Ewan перевод на французский
131 параллельный перевод
Çağıldayan dereler, meleyen koyunlar ve dağ göllerinden yansıyan İskoçya dağlarının engin gökyüzünün yarattığı fonda, Ewan Mc Teagle "Hafta Sonuna Kadar Bir Sterlin Borç Versene" gibi şiirler yazmaktadır.
La course du ruisseau, le bêlement du mouton et les ciels clairs des Highlands qui se reflètent dans les lacs forment l'époustouflante toile de fond qui inspire le poète Ewan Mc Teagle quand il écrit : "Prête-moi une livre jusqu'à la fin de la semaine."
Sevgiler, Ewan
Je t'aime, Ewan
Ewan
Ewan
Dağlı biri olarak, şair Ewan McTeagle hakkındaki az önceki filmdeki...
En tant qu'habitant des Highlands, j'ai relevé quelques inexactitudes...
DAĞLI SÖZCÜ... bazı tutarsızlıkları belirtecektim.
PORTE-PAROLE DES HIGHLANDS... dans le film sur le poète Ewan McTeagle.
Ray Ewan ile sözlü olduğunu düşünüyordum.
- Plus maintenant.
Kapı açıldı... ve George arkasında Gary ile birlikte içeriye girdi. Doğal olarak ne yaptım biliyor musunuz? İngiltere'nin en uzun adamıydım.
Ewan a toujours été excellent au combat à l'épée... mais Hayden est très athlétique, et il est aussi très doué.
Ve şuradaki Ewan McAllister.
Et voici Ewan McAllister,
Eee, Ewan, çok özel olmayacaksa, kız ya da erkek arkadaşın var mı?
Donc, Ewan, si c'est pas trop personnel comme question, est-ce que t'as une copine, un copain?
- S * ktir et onu, hadi Ewan'a stüdyoyu gösterelim.
- C'est bon, allons montrer le studio à Ewan.
Söyle bize, Ewan.
Dis nous de quoi il s'agit, Ewan.
Gerçekten de böyle mi düşünüyorsun, Ewan?
Tu penses vraiment ça, Ewan?
Gary Pritchard ismiyle tanıdığımız adamı, FBI David Ewan Tegner adıyla tutuklamış.
Notre gars, Gary Pritchard. Pour le FBI, il s'appelle David Ewyn Tegner.
İngiliz ordusunda David Ewan Tegner adında biri yok.
Il n'y a aucun David Ewyn Tegner dans l'armée britannique.
David Ewan Tegner, İngiliz vatandaşı, CMC çalışanı, kimyasallar baskınında tutuklanmış, kefalet bedelini ödeyememiş.
David Ewyn Tegner, ressortissant britannique, salarié de la CMC, détenu après le raid du FBI, n'a pas respecté les termes de sa liberté sous caution.
Şüphelilerden biri, David Ewan Tegner, kayıp, öldüğü sanılıyor, ve kullanılan silah dün ortaya çıktı,
L'un des suspects, David Tegner, est porté disparu, et présumé mort.
Pentagon'da başarılı olan bir Güvenlik İstihbarat ajanı, David Ewan Tegner'ın muhtemel cinayetinde kullanılan silahın sahibi, kimyasal baskındaki şüphelilerimden biri.
Un agent du RM basé au Pentagone avait sur lui l'arme qui a pu servir à assassiner David Ewyn Tegner.
- David Ewan Tegner'ın şüpheli ölümüyle ilgili ofislerinizi arama yetkim var.
Je suis dûment mandatée pour perquisitionner les lieux dans le cadre de l'enquête sur le meurtre présumé de M. Tegner.
Ben bankanızın, kredi kartı güvenlik biriminden, Ewan Douglas.
- Oui. C'est Ewan Douglas, de Commonwealth Bank.
Malky, çok teşekkür ederim ama Ewan'ı bırakacak kimsem yok.
Malky, merci beaucoup, mais je n'ai personne pour garder Ewan.
Ewan McStarley.
" Ewan McStarley.
Ayrıca büyükbaban Ewan'ın mavi gözlerini ve duygusal inceliğini de almışsın.
Mais tu as également les yeux bleus de ton grand-père Ewan et sa bonté d'âme.
Dalgın dalgın oturuyordum. ve birdenbire Ewan McGregor'u düşündüğümü fark ettim.
Je rêvassais, je pensais à Ewan McGregor!
Lütfen Ewan McGregor ol.
Faites que ce soit Ewan McGregor.
Çok hoş Ewan ama daha iyilerini de gördüm.
C'est adorable, Ewan, mais j'ai connu mieux.
Ewan, Valiant ile dövüşürken yere düşmüştü.
Ewan combattait Valiant quand il s'est écroulé.
Ewan'ı iyileştirebilirsek krala, Valiant'ın büyü yaptığını söyleyebilir.
Si on pouvait guérir Ewan, il pourrait dire au roi que Valiant a usé de magie.
Ewan, Valiant ile dövüşürken, zırhın üzerindeki yılan tarafından ısırıldı.
Ewan a été mordu par un serpent du bouclier de Valiant.
Gaius'la konuş. Evan onu yenmek üzere olduğu için hile yaptı! Ewan'ın boynundaki ısırık izlerini görebilirsin.
Gaius vos montrera ses blessures au cou, là où le serpent l'a mordu.
Ewan, Valiant'ın zırhındaki yılanlar tarafından ısırıldığı için kimse fark etmedi.
Ewan était écrasé sous son bouclier, personne n'a vu le serpent le mordre.
Ewan kendine geldiği zaman, olanları anlatacaktır.
Quand Ewan sera conscient, il vous dira ce qui s'est passé.
Ewan'a ihtiyacımız var.
Il nous faut Ewan.
Şövalye Ewan, onun kalkanından çıkan yılan tarafından ısırıldı.
Le chevalier Ewan a été mordu par l'un des serpents du bouclier.
Ewan nerede?
Où est Ewan?
Sana yardım etmek istiyorum, Ewan.
Et je vais t'aider.
Ya da Ewan McGregor.
Ewan McGregor?
Belki de Ewan McGregor midilliye binerken!
Ou alors c'est Ewan McGregor sur le dos d'un poney! Stacy!
İyi günler, asker. Ewan O'hara.
Bonjour, soldat.
Pekala, Ewan dün gece neredeydi? Bu konuda bir fikrin var mı?
Vous savez où était Ewan hier soir?
İkimiz de biliyoruz ki, Juliet Ewan'ın hükümet adına ne iş yaptığını bizlerden saklıyor.
On sait tous les deux que même Juliet ne sait pas ce qu'Ewan fait pour le gouvernement.
Bizi yakalayıp oraya götürdüklerinde Ewan'ı, Felts'in ofisinde gördük.
Quand on était prisonniers, on l'a vu près du bureau de Felts.
Sanırım, Ewan'ın bu işle bir ilgisi var.
Mais je pense qu'Ewan est impliqué dans tout ça.
Bu doğru.
- N'étiez-vous pas fiancée à Ray Ewan?
Hayır, Ewan!
- Oh, mon dieu, non Ewan!
Kim olduğu önemli. Ewan McGregor.
C'est Ewan McGregor!
Ewan?
Ewan?
Ewan, merhaba.
- Ewan, salut.
Ben, Ewan O'hara.
Ewan O'Hara.
Tanıştırayım, Shawn Spencer.
Ewan O'Hara.
Ewan Mısırlılar piramitleri nasıl yapmış, hiç merak ettin mi?
Demande-t-on aux Égyptiens comment ils ont fait les pyramides?
Ewan, daha fazla devam etmene gerek yok.
Tu n'as pas à faire ça.