Fiscal перевод на французский
250 параллельный перевод
Menajerimin fikriydi.
L'idée de mon conseiller fiscal.
Dengeli bir vergi programı.
II lui faut un système fiscal équilibré.
Bu eyaletin ihtiyacı dengeli bir vergi programı.
Cet Etat a besoin d'un système fiscal équilibré.
İhtiyacımız olan dengeli bir vergi programı.
II nous faut un système fiscal équilibré.
Boşanma davası, bir vergi itirazı, ve önemli bir denizcilik sigorta ödemesi.
Un divorce, un appel fiscal et une cause d'assurance maritime.
Vergi danışmanımıza göre, sadece şöyle-böyle.
D'après notre conseiller fiscal, bof.
Son mali yılda vergi dahil, 112 milyon dolar kazandık.
Au cours du dernier exercice fiscal, nous avons gagné 112 millions de dollars avant impôts.
Vergi tahsildarı yarın geliyor. Bu gece defterleri getir.
Je suis venue te dire que le contrôleur fiscal venait demain.
1980 yılı mali programımızda yer alıyor.
C'est sur notre programme fiscal pour l'année 1980.
- "Mali" ne demek?
- Qu'est-ce que c'est, "Fiscal"?
Şimdi, mali açık mali yılın para dengesi açısından, ihracat hariç elbette mevsimlik değişim ayarı ve mali ve gelir düzenlemelerinin artan istatistiği nisanda sona eren yıllık bütçe dönemine uyarlandı.
Le déficit fiscal lié à l'équilibre monétaire de l'année, moins les exportations, a été ajusté par les variations saisonnières et les gains statistiques des arrangements fiscaux et bénéficiaires pour le cycle budgétaire annuel prenant fin en avril.
Ancak bu zarar bizim felsefemize tamamen aykırı ve tereddütsüz reddediyoruz.
Selon nous, cette philosophie est un affront fiscal gratuit qu'il faut combattre.
Bu esas olarak bir vergilendirme sorunu.
C'est un problème fiscal.
Muhasebeci takımı kapatıp vergi iadesi alırsam daha karlı olacağımı söylüyor.
D'un point de vue fiscal, il vaut mieux dissoudre le club.
Zengin bir karını vergi indiriminden başka bir şey değildik.
On sert seulement d'abattement fiscal à une riche pétasse.
Bunlar gezgin birinin felsefesi gibi geliyor kulağa. Evet.
C'est un conseiller fiscal qui parle ou un homme à la dérive?
Ayrıca, laboratuarda kitapların listesini çıkarıyorlar. Çok işim var.
En plus, j'ai un contrôle fiscal au laboratoire bientôt.
Aslında, bu çok yararlı bir vergi oyunu, ama biz insanlarımıza yardım etmekle ilgileniyoruz.
En fait, c'est un bon coup fiscal, mais on veut surtout aider notre prochain.
Damga resmi, pencere vergisi, bataklık sigortası, tavuk yemi, köpek bisküvisi, inek için uyuz merhemi...
Le timbre fiscal, l'impôt sur les fenêtres, l'assurance du marécage, la pâtée des bêtes, l'onguent des vaches... C'est un puits sans fond.
Ticari açığı ve mali açığı dehşet boyutlara ulaştı.
Son déficit commercial et fiscal relève du cauchemar.
- Emredersiniz, efendim İcra memuru bile bu adamlardan daha eğlencelidir.
Ces types sont aussi drôles qu'un contrôle fiscal.
Ben genelde vergi kanunuyla ilgili çalışıyorum.
Je fais surtout du droit fiscal, et parfois, un peu d'expertise.
Bir vergi avukatı.
Un spécialiste du droit fiscal.
Denetlenecekmişim?
Un contrôle fiscal?
Hükümet bizi kazançsız işler için teşvik ediyor.
- Un abri fiscal? Le gouvernement nous incite à déduire de nos impôts nos entreprises déficitaires.
İlk kez bir bölge savcısı vergi kayıtlarını alamıyor.
La première fois qu'on refuse un dossier fiscal à un DA.
Kötü haber şu, maliye bu büronun gelir tespitini istedi.
L'ennui, c'est un contrôle fiscal sur tes revenus.
Denetlenecek misin?
Un contrôle fiscal?
Jerry. Sen vergi problemi olan Jerome'sun.
Oh, Jerry... vous êtes le Jerome du contrôle fiscal.
Geçen yıl denetlendim. Bir denetleme yaşadım.
J'ai subi un contrôle fiscal l'an dernier.
Savcı Asla!
Fiscal Jamais!
Mikrofonda Savcı Rogelio Asla Villa Ajena'nın özgür radyosundan halka sesleniyor.
A l'antenne, Fiscal Rogelio Jamais s'adressant au peuple depuis la radio libre de Villa Ajena.
Maliye soruşturması olmasın mı?
En résumé, ne pas risquer un contrôle fiscal?
Onlar para kazandığı sürece, vergimle kimin ilgilendiğini umursamazlar.
Tant qu'ils font de l'argent, ils se foutent de mon conseiller fiscal.
Vergi hukukunun sürekli değişen ortamında...
Donc l'univers en constante mutation du droit fiscal...
Herşey iyidir, taki hesaplarınız kontrol edilene kadar. Sonra takım elbise giyen ve kendini akılı sanan bir adam :
C'est bien jusqu'au contrôle fiscal, quand un type en costard vous dit :
- Revenue Kanada.
- Contrôle fiscal.
Vergi teftişi... Bu berbat!
Contrôle fiscal, ça, c'est terrible.
Sonraki yıl beni gözlem altına aldılar.
J'ai eu un contrôle fiscal un an après.
- Simpsonların şerefine.
- que je renonce à ce contrôle fiscal. - Un toast aux Simpson.
Bu önümüdeki çeyrek mali döneme bağlı.
Ça dépendra du prélèvement fiscal du prochain trimestre.
Evine bir vergi müfettişi almak sence zekice mi?
C'est pas tres prudent d'inviter un contrôleur fiscal chez soi.
Karını bir çapkının kucaklarına attı ve seni vergi denetimine soktu! Ne ustalık!
Un con qui amene ta femme a l'adultere et toi au contrôle fiscal, c'est prodigieux, non?
Hayır. Beni kontrol eden vergi müfettişinin karısıyla birlikteyim.
Mais pas du tout, je suis avec la femme de mon contrôleur fiscal.
En iyi arkadaşıyla barıştı, metresini terk etti, bir vergi müfettişiyle yüzleşti!
Il s'est réconcilié avec son meilleur ami, s'est débarrassé de sa maîtresse, il a meme affronté un contrôleur fiscal.
- Vergi kanunu oldukça kafa karıştırıcı.
Je doute de sa naiveté. Le code fiscal est déroutant.
Bir vergi avukatısınız.
Vous êtes avoué fiscal.
- Muhasebeci. Özel müşterim.
- Un conseiller fiscal.
Orijinal dekorun restoresini teklif edip vergi indirimi yada borç alabilirsin.
Tu le restaures et tu obtiens un prêt et un dégrèvement fiscal...
Ne yol... ne tarla, ulaşım sınırlı.
C'est difficile d'accès, aucune infrastructure Ça figure sur le rôle fiscal
Eee... o vergi avukatı.
Il est contrôleur fiscal.