Dyad перевод на французский
123 параллельный перевод
Dyad Enstitüsü'nde.
Vous avez entendu parler de nous.
Onlar Dyad Enstitüsü'nden mi? Onlar benim "Deli Korsanlar"...
Mes "mixtures effrayantes", comme elles ont été surnommés dans les médias.
Lütfen Dyad'daki çalışmalarımıza bir göz gezdirin.
N'hésitez pas à jeter un œil à notre travail à Dyad. Adieu
Dyad Enstitüsü ile ilgili bir şeyler okuyordum ve Dr. Leekie'nin gen aktarımlı organ nakliyle ilgili bir bölümü olduğunu biliyor muydun?
J'ai fait des recherches sur l'institut Dyad. Savais-tu que le Dr Leekie, a fondé un service consacré aux transplantations d'organes génétiquement modifiés? Et...
Bu, Dyad Enstitüsü için iş sözleşmesi.
Voici un contrat d'embauche chez le Dyade Institute.
Dyad Enstitüsü'nde iş hayatı demek.
Une carrière au Dyad Institute.
Lütfen... Dyad etkinliğine gel.
S'il te plaît, viens à la soirée Dyad.
- Dyad'e ihtiyacımız var şu an. - İhtiyacımız?
- On a besoin de Dyad.
Bu kan örnekleri Dyad'e gitmeyecek ve hiç kimseye patentler hakkında öğrendiklerimizi söylemeyeceksin.
Dyad n'aura pas ces échantillons, et ne leur dis pas qu'on a découvert le brevet.
Sarah, sana ne yapacağını söylemem ama bu gece Dyad'de büyük bir etkinlik olacak.
Je peux pas te dire quoi faire, mais ce soir, Dyad donne une réception.
- Dyad'de.
- À l'institut Dyad.
Bak Sarah, Delphine beni bu geceki Dyad etkinliği için listeye ekledi.
Attends, Sarah, Delphine m'a mise sur la liste de la soirée Dyad.
Dyad'e silahınla girip önüne çıkanı vuracak mısın?
Tu comptes faire quoi? Débarquer au Dyad et dégainer ton flingue? Oui.
Bu Dyad'deki etkinlik büyük bir şey, değil mi?
- Merci encore. Cette soirée au Dyad, c'est un gros truc, pas vrai?
Dr. Leekie birazdan Dyad Enstitüsü etkinliği için açılış konuşmasını yapacak.
Le Dr Leekie va vous souhaiter la bienvenue à l'institut Dyad.
Ben Dr. Aldous Leekie. Dyad Enstitüsü'nün yöneticisiyim. Tüm Dyad grup şirketleri adına sizleri burada ağırlamak benim için gerçekten bir onur.
Je suis le docteur Aldous Leekie, directeur de l'institut Dyad, et c'est avec un immense plaisir que je vous accueille au nom de l'ensemble des entreprises Dyad.
Dyad Enstitüsü'nün ana ilkesi 1918 yılından bu yana bellidir.
La première pierre du premier institut Dyad fut posée ici en 1918.
Günümüzde, dünya çapında çok önemli biyoteknik araştırmalar özel sermayeler tarafından desteklenmekte ve yine bugün, Dyad Grup tüm dünyaya hükmetmekte.
Aujourd'hui, dans le monde entier, la majorité des recherches en biotechnologie sont financées par des fonds privés et aujourd'hui, le groupe Dyad s'étend sur toute la planète.
Onlar değilmiş Art.
C'était pas eux. L'institut Dyad.
Dyad'daki kişiler değilmiş. Başka birileri kaçırmış Kira'yı.
Quelqu'un d'autre a enlevé Kira.
Bu gece Dyad'de büyük bir etkinlik olacak.
Ce soir il y a un événement important au Dyad.
Eğer Sarah'ya yardım etmek istiyorsan, Dyad'de çok özel bir pozisyonda olman gerek.
Si tu veux aider Sarah, tu dois être particulièrement bien placée pour ça donc ici au Dyad.
Dyad'ın aşılar üstüne kurulduğunu biliyor.
Elle sait que le Dyad a été construit sur les vaccins.
Ama Dyad Enstitüsü'nden Dr. Aldous Leekie'nin yardımcı olabileceğine dair çok güzel haberleri var.
Mais la nouvelle étonnante est que le Dr. Aldous Leekie de l'Institut DYAD a dit qu'il pouvait aider, donc ils vont faire ce voyage pour un traitement.
Sanırım DYAD seni diğerinin peşine gönderdi.
J'imagine que le DYAD vous a envoyé après l'autre fille.
- Tamam. - Cosima kök hücrelerinin büyüme kinetiğine bakmamı istemişti ama ben önce DYAD onları klonlar gibi etiketledi mi diye bir tarama yaptım.
Cosima m'a fait jeter un oeil à la cinétique des cellules souches, mais je voulais voir si DYAD les avait marquées comme ils ont marqué les clones alors j'ai fait une PCR.
Carlton seni evlatlık sisteminden buldu ve o zamandan beri DYAD peşimizde.
Carlton t'a trouvée dans un foyer d'accueil et... depuis, le DYAD en a après nous.
- DYAD bu işe nasıl karıştı?
- En quoi DYAD était impliqué?
Askeriye, çalışmamızı baltaladığında DYAD bizi çalışmaya devam etme konusunda ikna etti.
Quand l'armée a sabordé notre travail, DYAD nous a persuadé de le mettre à terme.
- Yani DYAD LEDA Projesi'ni çaldı.
- Donc DYAD a détourné le projet LEDA.
- DYAD.
- DYAD
DYAD çok başlıdır.
La DYAD est une hydre.
- DYAD ona ne yaptı biliyor musun?
- Savez-vous ce que lui a fait DYAD?
DYAD yüzünden de değil.
Ce n'était pas la DYAD.
DYAD'daki neoevrimci yüzünden.
C'était les Néolutionistes dans la DYAD.
Evet, DYAD'daki beyefendi.
Ouais, le monsieur du DYAD.
Ama artık benim kuruluştaki pozisyonum onun DYAD yöneticiliğinden daha üst seviyede.
Mais, maintenant, ma place dans la corporation essentiellement déclasse son Directorat au sein de DYAD
Rachel DYAD'e ait.
Rachel est un monstre du DYAD.
Ama DYAD Grup hakkındaki dedikodular...
Mais les potins sur le groupe DYAD, c'est...
DYAD'den kaçıyoruz ama şimdi gelmiş Kira'yı ne için almak istiyorsun?
On essayais d'échapper à DYAD et maintenant tu veux les laisser?
Görelim bakalım DYAD'de işler nasıl yürüyecek.
Attendons de voir comment ça se passe au DYAD.
Gen tedavisi için Duncan'ın sentetik diziliminde bulunan Kira'nın kök hücreleri gerekmiyor. Onun DYAD'e gelip derhal çalışmaya başlaması gerekli.
La clé d'une thérapie génique qui ne nécessite pas les cellules souches de Kira repose dans les séquences synthétiques de Duncan, mais il doit venir au DYAD et commencer immédiatement.
Cosima, DYAD harekat odası kulubü.
Cosima, le club de jeu du DYAD, mes ennemis jurés...
Tedaviyi bulmak demek, DYAD'e krallığın anahtarını vermek demek.
Trouver un remède signifie donner au DYAD les clefs du royaume.
Bu konudaki sinirsel geliştirmeler hâlâ araştırılıyor bu arada.
À l'institut Dyad.
- Evet.
Ils sont de l'institut Dyad?
Dyad'daki kişiler değilmiş.
Les gens de Dyad.
Burası Dyad Enstitüsü.
De quoi vous parlez?
Enstitü mü?
C'est l'institut DYAD.
DYAD Grup.
DYAD.
DYAD sadece yan şirket.
Le DYAD était juste un entrepreneur.