce que vous faisiez après déjeuner.
- Aferin. - Az kaldı Ducky.
- J'y suis presque, Ducky.
Ducky'nin ülkenin her yanında adli tabip dostları var.
Ducky a des amis légistes partout.
- Dedikodumu mu yapıyorsun Elmo?
- Vous parlez de moi, Elmo? - Bonjour, Ducky.
Merhaba Ducky, uçakla gönderdiğim biftekleri beğendin mi?
Les steaks que j'ai envoyés étaient-ils bons?
Ducky, ceset için birbirlerine girdiler.
Ils se disputent le corps comme deux chiens se disputent un os.
Ducky, ne diyorsun?
Ducky, qu'en pensez-vous?
Galiba Ducky cesedi Washington'a götürmeye karar verdi.
Ducky a décidé d'emmener le corps à Washington.
O zaman kimin adli tabibi?
Alors c'est le légiste de qui? Ducky?
Ducky mi?
Il travaille pour le NCIS.
Adam grip. Ama istersen bir doktorun vaktini boşa harcayabilirsin. Tıpkı senin Ducky gibi.
Mais allez-y, faites perdre du temps à un médecin en vérifiant comme Ducky.
Ducky Boys lar!
Territoire des Donald.
Ducky Boyslar.
Les Donald!
Ducky geldi.
Ducky est là.
- Ducky anlamıyorum.
Ducky...
- Ducky nerede? - Buradayım Jethro.
- Ici, Jethro.
Ducky, adama öldükten sonra ne olduğuyla ilgilenmiyorum.
Ce qui s'est passé après sa mort ne m'intéresse pas.
Bana gelmeden önce Ducky'ye mi gittin?
Vous êtes passé chez Ducky avant de venir me voir?
- Ducky?
Ducky?
- Sen bir prenssin Ducky.
- Vous êtes un prince, Ducky.
Ducky, yumuşak kabuklu yengeçlerden ne haber?
Au sujet des crabes à carapace molle...