Etrafımda перевод на французский
1,090 параллельный перевод
Etrafımda çöller
Ces déserts de diamant
Etrafımda müzik dönüp duruyor.
Il y en a un autre, un autre et un autre.
Tam burada. Aslında, bütün etrafımda.
Il y en a partout, en fait.
- O halde beni izle, ve etrafımda olmadığını bileyim.
- Alors, suivez-moi. Et ne faites pas sentir votre présence.
- Neden etrafımda dolanıp duruyorsun?
- Je t'interdis de dire ça! - Pourquoi tu es avec moi?
Ben sadece, etrafımda tutabildiğim kadar çok insan tutarak büyüdüm.
Alors j'ai grandi en m'entourant de gens, le plus possible.
Etrafımda olan biteni göremiyorum.
Je ne vois pas ce qui se passe autour de moi.
Hep etrafımda bana asılan yarım düzine kampçı oldu.
J'ai toujours plein de gamins accrochés à moi.
# Etrafımda, farklı insanlar... #
Différents Comme tous les gens qui m'entourent
Etrafımda ölenleri izleyerek ona doğru koştum ama gittikçe daha çok korkmaya başladım.
- Baltar et les nomades sont avec eux. - Sans Tigh, ils seraient déjà ici. - Où est le colonel Tigh?
Etrafımda gördüğüm her şey Kurtz'ün delirdiğini söylüyordu.
Tout me disait que Kurtz était devenu fou.
Senin aksine ben domino oynayıp erkekleri etrafımda pervane etmiyorum.
Ensuite, tu iras jouer. Tu ne comprends pas?
Etrafımda kıpırdayan bir şeyler var.
Quelque chose se frotte à mes pieds.
Etrafımda zıplıyorsun
Tu tiens pas en place. J'ai envie de pisser.
Etrafımda gördüğünüz ihtişam.. sadece bir anıdan ibaret...
La gloire de l'endroit dans lequel je me trouve... n'est plus qu'un souvenir.
Lisa, etrafımda insanlar var ve benimki kalkık.
Lisa, c'est gênant. Je bande et il y a plein de gens autour de moi.
Etrafımda bütün bu tanıdık şeyleri gördüm, ve yakında... artık bana ait olmayacaklarını biliyordum.
Je regardais tous les objets familiers qui m'entouraient et je savais qu'ils ne m'appartiendraient plus.
Etrafımda insanlar var.
Il y a des gens tout autour de moi.
Pekala, onları daire yapın. Etrafımda büyük bir daire istiyorum.
Mettez-vous tous en cercle autour de moi!
Çok garip davranıyorsun, etrafımda geziniyorsun.
T'es bizarre, tu me tournes autour!
Artık buraya yatabilirim ve etrafımda kimse olmayacak. Bağırsam, kolum ve omuzum acısa kimse beni duymayacak.
Je serai couché, et il n'y aura personne, personne quand je hurlerai, parce que j'aurai mal à l'épaule.
Benim açımdan, etrafımda onun gibi adamların olmasını istemem.
En tous cas, moi j'ai pas envie de voir un type comme ça.
Zor şey ha? Bunca yıl etrafımda takılıp benim büyümemi beklemek?
Tu as dû en baver, hein, à attendre que je grandisse enfin!
Artık etrafımda değiller, uzun süredir.
Ca n'est plus mon milieu depuis longtemps.
Bense, etrafımda bir sürü dostumun olmasına alışkınım.
Je suis habituée à avoir beaucoup d'amis autour de moi.
Ben etrafımda birşeyler uçurabiliyorum.
Je peux faire voler des choses.
... sen etrafımda karatavuk gibi dolaşırken...
.. et toi tu jacasses comme une poule...
Meslek değiştirdiğimden beri, etrafımda eskilerden kimse kalmadığını düşünüyorum.
Les gars qui ont joué avec moi en première division sont tous partis.
- Etrafımda istemiyorum onu!
- Je le veux pas chez moi!
Etrafımda salak salak dolaşıyorsun.
Me fréquenter, c'est idiot.
Güç bela seslenir, "daha sıkı Michele, sıkı." Kuvvetli kelimeler uçuşur etrafımda...
Il avale sa salive. "Plus fort, Michele, plus fort."
Tatlım, biliyorsun, şirketini seviyorum, ancak Bütün gün etrafımda dolanmak sana göre iyi bir fikir mi?
Tu sais que j'apprécie beaucoup ta compagnie, mais... faut-il que tu sois tout le temps dans mes jambes?
Şu sıralar, etrafımda insanların olmasını istemediğim bir dönemden geçiyorum.
En ce moment, je n'ai envie d'etre avec personne.
Norton, etrafımda aylaklık ederek biralarımı hapur hupur götürüyorsun ya en azından bir yardım etsen diyorum!
Écoute Norton, si tu veux juste glander là et me siffler toutes mes'Ken, tu pourrais au moins me filer un coup de main.
Etrafımda kötü koku yayan hiçbir şey istemiyorum.
Vous me suivez comme une mauvaise odeur. Comme pour m'enculer.
Tüm günümü yarın sınav binasına gidip, 8 saat sırada beklemekle harcayacağım. Etrafımda sebze gibi kokan ecnebilerle birlikte.
Huit heures de queue, avec un tas d'étrangers qui sentent les légumes.
Ben onun içindeydim, o da benim etrafımda.
J'étais en elle, et elle était autour de moi.
Bir yabancının içindeyim... yabancı bir yerdeyim, etrafımda da yabancılar var!
Dans un inconnu, entouré d'inconnus, dans un endroit inconnu!
- Etrafımda ailemin olmasını istiyorum.
Mais en tête-à-tête. J'ai besoin de ma famille à mes côtés.
Etrafımda cinler uçuşuyor!
Les démons me démangent!
Geçen hafta birkaç yavru goril etrafımda oynadı.
La semaine dernière, de jeunes gorilles ont joué autour de moi.
Etrafımda bu kadar goril varken mi?
Avec ces gorilles autour de moi?
Şişman ve çirkin, üstelik etrafımda çocuklar koşuşturuyorlardı ve ben de Bill'in çizmelerinin içinden balık pullarını temizliyordum.
Grosse et moche, avec des tas de gosses dans les pattes, sortant les écailles de poisson des bottes de Bill.
Belki etrafımda bir kurdale de ister!
C'est pas vrai.
Kendi etrafımda dönüp duruyormuşum gibi hissediyorum.
J'ai l'impression de flotter à l'extérieur de mon corps.
Kes şunu! Erkekler etrafımda bekleşir durur, alevin etrafındaki pervaneler gibi
Les hommes bourdonnent, papillons à la lumière...
# Ama bir gün etrafıma baktığımda #
Mais un jour je te chercherai
Haydi, millet etrafımda toplanın
Lance la boule!
Ve etrafımda bir sürü işsiz görüyorum.
... et je vois tant de chômeurs!
Etrafıma baktığımda, kendimi tanımıyorum.
Je regarde autour de moi et tout semble différent.
Bence etrafımda olman güvenli değil.
Tu es en danger ici.