Efsane перевод на французский
2,258 параллельный перевод
Efsane bir hafta oluyor bu hafta.
C'est une semaine épique.
Efsane böyle söylüyor.
La légende le dit.
Efsane, Ron ve Reg'in bir gün döneceğinden bahsediyordu.
La légende dit que Ron et Reg réapparaitront.
Efsane, Ron ve Reg'in bir gün geri döneceğinden bahsediyor.
La légende dit que Ron et Reg ressusciteront.
Efsane Kray'lerin geri döneceğinden bahsediyor.
Elle parle du retour des Kray.
Eğer onların gerçek Kray'ler olmadıklarını ispat edersek, efsane çökecektir.
En prouvant qu'ils sont pas des Kray, on détruit la légende.
- Ve herkes gerçeği öğrendiğinde öğrenecekler de, işte o zaman bütün efsane yıkılacak.
Quand les gens sauront, et ça sera rapide, la légende s'effondrera.
Hâlâ efsane misin?
Êtes-vous toujours une légende?
Efsane bir kupa olmalı bu.
Il faut que ça soit épique.
Efsane mi?
Un mythe?
Biz çok eski bir türüz, Duncan, öyle ki artık insanlar için efsane haline geldik.
Nous sommes une ancienne race Duncan, si vieille que nous faisons partie des mythes humains.
Mayalarda da benzer bir efsane vardır. Beşinci güneş çağını yaşadığımızı söylerler.
Les Mayas avaient aussi une légende similaire disant que nous vivions dans l'ère du cinquième soleil.
İşte, onlar efsane değil.
Ce ne sont pas des légendes.
Ve efsane böyle başladı.
C'est ainsi que la légende débute.
Bilmiyorum. Sözde sadece bir efsane olması gerekirdi.
Normalement, ce n'est qu'une légende.
Efsane der ki her kim asayı bulacak olursa istediği şeye etki edebilir.
D'après la légende, celui qui trouvera le bâton pourra le réactiver.
Yakında bir gün, bunların hepsi birer efsane olmaya yüz tutacak.
Le jour est proche où tout ceci relèvera du mythe.
Efsane!
Fantastique!
Benim ölümüm, beni bir efsane yapacak.
Ma mort fera de moi une légende.
Efsane dövüşçü, kariyerinde ilk defa Amerika topraklarına ayak basıyor.
La légende se battra sur notre sol pour la toute première fois.
Kara delik bir efsane. Bizi sürüde tutmak için uydurulan bir korku hikayesi.
C'est qu'un mythe pour qu'on reste dans le banc.
Efsane hala ayakta. "
La légende est toujours vraie.
O bir efsane!
C'est une légende.
Davenport'un kitabında bir efsane var.
Il existe une légende, dans le livre de Davenport.
Çılgın bir masal, bir mit, bir efsane...
Un conte de fées, un mythe, une légende.
Senin bir zamanlar sarhoş olmadığın gibi bir efsane işte.
Célèbre, comme le jour où vous n'aviez pas bu.
Gidelim, efsane.
Allons-y, la légende.
Genç sörfçüler Hawaii'li efsane sörfçü Ben Aipa'nın izinden gidiyora benziyorlar.
Les surfeurs locaux ont repéré la légende du surf hawaïen, Ben Aipa.
Ama ölünce? Efsane olurlar.
Morts, c'est des légendes!
Ben de bilmiyorum. Bunu bir efsane sanıyordum.
- La colle, je croyais à un mythe.
Efsane yerine kendisi av olmuş olabilir.
- Et le mythe l'a tué. - Ça pourrait arriver.
"Efsane" kelimesinin anlamını tam olarak bildiğini sanmıyorum.
Je ne crois pas que tu comprennes ce que le mot "mythe" signifie.
Efsane avcısı yüzünden burada olmalısınız.
Vous devez être là à cause du gars des mythes.
Bu hafta, en zor bulunan efsane yaratıklardan birinin görüldüğüne dair bir haber aldım : ... Bukit Timahlı Maymun Adam. ... Singapur ormanlarında yaşayan ölümsüz bir insanımsı.
On m'a dit cette semaine qu'on avait aperçu... l'un des cryptides les plus insaisissables... l'homme-singe Bukit Timah... un hominidé immortel qui vit dans les forêts de Singapour.
Ve bir efsane doğdu.
Et la légende est née.
Harley Romero, namıdiğer Efsane Cavallo.
Harley Romero, alias le légendaire Cavallo.
Gösterişsiz aracı kişi, bütün pis işi yapıyor. Bu arada herkes tehditkar efsane derebeyini aramakla meşgul oluyor.
L'homme de main qui fait le sale boulot, alors que tout le monde cherche le maître à penser.
- Evet de bu adamlar efsane.
Mais ces types sont des légendes...
Bu sadece bir efsane...
C'est juste un mythe.
Efsane doğruymuş.
Les légendes étaient vraies.
Çelenk kılıç bir efsane değil.
- L'Epée de Krän n'est pas un mythe!
Hayır, o bir efsane.
C'est un mythe.
O bir efsane.
C'est une légende.
O adam bir efsane.
Ce mec est une légende.
- Elijah? - Asıllardan. Bir efsane.
- L'un des originaux, une légende.
* Bir çok efsane var, onu kimin yazdığını henüz bilmiyoruz.
* Il y a plein de rumeurs, on sait pas qui l'a écrit.
Dünyanın en büyük bestecisi, yaşayan bir efsane,..
le plus grand compositeur du monde, une légende vivante,..
Efsane...
Une légende.
- Evet, efsane bir sperm bankası var diyordu.
- Oui.
Bir efsane.
Une légende.
- Bu sadece bir efsane,
C'est une légende.