Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → французский / [ E ] / Emin ol

Emin ol перевод на французский

4,767 параллельный перевод
Böyle kalacağından emin ol.
Fais en sorte que les choses restent ainsi.
Kızdan kurtulduğundan emin ol yeter.
Ecoute, juste... Fais juste en sorte de t'occuper d'elle.
Pekala, yanlış anlama olmasın diye söylüyorum, Brezilya'nın kazandığından emin ol, biz de sana 1 milyon dolar verelim.
Juste pour qu'il n'y ait pas de malentendu, vous vous assurez que le Brésil gagne, et on vous donne un million de dollars.
Saat altı yönüne bak. Arkanda olmadığından emin ol.
À 6 h. Vérifiez vos arrières.
Ani bir vasospazmın oluşmasını önlemek için Danny'e kalsiyum kanal blokörü gittiğinden emin ol.
Assurez-vous juste que Danny vous donne un bloqueur de canal calcique pour éviter un spasme post opératoire.
Ve Cathy, sen de elimizde samaryum alacak üçüncü parti olduğuna emin ol.
Cathy, faites en sorte de trouver un intermédiaire pour l'achat.
Onu görmeden önce uçağına binmediğinden emin ol.
- Appelez Remy. Assurez-vous qu'il n'embarque pas avant de me voir.
Doyle'la çalış, zayıf noktamız olmadığından emin ol.
Consultez Doyle. Assurez-vous qu'on a aucun point faible.
En küçük dava temeli olsa bile, takımının agresif olacağına emin ol.
S'il y a litige, soyez certains que son équipe sera agressive.
- Yalnız olduğundan emin ol bari.
- Sois sûr qu'il est seul.
Bu şartlarda Afganistan'a giriş yapmak emin ol daha kolay olurdu.
Cela aurait été plus simple d'aller à Helmand aujourd'hui.
Temiz bir görüş açım olduğundan emin ol.
Faites en sorte que la ligne de mire soit dégagée
Düğme kamerası adamın yüzünü çektiğinden emin ol.
Assure toi que ta caméra-bouton prend une photo nette de son visage.
Eve varır varmaz seni arayacağım emin ol, numaranı almıştım.
Je t'appelle dès que je rentre pour te dire que je suis bien rentré.
Hey, emin ol üyelik alıcağız. Fakat buralarda biraz tur atmak istiyoruz, bilirsin.
Hé, on voudrait souscrire au club, mais on va d'abord faire un tour pour voir, vous savez...
Erkek olarak doğmuş olsan koca şehrin idarecisi olurdun emin ol.
Si tu étais née garçon, tu règnerais sur toute cette ville.
Ama şundan emin ol ki Karasakal yaşıyor ve bu kronometre için gelecek, geldiği zaman da...
Mais soyez-en sûr : Barbe Noire est vivant, et il viendra pour ce chronomètre, et quand il le fera, vous le tuerez.
Bize yakın durduğundan emin ol.
Assurez-vous de rester à nos côtés.
Bir daha bak ve iyice emin ol.
Écoutez, regardez encore. Et soyez sûre et certaine.
- Başını desteklediğinden emin ol.
N'oublie pas de soutenir sa tête. Comment s'appelle-t-elle?
Emin ol bu işte de harika değildin.
Tu n'étais pas douée comme agente.
Emin ol öyle bir şey yok.
Rois-moi, il n'y a rien de tel.
- Oraya sağ salim vardığından emin ol Jesse.
Assurez-vous qu'elle soit en sécurité, Jesse
Ne yaptığını bilen biri olsa emin ol söylerdi.
Il l'aurait fait s'il savait ce qu'il fait.
Sen bu kapının kilitli olduğundan emin ol da. Yani başka birileri fark etmesin.
Assurez-vous de garder cette porte verrouillée afin que quiconque ne puisse pénétrer ici.
Emin ol vardır.
C'est surement le cas.
Dadıyı ara ve kızlarının iyi olduğuna emin ol.
Appelle sa nounou. Assure-toi que sa fille est prise en charge.
Emin ol sen ilk olmayacaksın.
Tu seras bien le seul.
Mellie'yi seç, o zaman kusura bakma Andrew ama hatrı sayılır yeteneklerimi kullanarak seni alaşağı etmek zorunda kalırım, taş üstünde taş bırakmam, çünkü bunu yapmanın tek yolu, tek yolu, biletini senden almak olur ve emin ol bu sorun Başkan'a mal olmaz ve şunu bil ki Fitz'in senin peşini bırakacağı anlamnıa gelmez hatta tüm Amerika'da onunla olur.
Choisis Mellie, et, je suis désolé Andrew, mais j'utiliserai toutes mes incroyables qualités pour te démolir, pièce par pièce, parce que le seul moyen de le faire, la seule manière de te faire sortir de la campagne et d'être certain que ça ne retombe pas sur le président est de faire en sorte que ce ne soit pas seulement Fitz qui te chasse de la ville, mais l'Amérique toute entière.
Bu konuda bir şeyler söylediğine emin ol.
N'oublie pas d'en parler.
Emin ol parayı eline aldığı an sen de kaybedenlerden olacaksın.
Une fois qu'elle aura mis la main sur cet argent, Tu seras un "petit détail" aussi, je te le promets.
Norman'ın seni daha önce terk etmesini isteseydim emin ol öyle yapardı.
Si je voulais qu'il vous quitte, croyez-moi, il l'aurait fait.
Emin ol hiçbir şeyden utanmıyorum.
Promis, je n'ai honte de rien.
Baştan beri amacım buydu, emin ol.
C'était mon but dès le début, promis.
Adamı bir daha yollamadan önce, hayatının onun ellerinde olmasını istediğin biri olduğuna emin ol çünkü ne yaparsa, sana patlayacak.
Avant de me le renvoyer encore, soyez sûr qu'il est un type à qui vous confiez votre vie, parce que tout ce qu'il fait vous reviendra dans la gueule.
Havanın diyaframının derinliklerinden gelip karnını şişirdiğinden emin ol.
Tu dois au contraire puiser l'air dans ton estomac. Tu dois aller chercher au plus bas, au niveau de ton diaphragme, ouais?
- Kaçırmadığına emin ol! - Teşekkür ederim efendim.
Tu ne peux pas voir ce que ça te prends?
Ama emin ol, şuan uyanıksın Gördün mü?
Mais je te promets que tu es bien réveillée maintenant. Tu vois? Totalement réel.
Destek sisteminin devre dışı olduğundan emin ol.
Tu t'assures que le système de de secours est éteint.
Shelley'i arayacağım diye bu civarda yeteri kadar vakit geçirdim ve emin ol Marie'nin içinde olduğu durum hiç de hayır değil.
J'ai assez fouillé la région à la recherche de Shelley pour savoir que la situation de Marie n'est pas bénigne.
Bette, konuşacaksan ağzından çıkanların tekrarlanan film konuları olmadığına emin ol.
Bette, si tu veux parler... assure-toi de ne pas juste régurgiter des histoires déjà connues.
Emin ol, öylesin.
Crois moi, tu l'es.
Uçağa bindiğinden emin ol.
Faîtes en sorte qu'il monte bien dans l'avion.
Aynen. Kurt adamlarla yaptığı gizli toplantıları da anlattığından emin ol.
Sois sûr qu'il te dise tout sur ses rencontres secrètes avec les loups-garous.
Beni almaya gelirken kamyoneti yıkadığından emin ol.
Assure-toi de nettoyer ta voiture avant de venir me chercher.
Ama lütfen kızımın iyi olduğundan emin ol.
Mais... Assurez-vous que ma fille va bien.
Bir dahaki sefere beni öldüreceksen öldüğüme emin ol.
La prochaine fois que tu essaies de me tuer... assure toi que je sois mort.
Tamam. Alıyorum ben bu şeyi. Kafanın üzerinden atacağım kask giydiğinden emin ol.
D'accord je vais prendre ce truc et je vais te l'écraser sur la tête et te la faire porter à la maison comme un casque.
Herkeste iki tane oldugundan emin ol.
Assurez-vous que chacun en ait deux.
Kendi tarafında oturduğuna emin ol, cüce.
Sois sur que tu seras mise de coté la naine.
Alfred Broughton'ın oy vermediğinden emin ol.
Assurez-vous que Alfred Broughton ne vote pas.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]