Elliot перевод на французский
3,289 параллельный перевод
Gretchen ve Elliot'ı hatırlıyor musun?
Gretchen et Elliot, tu te souviens?
Adım Elliot Fink.
Je m'appelle Elliot Fink.
ELLlOT FlNK'İN SESSİZ MUAMMASl
LE MYSTÈRE ELLIOT FINK
Elliot Fink, burada oturacak ve ne yaptığını düşüneceksin.
Elliot Fink, asseyez-vous ici et méditez vos actes.
Adım Elliot Fink.
Elliot Fink.
- Kapa çeneni ve arabaya bin Elliot.
Ferme-la et monte, Elliot.
Adı Heather, Elliot. Heather.
Elle s'appelle Heather, Elliot.
Peki bu Heather Elliot'ı seviyor musun?
Et apprécies-tu cette "Heather Elliot"?
Bizimle yaşıyor Elliot.
Elle vit avec nous, Elliot.
Hiç komik değil Elliot.
Ce n'est pas drôle, Elliot.
Bunu neden yapıyorsun Elliot?
Pourquoi tu fais ça, Elliot?
Tamam, bak Elliot. Senin saçmalık...
Tu sais quoi...
- Senin için de geçerli Elliot.
C'est valable pour toi aussi, Elliot.
Bu arada en son rehabilitasyona gittiğinde onlara "İsveç'e gitti" dedim, çaktırma.
Elliot, ne sois pas surpris, pendant ta dernière désintox, j'ai dit que tu étais en Suède.
Elliot gotik, değil mi Brandon?
Il est gothique, non?
Tanrım, 12 yaşındaydı. Brandon, Elliot'ın donunu yukarı çekmişti. Meğer kot pantolon altına külotlu çorap giyiyormuş.
Tu te souviens quand Brandon a baissé son froc et qu'il portait des collants?
- Çünkü Elliot'ın doktorları sana sormamı...
Le médecin d'Elliot a demandé...
Banyo kapısını açtım, bir de ne göreyim : Elliot, anadan doğma...
J'ai ouvert la porte. Elliot était là, à poil, nu comme un ver, à se tartiner de rouge à lèvres.
Elliot bana selam bile vermedi.
Tu sais qu'Elliot ne m'a même pas dit un mot?
- Elliot selam bile vermedi.
Il ne m'a même pas dit bonjour.
17 kolay bir yaş değil.
Elliot traverse une période pénible. 17 ans, c'est pas un âge facile.
Elliot'ın beyninde kimyasal dengesizlik var.
Elliot a un déséquilibre chimique au niveau du cerveau.
Kabalaşma Elliot.
Ne sois pas si méchant.
- Bana yalan söyleme Elliot.
Ne me mens pas, Elliot.
Elliot, Tanrı şahidimdir tekrar fenalaşırsan doğruca Silver Hill'e dönersin. İşi daha fazla şansa bırakamam.
Je te jure que si tu as replongé, tu retournes immédiatement à Silver Hill.
- Bir şey yapmıyorum. - Elliot, lütfen.
S'il te plaît, recule.
Bizim Elliot serserisi nerede kaldı?
- Pas cool. - Elliot s'est tiré ou quoi?
Seni tanımıyorlar Elliot.
Ils ne te connaissent pas.
- Elliot! - Kameraya çektik
On l'a filmé!
- Ona ne yaptın Elliot?
Qu'est-ce que tu lui as fait?
- Yetti Elliot.
Tu sais quoi?
Gerçekten mi? Bizi çok korkuttun be.
Sérieusement, Elliot, tu nous as foutu la trouille.
Sende ne var ne yok Elliot?
Tout va bien, Elliot?
Yürü be!
Énorme, Elliot!
Elliot'ın mikrofonundan tüm Annapolis'e geldi! Vay anasını.
Venu tout droit de NYC jusqu'à Annapolis pour mettre le feu.
Yarın benimle dans etsen iyi olur Elliot.
Tu as intérêt à danser avec moi, demain.
- Gerçekten mi Elliot?
C'est vrai?
Elliot'ın bana söylediği şeye inanamayacaksın. Çok küstah biri.
Tu ne croiras jamais ce qu'Elliot m'a dit.
Elliot Lynn'in söylediğini söyledi babamla tanıştığında striptizciymişsin ve kokainman bir fahişeymişsin.
Elliot dit que Lynn dit que quand papa t'a rencontrée, tu étais strip-teaseuse, pute et cocaïnomane.
- Söylediğini Elliot söyledi. - S.ktiret onu!
- C'est ce qu'Elliot a dit!
Elliot'ın Tourette sendromu var.
Elliot a le syndrome de la Tourette.
Elliot Helman, S.k Haber'den canlı bildirdi
C'était Elliot Hellman en direct pour Fuck News.
24 saat boyunca çeneni kapatsaydın çok minnettar olacaktım Elliot.
J'apprécierais que tu te taises pendant les prochaines 24 heures.
Tamam Elliot, bana bir iyilik yap ve git kafayı bul. Uç.
Rends-moi service.
Elliot'ı gördünüz mü?
Vous n'avez pas vu Elliot?
Geç oldu. Elliot yok.
Il est très tard et je ne sais pas où est Elliot.
Elliot olduğundan tam emin değilim ama galiba lastiğe bindi. Giderken gördüm.
Je peux pas te jurer que c'était Elliot, mais je crois l'avoir vu flotter sur une bouée.
Çocuklarımın götten veren babası Billy Elliott.
Billy Elliot en train de tringler le père de mes enfants.
Elliot Connor'a ait.
Qui appartient à Elliot Connor.
[¶ A.B. O'Neill : sevgilim] seçimlerde hile yapanın Elliot olmadığını düşünüyorum tacın benim olmadığını ikimizde biliyoruz öyleyse yarıştan elendinmi?
Ce n'est pas Elliott qui a truqué cette élection, à mon avis. On le sait tous les deux, les couronnes, ce n'est pas mon truc. Tu t'es retirée de la course?
Elliot'la ikimiz sorunluyuz.
Elliot et moi avons des problèmes.