Dılerım перевод на французский
65 параллельный перевод
Siz Bedevi'ler İbrahim'in tanrısını tanır mısınız?
Vous Bédouins, vous connaissez le dieu d'Abraham?
Sizin ve benim tanıdıklarımız : Hallenstein'ler, Wessel'ler.
Des gens que nous connaissons!
Aldığımız istihbarata göre Milliyetçi'ler zaferlerini garantiye almak için değiştirdikleri oy kayıt makinelerini 12. Bölge'de saklıyorlar.
Selon nos informations, afin d'assurer leur victoire, les nationalistes ont trafiqué l'équipement dans le 12e district, un secteur clé.
Bohachi'ler para mevzuları dışında hırgür çıkarmamalılar. Duygularımızı belli etmemeliyiz.
Les Bohachi ne s'intéressent qu'aux affaires d'argent.
Şiddet konusuna gelince, şiddetin tekniği M.Ö. 2.000.000 yılında Australopithecine'ler tarafından icat edildi.
Pour conclure sur ce sujet, la violence a été inventée il y a 2 millions d'années,
Eğer D.T.'ler bunun gibi bir şey ise... hayatım boyunca bir daha içki içmeyeceğim.
Si c'est ça, le delirium tremens, je ne boirai plus jamais de ma vie.
Houston ve Cincinnati'deki Holiday Inn'ler arasındaki farkı söyleyebilenin alnını karışlarım.
Je défie quiconque de reconnaître un hôtel de Houston d'un hôtel de Cincinnati.
Bir tarafta Karoli'ler ve birkaç seçkin kişi geri kalanlar ise tümden ayaktakımı.
D'un côté, les Karolis et quelques élus, de l'autre, la plèbe.
Beni endişelendiren O'ler ve D'ler.
Ce sont les bas salaires qui m'inquiètent.
Normalde etmezdi, ama bu adam kardeºim oldugundan iºler degiºir.
D'ordinaire, je ne m'en serais pas soucié, mais cet homme s'avere etre mon frere.
Holmes'un dediğine göre Rame Tep'ler, Mısır Ölüm Tanrı'sı Osiris'in fanatik müritleriydi.
Le Rame Tep, expliqua Holmes, était une secte de dévots d'Osiris, le dieu égyptien des morts.
İşte o koruyucu aileler, the Moralese'ler... Belki sen devletin gönderiği bakım masrafının yeterli olduğunu düşünebilirsin. Ama onlar, benden ayriyeten büyükbabaya bakmamı da istediler.
Cette famille d'accueil, les Morales... on aurait pu penser que le chèque leur suffirait, mais non, il fallait en plus que je m'occupe du grand-père.
Hiç iyi elma şarabımız olmayacak tabii biliyorsun, onlara Altın Leziz ve Kış Muzları ve Russet'ler ve de Baldwin'leri toplamaya başlamazsak.
On n'aura pas de bon cidre avant d'avoir récolté les Golden, les Winter Bananas, les reinettes grises et les Baldwin.
Benim anlamadığım, bu zamanda ATM'ler, cep telefonları ve internet ve Voyager İki çağında, nasıl iki gün sürer.. .. iki gün..
Ce queje ne comprends pas, c'est comment à l'ère des portables, d'lnternet et de Voyager 2, ça peut prendre deux jours, deux jours pour faire New York-Savannah.
Fremen'ler bahar depolarımı yağmalıyorlar!
Ces saletés de Fremen qui pillent mes réserves d'épice!
Şey, hiç silahımız yok, DRD'ler kapalı, ve D'argo ya da Aeryn'i bizden yana döndürmenin bir yolunu bulmamız lazım.
On n'a aucune arme, les DRD sont déconnectés, il faut trouver le moyen de ramener D'Argo et Aeryn avec nous.
Aklını oynatmaktan nefret ediyorum bacım ama D'ler iyi not değil. Kötü.
Désolée, cocotte, mais un D, c'est pas une bonne note.
ve database satıcıları darbe yemişti konu buydu, bu düşmanca hareket Microsoft ve diğer kapalı kaynak yazılım firmalarından gelmişti işte bu hadise ciddi pazarlama saldırısı bize göçertebilir databasecilerin uğradığı ilk büyük darbede diğer ISV ler için yol açılmıştı kar topu etkisi başlattı
Je pense que nous étions dans une période de vulnérabilité entre le moment où nous avons lancé la campagne Open source et le moment ou les vendeurs de bases de données nous on rejoint C'est à ce moment que des actions hostiles de la part de Microsoft ou d'autres entreprises de logiciels à code source fermé C'est à ce moment qu'une sérieuse attaque marketing aurait pu nous faire couler mais comme les grands vendeurs de base de données nous ont rejoint et ça a ouvert la voie à d'autre vendeurs de bases de données indépendants
DRD'ler... işlerini yarım saat içerisinde bitirecek.
Les DRDs auront fini d'ici une demi arn.
Köyün etrafında boş boş dolaşıp daha geçen hafta buralara gelen 80'ler Amerikan rock müziğini çalıp kızlara korna çalmandan bıktım.
J'en ai marre de te voir klaxonner les filles et d'entendre ta musique des années 80.
Şu an para akışında biraz problemimiz var ama seni temin ederim ki kızımız bir gelişme gösterirse sana o kadar çok dondurma alacağım ki civardaki bütün Jerry ve Jane'ler seni kıskanacak.
Nous avons quelques soucis d'argent, mais je t'assure, si notre fille a de meilleures notes, tu auras tellement de glace que les gosses du quartier seront tous jaloux.
Neymiş, başkasının arazisiymiş. ABD Hükümeti... ya da lanet vahşi Kızılderili'ler... ya da altın arayıcısı geçinen... şu pisliklerden biri... beni durdurmaya kalkışsın da göreyim.
Le gouvernement américain a intérêt à bien se tenir, et ces salauds d'Indiens aussi, de même que tous les autres fils de garces qui se font passer pour des chercheurs, qu'ils n'essaient pas de m'arrêter.
Farmtown çetesi Jack Uzi'ler yerel işadamları hepsini topladım.
Villes étrangères, jaccuzis, les hommes d'affaires locaux... Je me devais de tous les faire plier.
Yani bütün o "D.S." ler, Joe'nun kendi kendine davayı çözmeye çalışması anlamına mı geliyordu?
Donc tous ces rendez-vous avec D.S., c'était Joe qui tentait de résoudre seul l'affaire?
Yeni 12'ler Kurulu resepsiyonunun yapılacağı Cloud Nine balo salonunun dışındayım.
Je suis hors de la salle du Cloud Nine où la réception du nouveau Quorum des 12 aura lieu.
Herkese hatırlatmak isterim ki, pusu nişancımız Walter Jr çok iyi eğitimlidir. Ama hedefi biz değiliz. 14'ler.
Je tiens à rappeler à tout le monde que Walter Junior, notre sniper, est très bien entraîné et qu'il a l'intention d'éliminer les Catorce, pas nous.
U.M.S.K'ler oldukça az olduğundan,..
les T.S.L.D. sont vraiment rares,
Biliyorum, konumuzun dışında ama ne zaman bu grinder'ler için şehir... -... dışına çıkmak isterseniz ben varım.
Ce sandwich mérite vraiment le détour, trop bon.
Biraz roller yaparak olaya tuz-biber katmaya çalıştım ama... "ilk" ler dünyamda düşünceliydim çünkü, En harika "ilk" imi çok genç yaşta yaşamıştım.
J'essayais d'épicer les choses avec du jeu de rôle, mais je me rendais compte que, parmi mes premières, j'avais réussi ma grande première beaucoup trop tôt.
"Oha falan oldum yane" ler havada uçuşuyor.
M.D.R. Par-ci par-là.
Wraith'ler bu yolla çalışmazlar, tamam mı?
- Ça ne marche pas comme ça avec les Wraith, d'accord?
Doğu 18'ler genelde beyaz-yeşil şapka mı takar?
- Les East 18... - en portent d'habitude?
Esir tuttuğumuz Wraith'ler üzerinde yaptığımız tıbbi taramalara dayanarak yüze yakın simülasyon çalıştırdık.
On a fait une centaine de simulations d'après les scans qu'on a des Wraiths en captivité.
Uzun lafın kısası Cephanelik yerle bir oldu sizin M-4'ler dahil tüm silahlar
L'entrepôt d'assemblage a cramé. Tous les flingues, dont tes M4, réduits en poussière.
Bunları devralacak yeni bir nesle ihtiyacımız var. Yeni Ric O'Barry'ler ve Roger Payne'ler gerekiyor. Bu adamlar, 60 ve 70'lerde üzerlerine düşei fazlasıyla yaptılar.
C'est à la jeune génération d'agir, les nouveaux Ric O'Barry ou Roger Payne, qui eux ont 60-70 ans maintenant.
Normalde çok az kan olduğu için halkayı takan kişinin DNA'sını tespit etmek zor olabilirdi. Ama şansımız var ki, piercing'ler, özellikle de yeni takılanlar, vücut tarafından reddedilebiliyor.
Normalement, comme il y a peu de sang, ça aurait dû être difficile d'obtenir un profil valable, mais heureusement pour nous, les piercings, spécialement les nouveaux, sont souvent rejetés par le corps.
Arkadaşlarımız, Gosler'ler, onları hatırlarsın, dün gece kayboldular.
Nos amis, les Gosler, vous vous souvenez d'eux, ils ont disparu la nuit dernière.
N.D.S. ler 19. caddeye hakimdirler. Size daha önce anlattığım çetelerdendirler.
Ce sont les Exterminateurs, le gang des rebuts dont je vous ai parlé.
Senin gibi Anna'ya karşı savaşan başka Z'ler var mı?
Y en a-t-il d'autres qui combattent Anna?
Triffid'ler konusunda yardım almam gerek.
J'ai besoin d'aide pour les triffides.
Ama umarım Cylon İ.Ö.H.'ler hakkında fikrini değiştirmişsindir.
Mais j'espère que vous avez changé d'avis pour les FTL.
Birbirimizi teletubbie'ler gibi gıdıklamak için. Habersiz bir şekilde içeri geldiklerinde çocuklarıma böyle açıklama yapardım.
Je disais ça à mes enfants quand ils nous surprenaient.
80'ler ve 90'lardaki kuraklıklar için Amerika milyonlarca dolar yardım gönderdi. Ki bugün de devam ediyor.
Depuis la sécheresse des années 70, des millions de dollars d'aide sont versés par les États-Unis.
Normal de "zeki" ler evime giremez. Senin durumunda bir istisna yapacağım.
En général je n'accueille pas d'étrangers chez moi, mais pour toi je vais faire une exception.
Steve'ler çalışmayı reddediyorlar, ben de klimaya kendim bir göz atayım dedim.
Bien, Steve refuse toujours de travailler, donc je pense que je vais jeter un coup d'oeil à l'air conditionné moi même.
Karanlık Fae'ler soyadlarını ölmüş savaşçılardan alırlar Aydınlık Fae'ler ise kutsal ağaçlarımızın isimleriyle adlandırılırlar.
L'Ombre nomme les siens d'après des défunts guerriers. Les chefs de Lumière sont nommés d'après nos arbres sacrés.
Brownie'ler, tamamen zararsız mıdır yoksa şeker kızları hapseden cinsten midir?
Lutins : sans danger, ou attention les filles?
Şeklimiz bir daire olduğundan bu fonksiyonların her birini, ulaşımı kolay olacak şekilde amacına yönelik ihtiyacı karşılayacak oranda yer tahsis ederek ve "Kemer" ler halinde yerleştirmek oldukça mantıklı görünüyor.
Et puisque nous travaillons avec un cercle, il semble rationnel de placer ces fonctions en "ceintures" basées sur la quantité de terrain requise pour chaque objectif, ainsi que la facilité d'accès.
Tanıdığım tek Marley'ler beyazdı.
Les seuls Marley que je connaissais étaient blancs.
Ve bu DVD işi her neyse videonun yerini alamaz. Ve bir avukata falan göstermeden imzaladım. Ve DVD'Ler videoların yerini almaya başladığında sözleşmeye baktım ve benim DVD haklarımı, internet haklarımı aldıklarını gördüm ve şirket de pek iyi değildi.
J'ai pensé que ce truc de DVD ne remplacerait pas la vidéo, j'ai signé sans les conseils d'un avocat, et au moment où le DVD a commencé à remplacer la vidéo, j'ai regardé le contrat et j'ai vu
Bazen Kennish'ler gibi mükemmel bir ailenin parçası olsaydım nasıl olurdu diye merak ediyorum.
Parfois, je m'interroge sur qu'est ce que cela ferait de faire partie d'une famille parfaite comme les Kennishes.