Frenchie перевод на французский
58 параллельный перевод
Sen Paris'li misin?
T'es de Paris, Frenchie?
Bütün mataraları bana getirin.
Frenchie, les bidons.
Hadi Fransız.
Tiens, Frenchie.
Stegman, Fransız'ın yerini al.
Stegman, prends la place de Frenchie.
Fransız, İtalyanı buraya gönder. Peki çavuşum.
Frenchie... laisse passer l'Italien.
- Ya sen Fransız?
Et toi, Frenchie?
Siper al Fransız ve o Almana dikkat et.
A l'abri, Frenchie, surveille l'Allemand.
Fransız haklıymış.
Frenchie avait raison.
Frenchie çıktı!
Frenchie est éliminé!
- Ben eski dostun, Frenchie.
- Ton vieux pote, Frenchy.
- Hey, Bay French...
- Eh, Frenchie...
Bu arada da, şu fransız sosyopat Mike'ı ve beni öldüresiye bıçaklar.
Et ce zonard de Frenchie aura tout le temps de nous trucider!
Ağzında saklardı, dilinin altında geldiğinde öpüşürdük. Ama büyük Fransız öpücüğünden.
Glissait dans sa bouche, sous la langue, rentrait, m'embrassait, un grand frenchie.
Tam gaz gitmende fayda var.
Appuie sur le champignon, Frenchie!
Bahsettiğim, Frenchie, Velvet films'in yalnızca hayranı değildir.
Ce Frenchie, c'est pas seulement un fan de Velvet.
Frenchie'nin, L.A.'dan arkadaşıyım.
Je suis un ami de Frenchie, à L.A.
Endişelenmediğini sanıyordun Fransızcık!
Je croyais que tu n'avais rien à craindre... Frenchie.
ve şunu sakın unutma, Frenchie.
Et ne l'oublie pas, le Français!
Hey, Frenchie, benim kale tamam mı?
Hé, mon fort est prêt?
Frenchy's mi?
"Frenchie's"?
Frenchy, burnuna bir bak bakalım.
Frenchie, regarde son nez.
- Frenchy, anladım.
Je m'en occupe, Frenchie.
Veya onu odama götürür, Kurbağa'nın gitmiş olmasını umar, sertleşip onu düzebilirim.
Ou je pourrais la ramener dans ma chambre, en espérant que le Frenchie soit parti, me défoncer et la baiser.
Aklında özel bir emperyalist ülke var mı, Fransız?
As-tu un pays impérialiste particulier en tête, Frenchie?
Baksana, Fransız. Düşündüm.
Écoute, le Frenchie, j'ai réfléchi.
Nerede o Fransız?
Où est ce Frenchie?
Fransız hızlı sürücü.
Le Frenchie est un bon pilote.
Bakalım bacağın nasıl olmuş Frenchie.
Voyons l'état de votre jambe, le français.
Frenchie bacağını kurtarmamız imkansız.
Écoute, le français... On ne peut la sauver.
Fransız Adası'nda gerçek bir Fransız, öyle mi?
T'es une vraie Frenchie sur French lsland, hein?
Oraya Fransız'ı becermeye gitmedin, değil mi?
T'es pas en train de baiser cette frenchie, hein?
Büyüme çağlarımda, Frenchie denen bu kanişimiz vardı.
Quand j'étais gamin, on avait ce caniche qui s'appelait "Frenchie".
Eğer bu Fransız'la dişe diş mücadeleye gireceksen oyununu yükseltmelisin.
Si tu te retrouves nez à nez avec le Frenchie, tu vas devoir élever le niveau.
Frenchie'yi mi diyorsun?
Tu veux dire... La frite?
Peki Frenchie kim?
Qui est ce Frenchie?
Seks yapmıyorlar mı?
- La frenchie?
Olay budur. Hayır.
Ça n'a rien à voir avec... la frenchie dont je te parle.
Fransız'dan bir hediye.
- Un cadeau de la frenchie.
Kıllı, orta yaşlı ve dikine çalışan lunapark aletiymişim gibi.
Quoi de neuf avec la frenchie?
Frenchie?
- Le Quèb.
Küçük Frenchie? İngilizce bilmiyor musun Frenchie?
Le petit Quèb qui ne sait pas parler.
Ve söylemek zorundayım, evimdeki Ol'pepe le pew hakkındaki gerçeği de biran önce çocuklarına söylemen gerek, Çünkü eğer bana kim olduğunu sorarlarsa onlara yalan söylemeyeceğim.
Tu devrais aussi dire la vérité à tes enfants au sujet du Frenchie chez moi, parce que s'ils me posent la question, je ne leur mentirai pas.
Justin oturur musun? - Neden? Fransız'dan hamile mi kaldın?
- Le Frenchie t'a mise enceinte?
- Ağır ol Frenchie.
- Du calme, Frenchie.
Frenchie, Bay Welter'i bırak.
Frenchie, lâche Mr Welter.
- Kim, Lebec mi? Dieppe'de komando oldu.
- Comment est le frenchie?
- İyi misin Fransız?
- lci! Ça va, Frenchie?
Fransız...
Frenchie.
Bir şey mi vardı Fransız?
C'est écœurant. Vous disiez, le Frenchie?
Frenchie?
Frenchie?
- Senin problemin ne Frenchie?
- T'as un problème, le Quèb?