Eskisi gibi перевод на французский
3,273 параллельный перевод
Hayır, yapıyorlar ama eskisi gibi kızmıyorum.
Non, oui moi fou, mais pas le même genre de folie.
Her şey eskisi gibi olacak.
Ce sera simplement comme avant.
Ama her şey normale dönecek. Eskisi gibi olacak.
Mais tout va rentrer dans l'ordre, comme ça a été.
Biliyorsun, aslında bugünü unutup eskisi gibi olabiliriz.
Tu vois, pour que l'on puisse dépasser ça et se concentrer sur nos vies.
Evlilikler artık eskisi gibi değil!
Ah, le mariage, c'est plus ce que c'était!
Her şey eskisi gibi mi olur?
Et tout redeviendra comme avant?
Evet onlar eskisi gibi değiller.
Voilà, ils ne sont plus ce qu'ils étaient auparavant.
Bay Marshall bu mahalle eskisi gibi olmayacak.
Vous savez M. Marshall, le quartier ne sera plus le même.
* Size eskisi gibi görünsem de *
♪ Though I may look the same way to you ♪
* Eskisi gibi buraya ait hissetmiyorum kendimi *
♪ I don t belong like I did before ♪
* Hiçbir şey eskisi gibi gelmiyor bana *
♪ Nothing ever seems like it used to be ♪
Carter : Ve bazılarımız için, hayat asla eskisi gibi olmayacaktı.
Et pour certains, la vie ne se sera plus jamais la même.
Eskisi gibi ata binsek daha iyi.
Je crois qu'on devrait retourner faire du cheval.
Ama bunu yaptığımızda, eve döndüğümüzde bilmeni istiyorum ki işler eskisi gibi olmayacak.
Mais après, quand on rentre à la maison, sache-le. Tout ne doit pas forcément redevenir comme avant.
Fakat bir sebepten ötürü, Yeni Jenna hâlâ eskisi gibi hislerinden kurtulamıyordu
mais pour plusieurs raisons, la nouvelle jenna ne pouvait toujours pas bouger se sentant comme l'ancienne
Döndüğünden beri farklı olduğunu ve eskisi gibi bir ekip olmadığımızı düşünüyorum.
Je pense que depuis que tu es revenu, tu es différent ; qu'on ne travaille pas comme une équipe comme avant.
Gözlerim eskisi gibi değil.
Ma vue n'est plus ce qu'elle était.
Greer, artık eskisi gibi biri değilim özellikle de o hafta sonundaki biri gibi.
Greer, je ne suis plus la personne que j'étais, et... Je ne suis définitivement plus la personne que j'étais ce week-end.
Verges lafı biraz dolandırır. Keşke bunamasaydı da zekası eskisi gibi keskin olsaydı, ama yine de iki kaşın arası gibi düzgün bir adamdır.
Le bon homme Verges, seigneur, s'écarte un peu de son sujet, et son esprit n'est pas aussi émoussé que je demanderais à Dieu qu'il le fût mais, en bonne conscience, il est honnête comme les rides de son front.
O zamandan beri ailemiz, bir daha asla eskisi gibi olmadı.
Notre famille n'a plus jamais été la même.
Hiçbirşey eskisi gibi olmayacak,... senin kitaplara duyduğun nefret sonsuza kadar herşeyi değiştirdi.
Rien ne peut revenir comme avant, car ta haine pour les livres a changé les choses pour toujours.
Eskisi gibi genç değilim.
Ok,
Ama bir yolunu bulursam eskisi gibi olacağını söyledi.
Il a promis de changer si je trouvais le moyen.
Hiçbir şey eskisi gibi olmayacak.
Plus rien ne sera jamais comme avant
Çünkü onu affedemeyebilirsin, affetmek istemeyebilirsin. Ona eskisi gibi güvenemeyebilirsin ancak onu sevip sevmemeyi seçme şansımız yok.
Parce que tu n'es peut-être pas capable de le pardonner, tu sens peut-être que tu ne seras jamais capable... de lui faire confiance de la même façon, mais... mais tu n'as pas à choisir si tu l'aimes ou non.
Artık eskisi gibi değil.
Ça n'est plus comme avant.
Asla eskisi gibi değildi.
C'était jamais pareil. Rien.
Eee hiçbir şey... Hiçbir şey eskisi gibi değildi.
Rien ne l'était.
Onsuz hiçbir şey eskisi gibi olmayacak.
Ce sera plus pareil, sans lui.
Sana birşey söylemem gerek, ve korkarım söylediğimde bana eskisi gibi bakmayacaksın.
Je dois te dire quelque chose et j'ai peur que si je le fais, tu me regardes plus comme avant.
Her şeyin eskisi gibi olmasını sağlayacağım.
Je vais tout remettre comme c'était avant.
Bazen bir şeyi öylesine kötü bir şekilde bozarsınız ki bir daha asla eskisi gibi olmaz.
On peut parfois casser quelque chose à un tel point qu'il est impossible de le réparer.
Yani sen hayallerinin peşinde koşmaya gidip de, geri döndüğünde her şeyin eskisi gibi olacağını beklemiyordun değil mi?
C'est juste que quand ton rêve va quelque part, ça ne signifie pas que tu peux revenir et attendre que tout redevienne comme avant.
Ondan uzaklaşmak için çok uğraşman gerekmişti.. .. ve şimdi eskisi gibi ona rehberlik ediyorsun.
Tu es passé par tant de choses pour t'éloigner d'elle, et maintenant tu es de retour juste pour la guider.
Gözlerim eskisi gibi iyi görmüyor.
Ma vue n'est plus ce qu'elle était.
- Eskisi gibi olmadığını biliyorsun Amber.
Tu sais qu'il n'était plus le même, Amber.
Eskisi gibi olamayız.
Nous ne pouvons pas être ce que nous étions.
Aksi takdirde onun hayatı da benim hayatım da asla eskisi gibi olmaz.
Sinon, ma vie, sa vie ne seront plus jamais les même.
Eskisi gibi değil. Eskiden ne vardı ki?
Ça a toujours été un pub, mais là c'est différent d'avant
İtiraf edeyim, eskisi gibi 9,5 saat uyuyamıyorum. 9,5 saat mi?
Je... je l'admettrais, je n'ai pas eut mes 9 heures et demi de sommeil.
Eskisi gibi.
- Pareil qu'avant.
O zaman neden eskisi gibi sayıyı yazmıyor? Neden çizmesi gerekiyor?
Pourquoi le dessiner, et pas l'écrire comme avant?
Asla eskisi gibi olmadı.
Ce n'était jamais le même.
Artık ona baktığımda eskisi gibi hissetmiyorum.
Quand je le regarde, à présent, je ne ressens plus la même chose.
Kamyoncular ekibe karşı- - Burası yine eskisi gibi, artık çözün şunu.
Camion vs équipe aussi vieux que la CFD, alors fait avec.
Sonra tekrar birlikte olabilecektik. Her şey eskisi gibi olacaktı.
On sera ensemble, comme avant.
Bacağı ezildiği gün ruhu da incindi ve asla eskisi gibi olamadı.
Son esprit est parti le jour où il s'est blessé au genou et il n'a jamais été le même.
Eskisi gibi olur mu bilmiyorum.
Je ne sais pas si cela peut redevenir pareil un jour.
Açıkçası şu an harikayım. Eskisi gibi değil.
Pour être honnête, je vais... je vais super bien maintenant.
- Yalnız kalırsın. - Eskisi gibi olmasını istemiyorum.
Je ne veux pas que ça redevienne comme avant.
Eskisi gibi değil.
Comme avant.