Egon перевод на французский
203 параллельный перевод
Ben Prag'dan Dr Egon Hartz.
Je suis le Dr Egon Hartz de Prague.
Eğer egon bunu, bu şekilde istiyorsa, evet.
Si ton orgueil préfère cette image, oui.
Şunu çok iyi hatırlıyorum. İşler çok iyi gittiği zamanda senin o büyük egon her şeyi bırakıp gitmişti.
Je me rappelle que quand tout allait bien... c'est le gros ego de Beau qui a tout fait sauter.
- Ben Dr. Venkman, Dr. Stanz, Egon.
- Dr. Venkman, Dr. Stanz, Egon.
Egon, balgamını al.
Egon, ton mucus.
- Sen ne düşünüyorsun, Egon?
- Qu'en penses-tu, Egon?
- Egon, sen ne düşünüyorsun?
- Egon, qu'en penses-tu?
Egon, sen sağı tut.
Egon, tu vas à droite.
- Egon.
- Egon.
- Egon, ben Peter.
- Egon, c'estPeter.
- Egon, mahkeme emrim var diyor.
- Egon, ils ont un mandat.
Egon gerçekten inanılmaz.
Quel ego insensé!
İncinen sadece egon.
C'est ton ego qui est blessé.
Egon, bunu ben uydurmuyorum.
Egon, je n'ai pas rêvé.
Selam, Egon.
Salut, Egon.
Peter Venkman, Raymond Stanz, Egon Spengler, ayağa kalkın!
Peter Venkman, Raymond Stantz, Egon Splengler, debout!
Egon, anlat onlara.
Dis-leur, Egon.
Egon hamam böceği nüfusunda da bir artış olabileceğini düşünüyor.
Egon pense qu'il pourrait y avoir une vague de reproduction de cafards. Bonsoir, les gars. Il y a du nouveau?
Egon hamam böceği nüfusunda da bir artış olabileceğini düşünüyor.
Egon pense qu'il pourrait y avoir une vague de reproduction de cafards.
İşte yine egon.
- C'est plutôt ton ego.
Egon Swharz, Psikiyatrist Hipnoz Tedavisi
EGON SCHWARZ, psychiatre traitements PAR HYPNOSE
Ne istiyorsun Egon?
Oui, Egon?
- Egon olduğunu.
- De votre ego.
Mücadeleci, büyük bir egon var.
Tu es un compétiteur égocentrique.
Koca bir egon varmış gibi.
Tu deviens vraiment mégalo.
Ne kadar inanılmaz, büyük bir egon olduğunu böyle bir oyundan sonra anladım.
ego, après un match comme celui-là.
Çok büyük bir egon vardı.
Votre ego était trop grand.
Aptal yeni yetmeler kendi kimliklerini bulma çabasında. Yıllar geçtikçe büyüyen efsanevi egon biraz yumuşamış. - Ne istiyorsun?
Si on vous voyait, des adolescents en quête d'identité, vous perdriez un peu de votre aura légendaire.
Tamamen egon için.
Exactement. La grosse tête.
- Egon geldi.
- C'est Egon.
Egon Koşma kendim uydurdum, dedi.
Egon a dit qu'il l'avait inventée.
Anne, 1 : 00'de yatarsam Egon'larda kalabilir miyim?
Je peux dormir chez Egon si on se couche à 1 h?
Bu sefer elimden kaçmanın tek bir sebebi var. O da iğrenç bir egon olması.
Si j'ai pitié de toi c'est parce que t'es bouffé aux mites.
Şanslıyım ki, egon çok büyüktü.
Heureusement pour moi, votre ego l'a emporté.
- Glenn'iyse egon yüzünden.
- Glenn, c'était de l'ego.
Gazetecilik öğretmenim demişti ki : "Eğer Goliath'ı yenmek istiyorsan Achilles topuğunu bilmelisin." Seninki de egon.
Un de mes profs disait que pour avoir Goliath... il faut trouver sa faiblesse.
tıpkı senin bebekliğine benziyor canım.
C'est le petit Egon? On dirait vous au même âge.
- hayır. ama yine de zor günlerdi. sağ ol.
Il t'ont fait casser des cailloux en prison? Non, Egon.
çocuğun karnını doyur.
Assure-toi qu'Egon ait mangé, et mets-le au lit.
bu yeni bir başlangıç. söz veriyorum. yeniden kocan olacağım.
Je te promets... d'être à nouveau un mari, et un père pour Egon.
Ne var ki bu yeteneğin, egon ve ters davranışların tarafından gölgeleniyor. İki arada kaldım. Çünkü bir taraftan sende potansiyel görüyorum.
Et je suis déchiré, parce que d'un côté, je vois ce qui est génial en toi, et d'un autre côté, je vois te vois me planter au milieu du quatier français de la Nouvelle-Orléans,
Egon buna izin vermez.
Ce serait trop dur pour ton ego.
- Senin lanet olası egon yaşlandı.
- C'est ton ego qui est si vieux!
Evet, sadakat sahip olduğun sıra dışı egon.
Ta loyauté, ton ego démesuré...
Egon onu kurtarmak için harekete geçti bile.
Ton ego savoure déjà l'idée de le défier, de l'affronter.
Hislerin incinmedi, egon ezildi sadece.
Il n'y a que ton égo qui soit blessé.
Egon kontrolden çıkmış.
Tu ne re conrrôles plus.
Egon için!
- Ca flatte ton ego.
al bakalım. - bu nedir?
Oui, bien sûr qu'on peut commencer. - Egon.
mutlu noeller. sana bir hediye aldım.
Egon!
yani hiç sanat resmi yok mu?
Non, j'ai bien peur que non, Egon. Nous ne publions que des livres d'art.