Evladım перевод на французский
2,311 параллельный перевод
Evladım, anlayabilseydin...
Cher enfant, si tu savais.
Tanrım, biricik evladım hapse girecek!
Dieu, mon fils ne va pas aller en prison.
Senin korkmana gerek yok evladım.
N'ayez rien à craindre.
Sor evladım, sor bakalım.
Allez-y mon garçon.
Çünkü bir evladımıza hoş geldin derken diğerine veda ediyoruz.
Il marque le retour d'un de nos fils et, en même temps, le départ d'un autre.
Evladım Tanrı tüm dualara cevap verir fakat bazen cevabı hayır olur.
Mon fils Dieu répond à toutes les prières mais parfois sa réponse est non.
Evladım elbette o gönderdi.
Oh, mon fils. Bien sûr qu'Il l'a fait.
Tanrım sen büyüksün, evlat seni hiç evladım olarak görmemiştim, ta ki şu ana kadar
- Je salue ton génie. Aujourd'hui, j'ai vraiment le sentiment que tu es mon fils.
Güzel evladım, eğer Tolstoy'un özel sekreteri olacaksan bunun eşsiz bir armağan olduğunu anlamalısın.
Mon garçon, être le secrétaire privé de Tolstoï, c'est un beau cadeau.
Neyiniz var evladım?
Mon garçon, qu'y a-t-il?
Daima hatırla evladım. Daima benim olacaksın.
N'oublie jamais mon fils que tu seras toujours à moi.
Guido, seni sevdiğimi biliyorsun evladım.
Guido, sache que je veux ton bien, mon fils à moi,
Bana bu evladımı ve ondan öncekini verdi ama ben...
Il m'a donné ce bébé, et l'autre avant, mais...
Evladım!
Ma petite fille.
Ondan sonra hatırladığım ayının güzel evladımızı tuttuğuydu.
Et tout d'un coup... il tient notre magnifique petit garçon.
Evladım!
Fils!
" Bu hikâye ne benim öz evladımdır, ne de vaftiz evladım.
Cette histoire n'est ni ma fille ni ma filleule.
Evladım, gözyaşı döktüğün yeter.
Allons, ma fille? Trêve de larmes.
Sonrasında cam tamamen açıldı ve Little Richard bana "Çok yaşa evladım!" dedi.
Du coup, il baisse la vitre et me dit : "Dieu te bénisse!"
- Evladım benim. Sadece birkaç saniyeliğine, tatlım.
- Juste une seconde, mon cœur.
Evladım benim. Beni hep gafil avlıyorsun.
Ma chérie, tu sais comment me faire peur!
Seni bize tanrı gönderdi, evladım.
Dieu lui-même vous a amené, fils.
Seni bize tanrı gönderdi, evladım.
Dieu lui-même vous ai fait, mon fils.
Evladımın namusunu kirletmeye yeltendiğin güne kadar sana insanca davrandım, kendi mağaramda barındırdım.
Je t'ai traité humainement, logé dans ma propre grotte. Jusqu'au jour où tu as attenté à l'honneur de ma fille.
Ah evladım benim, Napoli ve Milano veliahdı hangi acayip balığa yem oldun kim bilir?
Ô toi l'héritier de Naples et Milan, de quel étrange poisson as-tu fait la pitance?
Tam bir fıçı, evladım.
Un tonneau plein.
Bu arada canım evladım Ferdinand'ı da kaybettim.
Naufrage où je perdis mon cher fils.
Şu suratı evladım olsa sevmem.
Même une mère renierait cette tête.
Birlikte dua etmemiz lazım evladım.
Nous devrions prier ensemble, mon enfant.
Sana her zaman evladım gibi davrandım, değil mi?
Je t'ai toujours aimé comme un fils, non?
Bay Avery, ben de bir evladımı kaybettim.
M. Avery, j'ai aussi perdu un enfant.
En güvenli yer burası evladım.
Oui, c'est plus sûr, mon fils.
Sonra da ona sıcak çikolata hazırla, olur mu evladım?
Puis, prépare-lui un chocolat chaud.
Ama bunların hepsi geride kaldı, değil mi evladım?
Mais c'est fini aujourd'hui, n'est-ce pas?
İçinden geçenleri söyle evladım.
Dis le fond de ta pensée, mon fils.
Tek evladım.
Mon seul fils.
Haklısın, yani muhtemelen haklısın ama bu olanlar Oleg'i geri getirmez. Bir evladımı daha kaybetmenin acısına dayanamam.
Tu as raison, peut-être tu as raison, je sais pas, mais... ça ne ramènera pas Oleg, et je ne supporterais pas de perdre un autre fils.
Neden, evladım?
Pourquoi, mon enfant?
Biliyorum, evladım.
Je le sais, mon enfant.
Hanım evladı lafları bunlar.
Nom de Dieu, je déteste les filles! - Tu parles comme une femmelette!
- Bak yine hanım evladı gibi konuşuyor.
- Encore des propos de femmelette!
Hanım evladı gibi davranma.
Fais pas ta fiotte!
Kardeşim tam bir hanım evladıdır.
Mon frère est un grand bébé.
Taşaklı Carly mi yoksa hanım evladı Carly mi?
Carly la dure ou la nouille?
Benim de evladım.
C'est mon fils.
Kimin için dua ediyoruz, evladım?
Pour qui prions-nous, mon enfant?
Hanım evladı seni!
Une sorte de dandy?
Evlat, kadınla dolu bu evde Phoenix gibi bir kız ismiyle hanım evladı gibi büyüyebilirsin.
Kiddo, cette maison est pleine de femmes, et avec le nom d'une fille comme Phoenix, tu vas grandir et devenir une sissy.
Ey, Yüce Yaradan, bize kurtarıcımızı, Sakaar'ın biricik evladını gönder.
Ô divin créateur, Livre-nous notre saveur, le Sakaarson.
Yüce Yaradan, bize Sakaar'ın evladını göndererek dualarımızı kabul etti zaten. Saygısızlık!
SacriIège!
Sakaar'ın gerçek evladı geldiğinde, ki öyle biri gelirse, ancak o zaman bu müjdeli haberi kutlarım.
Quand le vrai Sakaarson viendra, s'il arrive, Seulement là j'annoncerai son arrivé.