Flatbush перевод на французский
81 параллельный перевод
- Flatbush'tan Soapy Higgins.
Higgins, de Flatbush.
Sonra direk Flatbush Sokağı'ndan Manhattan Köprüsü'ne... ve Üçüncü Caddeden, tak, parkın içinden 79. cadde.
Ensuite Flatbush Avenue jusqu'au pont de Manhattan... la troisième avenue, j'ai traversé le Park par la 79ème rue.
Dönüş seferinde ise mesela,'Flatbush 8-2-5'diyelim.
Alors qu'au retour, on pourrait l'appeler, par exemple, Flatbush 8-2-5.
Bir saniye. 2842 Flatbush Bulvarı Brooklyn lütfen.
Attendez une seconde, 2842 Flatbush Avenue, Brooklyn,
Brooklyn dedim ya. 2482 Flatbush Bulvarı. 2842 Flatbush Bulvarı.
Je viens de dire Brooklyn, 2482 Flatbush Avenue, 2842 Flatbush Avenue,
- Tabii. - Adı Hilda.
- Sandy Brockman de l'avenue Flatbush!
- Flatbush caddesi.
- De Flatbush.
Evet, Flatbush Foot Brigade'in bir üyesiyim ve resmi olmayan bir iş üzerindeyim.
Je fais partie de la brigade de Flatbush Avenue. Je suis en mission secrète.
Flatbush Foot Brigade mi? Burada bir cinayet işlenmiş.
La brigade de Flatbush Avenue?
Moe ve Joe Flatbush ve Beneath the Underdog dinleme zevkiniz için gururla sunar. Bleek Quintet!
Moe et Josh Flatbush et Beneath The Underdog sont fiers de vous présenter pour votre plus grand plaisir le Bleek Quintet.
Flatbush buradan 15 dakika uzakta.
Flatbush est à 15 mn d'ici.
O nadir bulunan bir Flatbush ve Colie çoban köpeği kırması.
C'est un rare spécimen de colley croisé d'un berger.
Queens Bulvarına koştum, Flatbush'tan geçtim... imkansız!
Je cours sur le Queen's Boulevard jusqu'au Flatbush, même si ça n'y va pas.
Ebbets Stadyumu, yeni yapılacak olan apartmanlara yer açacak.
Ebbets Field, "lieu saint de Flatbush", Iaissera la place à des immeubles.
Flatbush'tan Aziz Jimmy.
Jimmy le Saint, de Flatbush.
Hey sana hiç Flatbush'lu Aziz Jimmy Tosnia'dan bahsetmiş miydim?
Je vous ai déjà parlé de Jimmy "le Saint" Tosnia, de Flatbush?
Flatbush Caddesi'nde Rus tankı görsem bile umurumda olmaz.
Il pourrait y avoir un tank Russe sur Flatbush Avenue. Rien à foutre.
O yüzden biraz kızarmış tavuk, enginar salatası ve Flatbush'dan aldığım erişteli çorbayı getirdim.
J'ai rassemblé un poulet rôti, de la salade d'artichaut et quelques pâtisseries farcies.
Flatbush'da yaşıyorsun.
T'habites à Flatbush.
"Nick, bu kitabı yeni bitirdim, sanki bir şehir turu gibiydi" demişti.
"Nick, j'ai lu ce livre... Un tour de l'avenue Flatbush à pied."
- Şehir turu mu?
- L'avenue Flatbush?
U Bulvarı ve Flatbrush.
avenue U et Flatbush.
Komşuları, Flatbush caddesindeki... bu evden çığlık sesleri geldiğini duymuşlar.
Les voisins entendaient des cris.
Sizin havanız, bozkırların havası çünkü o eski dünyayı sırtında taşıdı o okyanus boyunca bir gemide ve getirip koydu Grand Concourse Bulvarına. Ya da Flatbush'a.
Votre air est celui des steppes... parce qu'elle a porté ce vieux monde sur son dos... traversant l'océan dans un bateau... et elle l'a posé... sur Grand Concourse Avenue.
Onun yaptığı bu yolculuğu siz asla yapamazsınız çünkü artık bu dünyada öyle büyük yolculuklar kalmadı.
ou sur Flatbush. Vous ne pourrez jamais faire la traversée qu'elle a fait... car de tels grands voyages n'existent plus dans ce monde.
Flatbush'ta başka bir depoda tutuyorum onu.
Il est dans un autre entrepôt, du côté de Flatbush.
Beni Flatbush'a kadar boşuna getirttiği için. - Dün akşam birkaç kişi öldürüldü, zeki çocuk.
Je lui en collerais bien une.
Beni Flatbush ve Atlantic'in kesişiminde bıraktı.
Il m'a déposé au coin de Flatbush et Atlantic.
Bana adını bir arkadaşım verdi. Geçen hafta Flatbush'da hep gittiği bir kafede buluştuk.
Un ami m'avait donné son nom et on s'était vues la semaine passée pour prendre un café à Flatbush, où elle va souvent.
Jack, Flatbush'taki kafenin müdürüyle konuştuk.
Hé, Jack, on a parlé au gérant du café à Flatbush.
Ben Flatbush'luyum.
Je suis de Flatbush!
Sen 5. Caddesin, ben hep varoş kalacağım.
Je veux dire, tu es de la 5eme Avenue et je serais toujours de Flatbush.
Cadde'den benim varoşlardan olmama aldırmıyorum.
Je m'en fiche que tu sois de la 5eme Avenue et que je sois de Flatbush.
Flatsbush Bulvarı.
Flatbush Avenue.
Flatbush Caddesinde yüksek ateşle yürüyordum, bağışıklık sistemim yok olmuştu bir taksi çevirip acil servise gitmeye çalışıyordum ama yine de annemi aramadım.
J'étais sur Flatbush Avenue avec 40 de fièvre et plus de système immunitaire, j'ai appelé un taxi pour m'emmener aux urgences, et je l'ai toujours pas appelée.
Bir tanesi geçen ay flatbush'ta olmak üzere üç soygun olayından da aranıyor.
On lui attribue trois autres vols sur la ligne 2 à Flatbush le mois dernier.
Transit bürosu, Atlantikken flatbush'a kadar tüm istasyonların iki tarafında da kontrol noktalarını üçe çıkarsın.
Il faut tripler la surveillance sur la ligne 2 entre Atlantic et Flatbush.
Her trene bir polis, flatbush'a fazladan devriye.
Un flic dans chaque rame. Patrouilles supplémentaires.
Flatbush ona ait.
Il règne sur Flatbush.
Videoyu sessize al ve flatbush'u incelemeye başla.
Sortez des photos et faites-les circuler.
Biz başından beri onu flatbush'ta arıyorduk. çünkü oraları hedef seçip çetesini oradan topluyordu.
Nous le cherchions à Flatbush parce que c'est là qu'on pince ses gars
Flatbush'daki kaltak metresinizi görmeye gittiğinizi söyledi.
Vous seriez allé voir "votre putain de maîtresse, à Flatbush."
- Flatbush'taki Schrodinger Hotel'e.
- À l'hôtel Schrodinger, sur Flatbush.
Flatbush köşesindeki Schrodinger'e- -
Au Schrodinger, au coin de Flatbush...
Ben, East Flatbush Karayip Cemiyeti'nden Everton Thompson.
Everton Thompson de la Ligue Caraïbéenne de Flatbush Est.
Şu Escalade'lerden birini açıp East Flatbush Karayip Cemiyeti'ne bağışlayabilirsin.
Un don d'une de vos Escalades à la Ligue Caribéenne de Flatbush Est?
Patronunuza biz polise gitmeden önce East Flatbush Karayip Cemiyeti'ni ziyaret etmesi gerektiğini söyleyin.
Ton boss doit aller à la Ligue Caraïbéenne avant qu'on aille voir les flics.
Onlardan kurtulmaya çalışıyordum ama Doğu Flatbush Karayip Cemiyeti tarafından soyulduk.
J'allais m'en débarrasser, mais je me suis fait voler par la Ligue Caraïbéenne.
Beni doğu Flatbush'a götürdüğüne inanamıyorum.
Tu me conduis dans Brooklyn en décapotable, incroyable.
Doğu Flatbush Karayip Cemiyeti Rasta Monsta'nın muhitimize gelmesinden mutluluk duyar.
La Ligue Caraïbéenne de Flatbush Est, serait ravie d'accueillir Rasta Monsta dans le quartier.
Flatbush'ta aynı mahallede büyümüşler.
Ils ont grandi dans la même rue.