Feuille перевод на французский
2,157 параллельный перевод
Kate'in kaybolduğu gün kışladan çıkış yapmışsın.
La feuille de présence des dortoirs, le jour de la disparition de Kate.
Cüzdanı elimizde mi?
On a son porte-feuille?
Isıyla temiz bir kağıt parçasına geçirdim. Ve tarattım.
J'ai fait un transfert sur une feuille de papier propre, puis je l'ai scannée...
Bu molekül alttaki kağıdın mürekkebine yapışıyor ve sonra sanırım bir avuç diğer molekül de partiye katılıyor.
Une molécule s'attache à l'encre de la feuille de dessous et puis d'autres molécules se joignent à la fête.
Toplantıyı ben yönettiğim için kayıtlar bende.
J'anime les réunions, donc j'ai la feuille de présence.
Kasten veya yanlışlıkla sınav kağıdınıza zarar verdiğiniz takdirde diskalifiye olursunuz.
Si vous abîmez votre feuille, intentionnellement ou accidentellement, vous serez disqualifié.
"Kasten veya yanlışlıkla sınav kağıdınıza zarar verdiğiniz takdirde diskalifiye olursunuz.", dedi.
Si vous abîmez votre feuille, intentionnellement ou accidentellement vous serez disqualifié.
Ya da tek bir soru vardır ve herhangi birimizin kağıdına basılmıştır.
Ou une seule question est imprimée sur une seule feuille.
Zarara uğrayacak kağıt seninki.
C'est ta feuille, abîme-la.
Evet öyle ama sadece "senin kağıdın".
C'est ça. C'est ta propre feuille.
Kasten veya yanlışlıkla, "sınav kağıdınıza zarar verirseniz" kağıdınıza "diyor," diskalifiye olursunuz. "
- Si vous abîmez... -... votre feuille. - Votre feuille!
Bu benim değil ki. O kızın kağıdı.
C'est pas ma feuille, c'est la sienne.
Kağıdım nerede?
Où est ma feuille?
Kağıdımı gören var mı?
Vous avez vu ma feuille?
Tuhaf olan şu ki, çok basit ve son derece zararsız olan bir kağıt parçası yanlış ellere geçtiği zaman ne kadar da ölümcül bir silaha dönüşüverir.
Tu sais, c'est drôle comme quelque chose d'aussi simple et inoffensif qu'une feuille de papier, entre de mauvaises mains, peut devenir une arme mortelle.
- Altın varak.
De la feuille d'or.
Bölgesel bir gazetede yazıyor.
Pour la feuille de chou locale, ici à Santa Fe.
Önce, tutkalı, kağıdın üzerine hangi şekilde istersen sürtüyorsun.
Pour commencer, mets de la colle sur la feuille en faisant le dessin que tu veux.
Taş-Kağıt-Makas?
Pierre-Feuille-Ciseaux?
Taş-Kağıt-Makas oynarken ne seçeceğimi mi belli ediyorum?
Je me trahis, à Pierre-Feuille-Ciseaux?
Sağır mısın lan?
T'es dur de la feuille?
Cevap kağıdındaki yuvarlaklara "sümüğümün höpürtüsü" yazdım.
J'ai écris "lèche ma morve" sur ma feuille d'examen.
Bir de şuna bak.
Regarde ça. Oreilles en feuille de chou.
Yaprak gibi titriyorum.
Je tremble comme une feuille.
- Bende bir çalışma dokümanı var.
J'ai une feuille. Oui.
Gözler öne.
On regarde sa feuille.
Gözler önde.
Les yeux sur votre feuille et silence.
David titriyordu.
Il tremblait comme une feuille.
Kıza bir çizik bile atamazdı.
Il ne pourrait même pas faire une coupure à la fille avec une feuille de papier.
İnsanların bana "Ağacın arkasına git ve yaprak kullan" diyeceği bir yere gitmek istemiyorum.
{ \ pos ( 192,200 ) } Je veux pas aller quelque part où on risque de me dire : { \ pos ( 192,200 ) } "Va derrière un arbre et prends une feuille morte."
- Taş, kağıt, makas yapalım.
- Ciseaux, feuille, caillou
Anahtarlarını ver. Cüzdanını da.
Je veux les clés et le porte-feuille.
Gitmeden önce yapmak istediğiniz bir şey var mı?
Elles ont terminé et nous prêtent leur feuille!
Zaten her şey yazılı.
Tout est sur la feuille, de toute façon.
O notu herhangi birisi yazmış olabilir.
Une feuille écrite par n'importe qui?
... gelir belgeleri, form 101 ve 74O... veya maaş zarfı.
"... certificats économiques, module 101 et 740, " ou feuille de paie.
- Hayır yaşamıyoruz, sadece birlikte çalıyoruz.
- Non, on répète ensemble. Donnez-moi une feuille.
Bay Suester'a cüzdanını geri ver.
Rends son porte-feuille à M. Schuester.
- Kayıt kâğıdı mı o? - Evet, evet.
- C'est la feuille d'inscription?
Süzgeçe takılacak yaprak ya da böcek gibi.
Telle une feuille qui passe dans le filtre. Ou un insecte.
Kulakların mı tıkalı?
Vous êtes un peu dur de la feuille?
Evet, kıçını yaprakla silmek de öyle fakat öyle yapmıyoruz, değil mi?
Comme se torcher avec une feuille, mais personne ne le fait!
Burada oturmuş, midilli çizmiyorum Charlie.
Je dessine pas des poneys sur ma feuille.
Dalga mı geçiyorsun? Hiç bir şeyi bitiremeyeceğiz.
Pour rendre une feuille blanche?
- Yine masraf dökümüyse Lil...
Si c'est une autre feuille de dépenses, Lil...
Çizelgem iCal'den indirilebiliyor. Yani telefonunda taşıyabilir.
C'est une feuille iCal à télécharger sur son portable!
Bittiğinde işaretlediğin harfleri bir kâğıda yan yana gelecek şekilde yaz.
Quand vous avez fini, écrivez ces lettres sur une feuille de papier.
Pekala şakacılar. Cüzdanımı kim aldı?
Les blagueurs, qui a pris mon porte-feuille?
Ciddiyim tekrar söylemeyeceğim.
Je le redirai pas, rends - moi mon porte-feuille!
Yaprak. Çok güzel.
C'est une feuille.
Tamam, şimdi ne yapacağım?
terre, tige et feuille.