Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → французский / [ E ] / Exposé

Exposé перевод на французский

2,652 параллельный перевод
Ben ise sadece bir ölümlüyüm. İftiraya, alaya, şiddete müsaidim.
Je suis exposé à la calomnie, aux humiliations, aux injures.
Biliyor musunuz, bu yolsuzluk ve bizim bunu bildiğimiz ortaya bir çıkarsa Isabella için de bizim şirketimiz için de felaket olur.
Vous savez, la corruption... et notre connaissance de celle ci, si c'est exposé, Ce sera aussi mauvais pour Isabella que pour le cabinet.
Sao Paulo'da geleneksel reklamcılığa ihtiyacınız olmayabilir, ama bu ülkede 600 milyon medya izlenimi oluşturmam gerekiyor.
São Paulo n'a peut-être pas besoin de pub, mais mon film doit être exposé dans les médias.
Karanlık Fae büyüklerinden birisini öldürdü ve hassas bir Fae istihbaratını umumi bir yere resmetti.
Le peintre humain? Il s'est enfui, et a tué un de nos Anciens. Et a exposé au public, des informations gênantes.
Zephyr cinayeti herkesçe duyuldu, çok hassas bir durumdayız.
Le meurtre de Zephyr était très exposé, très désordonné...
Ameliyat başarılı olursa kemiklerin ölmesini engellemek için kafatasını donduracak, ve sonra da açıkta kalan beynin üzerindeki kası ve kafa derisini dikecek.
Si tout va bien au bloc, il congèlera le crâne pour préserver les os, puis il recoudra le scalp et le muscle - par-dessus le cerveau exposé.
Ellerini ve kafasını meydanda sergilediler.
Ils ont exposé sa tête au forum.
Özel bir sohbet için oldukça umumi bir mekân.
C'est un endroit bien exposé pour avoir une conversation privée.
"Avam Kamarası'ndaki konuşmasını henüz sonlandırdı."
'Il a exposé la réponse du gouvernement britannique aux événements en Egypte'
Siz sunumunuzu yapmadan önce Bay Madden sizi tanıtacak.
Mr Madden vous présentera avant que vous fassiez votre exposé.
Micah'ın işi çok göz önündeydi.
Le travail de Micah était très exposé.
Hareketlerimin, hastaneye dava açılmasına neden olacağını söyledi.
Il a dit qu'à cause de mes actes... l'hôpital était exposé à des poursuites judiciaires.
Yaralınız hala açıkta mı?
Il est exposé?
Şimdi, temiz bir koruyucu birliktelik arzuluyorum. Her bir elçinin de belirttiği şartlar altında.
Je désire une union purement défensive, dont nos ambassadeurs ont déjà exposé les termes.
Popülerliğe sert bir eleştiri getirmeyi düşünüyorum.
Je veux faire un exposé cassant sur la popularité.
Popülarite eleştirisi.
Un exposé sur la popularité.
Bunun bir popülerlik eleştirisi olması gerekmiyor muydu?
C'était pas un exposé mordant sur les Populaires?
Evet, belki gerçek bir popülarite eleştirisi olarak sonuçlanmadı ama umurumda değil.
Donc voilà, la vérité n'a pas donné lieu à un exposé cassant sur la popularité, mais peu m'importe.
Sonunda birisi kraliçenin lezbiyen olduğunu mu açıklamış?
Alors quelqu'un a finalement exposé la reine?
Gazdan çok hafif etkilenmiş ama bu gaz üst solunum yoluna zarar verir.
Je veux dire, il a eu de la chance Il n'a été que peu exposé. Mais ce gaz attaque les voies respiratoires supérieures.
- En son ekspozür ne zaman gerçekleşti?
- Il a été exposé quand? - Environ 20, 30 minutes.
Daniel'ın hastalıklı olduğunu öğrenmediniz ve karınıza da bulaştırmadığı için onu öldürmediniz?
Donc, vous n'avez pas découvert que Daniel avait été infecté ni ne l'avez tué car il avait exposé votre femme?
Benimki ise 4 bu da demektir ki Hemington'ların evindeki herkes uçucu bir asidik bileşime maruz kaldı bu da hepimizin mukoza zarlarını etkiledi.
Le mien est de 4 ce qui veut dire que tout le monde qui était dans la maison Hemington a été exposé à un composé d'acide volatile qui affecte nos muqueuses.
Peki, neye maruz kalmış?
Donc à quoi était-il exposé?
Bütün muhit bu zehre maruz kalmış.
Tout le quartier est exposé au poison.
Bu yüzden şimdi kitabın o bölümünün asla gün yüzüne çıkmadığına emin olmalıyım.
Je veux juste être sûr Que ce chapitre du livre ne soit jamais exposé a la lumière du jour
Bunun vücuduna nasıl girdiği bilinmiyor. Yiyerek mi yoksa soluyarak mı belli değil.
Je sais pas où il y a été exposé, s'il l'a ingéré ou inhalé.
- Evet, güney cephesine bakıyor.
Oui, il est exposé plein sud.
Neden zayıf tarafımı ortaya çıkarıp kendimi zayıf sağ elimle korurum ki?
Pourquoi aurais-je exposé mon côté le plus faible, pour me défendre avec ma main droite plus faible?
Gizliliğimi kaldırmaya hazır değildim.
J'ai pas envie d'être exposé.
Elektrik yüklerini belli bölgede sınırlamak için doku delinip açılmış. Fakat ölümlerine sebep olan bu değil.
Du tissu a été ponctionné et exposé à des charges électriques, mais ça ne les a pas tués.
Aile içi işlerimizi Dr. Hart'a ifşa ettin.
Tu as exposé nos problèmes de famille au Dr Hart.
Nerede maruz kaldığını bilmiyorum.
Je sais pas où il y a été exposé.
Ofisinde senin silahını sergiliyordu.
Elle a ton flingue exposé sur son bureau.
Bay Hayes bir heykelimi sergiye bile koydu.
M. Hayes a même exposé une de mes sculptures ici.
Bir sergim bile olmadı.
Je n'ai jamais exposé.
Jason çok gizli bir bilgi ele geçiriyor ve tüm dünyanın görmesi için resmediyor.
Jason a connaissance d'informations secrètes, et il les expose au public.
Kesinlikle Nevada. Rüya görüyorsun. Alakası yok.
Alors cet exposé?
Sizi inancınızı açığa çıkartmaya ittim.
Et vous avez exposé votre foi.
Hayır, hayır. Yerüstünde gösteriyorlar ama onlar...
Non, on expose pas dans le métro...
- Açığa çıkarsak kızın hayatını da riske atarız. - Tamam, anladık. - Holman, ne durumdayız?
Si on expose notre couverture, on la met en danger.
Hepsi galerisinde kullanabilmesi için.
Tout sera exposé.
Bir merdiven bulup hayatımı hiçe sayarak oraya çıkıp kuralları mı değiştireyim?
Que je m'expose en prenant un escabeau pour changer les règles?
Sırları olan bir bakan, şantajcılar için hedeftir tıpkı senin özel hayatının da hedef olduğu gibi.
Un ministre qui cache une partie de sa vie s'expose au chantage. Tout comme ta propre vie privée représente une menace pour la sécurité de l'État.
Ama ön sayfanızdaki resimler...
On ne peut pas dire que votre première page d'aujourd'hui expose le Premier ministre.
Yoksa aynı tehditleri alacak.
Sinon, il s'expose aux mêmes dangers.
Mantıklı bir soru eğer radyasyon gönderen bir obje taşıyorsa Teslaları kullanabilir miyiz?
Question légitime. S'il a un artefact radioactif, on expose nos Teslas?
Bu kurnazlık ve sabır gerektirir, bunu da şu anki cinayetlerinde gösteriyor.
Ça a requis ruse et patience, il s'expose avec ces meurtres.
Korkarım ki bizi ihbar edecek.
J'ai peur qu'elle nous expose.
Buraya geldiği günden beri.
Oui, depuis qu'on l'expose.
Hiç sergim oldu mu?
J'ai déjà exposé?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]