Epcot перевод на французский
54 параллельный перевод
Epcot'a hoşgeldiniz, çocuklar.
Bienvenue à Epcot!
Ve geline herkesin önünde düğününün ve Epcot merkezine özel balayı gezisinin iptal edildiğini söylemek isterim.
A qui on va avouer devant tout le monde que son mariage et le voyage de noces à Disney World devront être reportés.
Çatı katımdan baktığınızda Epcot'a kadar her yer ayağınızın altında kalır.
J'ai une garçonnière d'où on a une vue parfaite jusqu'à Epcot.
Aklımdan çıkmıyor o Epcot Center'a gidşimiz.
Je ne cesse de penser à notre fin de semaine romantique au... - Centre Epcot. " - Bonjour!
Matt Alderman'lara davet edildi. ve Annie Epstein'larla Epcot yapacak.
Matt est invité chez les Alderman et Annie va à Epcot avec les Epstein.
- Disney World'deki?
- Celle à Epcot? - Ted.
Babam bizi Epcot Merkezine götürdü,
Mon père nous emmène à Epcot center :
Epcot'ta değiliz.
On n'est pas à DisneyWorld.
Bana numara mı yapıyorsun? Epcot Parkı'nda mıyız yoksa?
Vous vous fichez de moi, on est à Disney?
Napa Vadisinde sıcak hava balonları. Dünyaca ünlü Walt Disney Epcot Center. Bahamalar'da scuba dalışı.
Montgolfière dans la Napa Valley, l'illustre Epcot à Disney World, mariage sous l'eau aux Bahamas et la salle de bal du Marriott à Wilkes-Barre.
Evet, ama gençler sürekli Epcot Merkezi'nde * sıraya girmiş gibi giyinen, içki kokan yozlaşmış amcalarıyla görünmekten hoşlanırlar.
Mais ils aiment être vus avec leur taré d'oncle imbibé de rhum qui est toujours habillé comme un touriste.
Harika, peki ya Epcot'a yaptığımız aile gezisini anlatmaya ne dersin? Hani güreşe tutuşmuştuk da, zor kurtulmuştum.
Super, raconte à tout le monde le voyage à Epcot, quand tu me faisais un shampooing?
O zaman sadece buradan Epcot'un
Il nous faut donc retourner chaque pierre d'ici à Epcot.
Poşet. Epcot'taki çadırınızda binek yok.
- À Epcot, vous n'avez pas de manège.
Annem erkek arkadaşımı Epcot'ta kızarttığından beri en kötü doğum günümdü.
Mon pire anniversaire depuis que ma mère ait embrassé mon mec.
Önümüzdeki yıl Epcot'a gideceğim.
L'année prochaine j'irai à Epcot.
Dylan Space Mountain'da ve Epcot'taki hava balonunda kustu.
Dylan a vomi dans le Space Mountain et dans ce petit truc rond à Epcot.
- Bir de Epcot Center vardı!
Et Epcot Center.
Epcot Center'daki gibi.
Comme au Futuroscope.
Şimdi şu Epcot için iki bileti ve JAR mücevherlerimi al sonra da çantanı topla.
Maintenant... tu vas prendre ces tickets pour Epcot et mes bijoux JAR, et faire tes bagages.
Gün boyunca burada olacağız ve zamanında Epcot'a gittiğimize emin olmak istiyorum.
On est là pour la journée, et je veux être sur qu'on ait du temps pour aller à l'Epcot.
- Her şeyi!
- Epcot.
- Epcot. Ne isterseniz yapın.
Faites ce que vous voulez.
Hadi ama, herkes bir nefes alsın ve Epcot'a gidelim.
Allez, on respire et on va à l'Epcot.
Epcot'a gitmek istiyoruz.
On veut aller à Epcot.
Geziye geldiğimizden beri Epcot'a gitmek istiyorum.
Tout ce que je voulais pendant ce voyage c'était d'aller à Epcot.
- Epcot'la aranda ne var?
- Y'a quoi entre toi et l'Epcot?
Neden Epcot'a gitmek istiyorum biliyor musunuz?
Tu sais pourquoi je voulais aller à l'Epcot?
Onu Paris'e götürebilir romantik bir yemek yiyebilirdim. Bu yüzden Epcot'a gitmek istiyordum.
Je pourrais l'emmener à Paris et nous pourrions avoir un repas romantique, et c'est pour ça que je voulais aller à l'Epcot.
Adı da EPCOT Center.
Ça s'appelle le parc EPCOT.
- Ben, Epcot'tan Richard Pennsylvania.
- Je suis Richard Pennsylvania.
Geçen sene Epcot'a gittiğimde kapmıştım.
J'en ai eu un l'année dernière avant d'aller à Epcot.
- Evet. Geçen yaz Epcot Center'a gittik.
On est allés à EPCOT l'été dernier.
Var, Epcot Merkezi.
Le parc EPCOT.
En iyi seyahat acentelerinden biri olarak Epcot Center'a gitmediniz yani.
Vous voilà excellents agents de voyages qui ne sont jamais allés au centre EPCOT.
- Siz de Epcot'a tur mu düzenliyorsunuz?
Vous allez visiter EPCOT?
- Epcot'a.
- EPCOT.
Epcot'tan bir şeyler öğrenebiliriz, ben bir sürü şey öğrenirim.
On en apprendrait beaucoup sur EPCOT. Je me renseignerais.
- Epcot'a gidiyoruz.
- On va à EPCOT.
- Epcot Center'a giriş kartı.
- Passe d'entrée pour EPCOT.
Sanırım Epcot'a gitmiyoruz.
J'imagine qu'on ne part plus à EPCOT.
Nerede olduğunuzu, Epcot işine ne olduğunu.
Où vous étiez et pourquoi nous n'étions pas à Epcot.
- Gittiğimizi ve son anda Epcot gezisini iptal ettiğimizi fark etmiş.
Il a remarqué qu'on était partis et qu'on annulait Epcot au dernier moment.
- Epcot'a gidiyoruz.
- On va à Epcot.
Merkez'e Epcot planını iptal etmelerini söyledim.
J'ai dit au Centre d'annuler le plan Epcot.
Bu gece Epcot'a gitmemiz gerekiyordu mesela ama onun yerine kendileri bir yere gittiler.
On était censés allés à Epcot ce soir, mais... à la place, ils sont partis.
Epcot olayı yazık olmuş ama.
Quel dommage pour Epcot.
- Evet. Henry, Epcot haftasonunu kaçırdığı için kızacaktır.
Henry sera fâché d'avoir raté le weekend à Epcot.
Epcot'a önümüzdeki haftasonu gideriz o zamana kadar gözlerini üstlerinden ayırma.
On ira à Epcot le weekend prochain. D'ici là, on les surveille.
Evet, Epcot'a gitmemek de rezaletti.
Rater Epcot, c'était nul.
- Epcot'tan vazgeçmiyoruz, değil mi?
- On n'abandonne pas Epcot, hein?