Eşsiz перевод на французский
2,021 параллельный перевод
Eşsiz değil.
C'est sans précédents.
İki birbirinden eşsiz insanın, son derece sıradan birisi olan oğlunuz tarafından birbirine bağlı olmasının ihtimali nedir?
Quelle est la probabilité pour que deux individus aussi uniques que nous aient un lien avec quelqu'un d'aussi ordinaire que votre fils?
Ve beni de evine eşsiz koleksiyonunu gösterme teklifiyle götürmuştü.
Et il m'a ramenée chez lui pour me montrer une collection unique au monde.
Ama "Moro" eşsiz bir güzellik, paha biçilemez.
Mais le Moro est un trésor unique en son genre. - Même au-delà.
Berber dörtlüsünü eşsiz yapan, "beşinci nota" denilen şeydir.
- L'élément... qui rendait unique la musique des quatuors, c'était la 5ème note.
Evet, eşsiz bir şey. Zeka patlaması.
La singularité est là pour l'explosion de l'intelligence.
Eşsiz bir güce sahip biri.
Incroyablement puissant...
Hayır, o Yüce İsa. Bizi tahmin edilemez ve eşsiz bir güçle koruyor.
Non, je parle de Jésus Christ il nous protège avec une puissance inimaginable et inégalée.
- Sen çok eşsiz... -... ve mucizevi bir şekilde özelsin.
Vous êtes unique et miraculeusement spécial.
Eğer bana izin verirseniz size eşsiz bir yatırım teklifim var.
Permettez-moi, nous avons une opportunité unique.
Ama bizi eşsiz kılan şey, bunu bilerek yapmamız.
Mais ce que nous aurions d'unique, c'est que nous en aurions conscience.
Eşsiz yeteneklerime uyan şeyler.
Quelque chose qui corresponde à mes aptitudes uniques.
Seksi, eşsiz demektir.
Sexy ça veut dire unique.
İçinde bulunduğumuz oda, yıllar önce eşsiz bir elektromanyetik enerji çukuru üzerinde inşa edildi.
La pièce où nous sommes à été construite il y a des années Sur une poche unique d'énergie électromagnétique.
Kılıcın, iblis ve hayaletlere karşı çok etkili eşsiz bir silahtır.
Ton épée est une arme rare et puissante contre les fantômes et les démons.
Çok özel biri ve eşsiz derecede yetenekli bir oyuncuydu.
C'était un être humain si spécial... et un acteur au talent unique.
Çok özel biri ve eşsiz derecede yetenekli bir oyuncuydu.
C'était un être humain tellement spécial... et un acteur au talent unique.
Leslie eşsiz.
Leslie est... unique.
Olanzapine, Risperidone ve Dextroamphetamine bu durumlara eşsiz bir şekilde etki eder.
Impossible. Olanzapine, rispéridone et dextroamphétamine sont les plus efficaces.
Evet, sırf eşsiz moda zevki için değil.
Pas uniquement pour son sens particulier de la classe vestimentaire.
Çünkü bu eşsiz bir grafik, onun uzaysal koordinatları ve geçici fonksiyonları karmakarışık ve görüntüsü işitsel fonksiyonda.
Comme il est unique ses coordonnées spatiales et sa fonction temporelle et représentées par une fonction audio.
Daniel gerçek Oceanic 815 uçağı, bir adaya eşsiz bilimsel nitelikleri olan çok özel bir adaya düştü.
Daniel, le véritable vol Oceanic 815 s'est écrasé sur une île, une île spéciale, dotée de propriétés scientifiques incomparables.
Bugün... bu güzel şehirde, eşsiz bir karşılaşmaya şahitlik edeceksiniz.
Vous allez assister à un évènement sans pareil dans votre belle ville.
Bay Bartowski eşsiz yeteneklerini kullanarak, hastaneye girmeli. ve onun Ahmad olduğunu doğrulamalı.
M. Bartowski, utilisant ses compétences uniques, devra infiltrer l'hopital pour confirmer l'identité d'Ahmad.
Her biri eşsiz ve farklıdır.
Chacun est unique, différent.
Don Luis'in eşsiz bir insan olduğunu söylemiştiniz.
Je croyais avoir entendu de vous que Don Luis était inégalable.
Aslında, bu seni benim için eşsiz derecede değerli yapıyor.
En fait, cela te donne une valeur unique à mes yeux.
Amerikan hükümetiyle aramızda eşsiz bir ilişkimiz var ve senin yaptıkların karmaşaya sebep oluyor.
Nous avons une relation unique avec le gouvernement des États-Unis. Une relation que vos actions ont mise à mal.
Birçok açıdan eşsiz.
Unique à bien des égards.
O eşsiz, benzersiz ve hepinizin tanıdığı zatın evi : Palas 2.
La seule, l'unique, maison de vous-savez-qui, le Palais Deux.
Tadı eşsiz benzersiz.
Le goût est unique.
O eşsiz örnek insanın, o çiçek açan gençliğin.
voir la forme et la beauté incomparables de cette jeunesse en fleur, flétries par la démence!
İlaç içerek üstünlüklerini kaybedeceğini ve seni başarılı bir doktor yapan eşsiz bağlantılarını yapamayacağını mı sanıyorsun?
Vous avez peur de perdre votre talent en les prenant? Ces intuitions qui font de vous un médecin brillant?
Orkide portren gerçekten eşsiz bir parça, baba.
Personne ne peint les orchidées comme vous!
Livy, bana güvenmek zorunda değilsin. Beni sevmen de gerekmiyor. Ama iki dünyada yaşayabilecek kadar eşsiz bir derinliğe sahip olduğumu inkâr edemezsin.
Vous n'avez pas à me faire confiance, vous n'avez pas à m'aimer, mais vous ne pouvez pas nier que j'ai une perspective unique du fait d'avoir vécu dans deux mondes.
Onların çocuklarına yakın olmak, Fletcher'a düşmanımız olan ülkelere ulaşmak için eşsiz bir fırsat sunuyordu.
Côtoyer leurs enfants était l'occasion rêvée pour Steven d'approcher nos ennemis jurés.
Pam, eşsiz bir gülüşün var...
Tu as un sourire à croquer,
Ama bu kasabaya eşsiz bir bakış açısı var, öyle değil mi?
Mais il doit avoir une vision unique de la ville.
Bu ender ve eşsiz yaratıkların hayatını korumaya yardım etmek için her yıl "Ayı benimle" kuruluşuna bağışta bulunuyorum.
Je donne tous les ans à la fondation "Parole d'Ours" pour protéger ces créatures précieuses et uniques.
Şimdi, tüm bu nesneler eşsiz, Ama sanırım, topladıklarından ilki en özel olanıdır
J'imagine que tous ces objets sont uniques en leur genre, mais je suppose que le tout premier que vous avez récupéré doit compter pour vous.
Daisy'nin eşsiz biri olduğunu kabul eden ilk kişi olacağım belki.
Et je serai le premier à admettre que Daisy est vraiment unique.
Tuhaf ve gariplikleriyle eşsiz olan hikâyelere hazır mısınız?
On continue dans l'étrange et le macabre?
Demek istediğim, öteki evrenleri de geniş kapsamlı olarak inceleyebileceğimiz eşsiz fırsatımız var.
Nous avons l'unique opportunité d'étudier les univers parallèles.
gerçek oyuncular bunun gibi eşsiz bir aygıtta oynamak için 50 dolar öder...
Les joueurs sérieux paieraient 50 $ pour jouer sur une telle machine... cent si Steve était à côté.
Greendale deneyimlerimiz için eşsiz bir potansiyele sahip.
Ça pourrait bien se révéler une singulière expérience Greendale.
Bu essiz sevgililer gününü planlamam lazim.
Je dois prévoir cette St Valentin unique. Je te l'ai dit, va au bal.
Cennetlik.Eşsiz..
Paradisiaque.
Yarasalarda, hayvanlar arasında eşsiz bir bağışıklık sistemi vardır.
- Leur système immunitaire unique.
Eşsiz bir makinedir.
Et de plus, elle est vraiment unique.
- Eşsiz.
- Pas n'importe laquelle.
Eşsiz olanı bulmuş olmalısın.
T'as dû trouver le seul.