Finiş перевод на французский
4,732 параллельный перевод
Tucker, lütfen tarçınlı kek evin bittiğini söyle.
Uh, Tucker, s'il te plaît dis moi que tu as finis avec la maison en pain d'épice.
Biramı bitirince.
Je finis ma bià ¨ re et je pars.
Bir süre sende silahı unuttun değil mi?
Tu finis par en oublier le fusil, hein?
İşim bittiğinde gelirim. Söyledim korkuyorsan defol git.
Quand j'aurais finis Je t'ai dis, putain j'ai pas peur.
Okulla işin bittiyse, işle işin başlamış demektir.
Si tu en as finis avec l'école, alors tu es prêt à travailler!
Liesel, çorbanı iç ve hemen hazırlan.
Liesel, finis ta soupe et va t'habiller.
Mahvolduk! Benim yüzümden mahvolduk!
On est finis à cause de moi!
Bitirmeni istiyorum.
Finis de manger.
Ama coşmak için çok içmen gerekiyor sadece, değil mi?
Mais si tu en bois beaucoup, tu finis saoul?
Mason unutma, bugün dersim geç bitecek. - Seni Sam alacak. Tamam mı Sam?
Mason, n'oublie pas que je finis tard aujourd'hui, alors c'est Sam qui va venir te chercher.
- Kanka, hepsi senin. Dik kafaya.
Finis-le.
Bitir işini!
Finis-en!
Merhaba.
Finis déjà de manger.
Öldürün şunu!
Finis-le!
Hemen yiyelim.
Finis ton assiette.
Talimatları yazarım ondan sonra kız senindir.
Je finis mon rapport et elle est à toi.
Salak olduğunuzu düşündüğüm noktaya gelirse salaksınızdır.
Si je finis par trouver ça idiot, c'est que c'est vraiment idiot.
- Durma işi bitir.
Vas-y. - Finis le travail.
Bitir şunu, bitir şunu.
Finis, Jerry! Finis!
Jerry bitir şunu, lütfen.
Jerry, finis, je t'en prie!
Yaklaşık dört saat sonra işim bitecek.
Je finis dans quatre heures.
Efendim, daha işimiz bitmedi.
Nous ne sommes pas finis.
Beni her zaman şaşırtıyorsun dostum.
Tu n'en finis pas de m'épater.
Bu anlaşma yatsa, işimiz olmazdı.
Sans ce contrat, on est finis.
Mesaim saat 9'da bitiyor.
Je finis à 21 h.
Mesaim 9'da bitiyordu.
Je finis à 21 h.
- Yemeğini bitir.
- Finis ton repas.
Ayrıca sen İtalyan'sın. Sesli harfle bitmeli.
T'es italien, tu finis avec une voyelle.
Kaldır o kıçını ve baŞladığın iŞi bitir.
Lève ton cul et finis ce que tu as commencé.
Hepimiz bir şeyler isteriz ama bu şerefsiz olduğumuz manasına gelmez.
Tout le monde veut quelque chose. Ça fait pas de nous des connards finis.
Burda olacağım, bitiriyorum.
Finis ce que t'as à faire.
Dedim ki, bitir şu yoganı da bunu tekrar yapabilelim.
J'ai dit : "Finis ton yoga, on s'y remet."
Herzaman öderim... eninde sonunda.
Je finis toujours par payer.
Bitir o zaman.
Alors, finis-la.
Columbia İşletme Okulunda aldığım MBA programını bitirmek üzereyim Profesör Wilson'dan iyi bir referansla size geldim New York'taki E.F. Hutton'dan iş teklifi aldım fakat bulunmak istediğim yer Howard and Company.
Je finis mon MBA à l'école de commerce de Columbia. Je me présente avec d'excellentes références du Pr Wilson et on m'a offert un poste à terme à E.F. à New York, mais je veux travailler chez Howard et Cie.
Bebeğim bunu bitir tamam mı?
Bien. Finis ça.
Tamam, onu kesmeyi bitir bebeğim.
Finis de couper ça.
Telefonla görüşüyorum, bana bir dakika ver.
C'est toi qui commences. Une minute, s'il te plaît, je finis ma conversation.
- Bitir işini.
- Finis-le. - Quoi?
- Hayır. - Bitir işini.
Finis-le.
Yap hadi.
Finis-le
Bir daha yalan söylemeyeceğine söz ver.
Finis-le.
Harika. 1. bile gelsen Hala yeterli paran olmamış olacak..
Même si tu finis 1er, tu n'auras pas assez.
Güçlü bitir.
Finis en beauté.
Sonrasında yaşanan olayları pek anlayabilmiş değildim ama nihayetinde şunun farkına varmıştım ki mevzubahis olan büyük bir servetin kaderinin tehlikede olmasıysa insanoğlunun açgözlülüğü bir zehir gibi kanına yayılıyormuş.
Je saisis à peine ce qui allait suivre. Mais je finis par comprendre. Lorsque le sort d'une grande fortune est en jeu, la cupidité des hommes se répand comme un poison dans le sang.
Cümleni bitir.
Finis ta phrase.
Bu hızla gidersem 20 yıla varmış olurum.
À ce rythme, j'aurai finis dans 20 ans.
Bitiş çizgisine ulaşınca ara beni.
Appelle-moi dès que tu auras finis de lire ça.
Selam, Leif. Benim. Geri dönecek bir evimiz yok, biliyorum ama her zaman benimle birliktesin.
Hey frèrot, quand j'aurai finis je ne sais pas encore où j'irai habiter mais je veux que tu saches que je ne veux pas méloigner de toi.
Dışarıdaki para kaynağım tükendi.
Finis les financements extérieurs.
O zaman kuruyemişini ye.
- Finis tes cacahuètes.