Fulbright перевод на французский
44 параллельный перевод
Adım Steve Fulbright.
Je m'appelle Steve Fulbright.
Washington'dan araştırttım, Fulbright temiz.
J'ai appelé Washington. Fulbright est réglo.
Ajan Fulbright'la konuşmak istiyorum.
Je voudrais parler à l'agent Fulbright.
Fulbright, Foley.
Fulbright, c'est Foley.
Fulbright, Gizli Servis.
Fulbright. Services secrets.
- Merhaba Fulbright.
- Tiens, Fulbright.
McKee eski bir Fulbright mezunu, Charles.
MacKee est diplômé de l'école de Fulbright, Charles.
Sende Fulbright mezunu musun?
Est-tu un diplômé de Fulbright?
Güzel, Amerikalı, tam burslu ve kırmızı bisikletli olanlar bile.
Même les jolies Américaines... qui ont des bourses Fulbright et des bicyclettes rouges.
Ajan Fulbright, CIA, bu da ajan Fogg, ona Carl diyebilirsin.
- Agent Fulbright, CIA. Ça, c'est l'agent Fogg. Mais vous pouvez l'appeler Carl.
Fulbright, Henry bir çöpçüydü.
- Fulbright, Henry travaillait comme éboueur.
Fulbright'a.
- Fulbright...
- Bazı hükümetlerin yıkılmasına tanık oldu, Fulbright bundan iki kez bahsetti ve dahası var.
- Il y a été témoin de plusieurs renversements de gouvernements. Il mentionne Fulbright par son nom deux fois. Et il y a plus!
Simon'ın hapisteki bir arkadaşı 1973'te bir ajanın, Henry'ye CIA'in kullandığı, ama modası geçmiş temel şifreleme metotlarını öğrettiğini söyledi, bu muhtemelen Fulbright'tı.
Un détenu dénommé Herzog l'a vu et prétend qu'en 1973, Henry a utilisé une forme de cryptage dorénavant obsolète dont la CIA se servait pour envoyer des messages codés à l'un de ses associés, probablement à ce Fulbright.
Bununla Ajan Fulbright'ı kastettiğini anlayabiliriz.
Je pense qu'on peut déduire qu'il parle de l'agent Fulbright.
Bu, ajan Fulbright sana doğruları söylemiyor.
Tu sais, l'agent Fulbright, il ne t'a pas dit la vérité.
Fulbright oyuna geldi
L'agent Fulbright s'est fait avoir.
Fulbright'ı tanıyor musun?
- Vous connaissez Fulbright...
Güzel, beni bilgilendir.
- Tenez-moi au courant. - Fulbright!
- Fulbright, oğlumu öldürüyorlardı.
Ils ont failli tuer mon fils!
- Sakın bana kur yapmaya kalkma.
- Je vous interdis de flirter avec moi, Fulbright.
- Mümkün değil. Her neyse Fulbright, bu artık sizin sorununuz.
- Comme vous voulez, c'est vous, le capitaine du navire.
Bu kadar konuşma bana yeter, Fulbright.
- Tout ça, c'est du chinois pour moi, vous savez.
On saat sonra, Fulbright'ın itirafları.
DIX HEURES PLUS TARD LA CONFESSION DE FULBRIGHT
Yemin ederim Fulbright, onu kaybedersen, seni pişman ederiz.
- J'en fais le serment, Fulbright, si vous l'avez perdue, nous allons vous estropier!
Bak, Fulbright. Mantıklı bir adam var.
- Écoutez, Fulbright, les gens raisonnables existent.
- Dur bir dakika, Fulbright.
- Attendez un peu, Fulbright.
- Fulbright gitti mi?
- Fulbright est parti?
- Fulbright mı? - Evet.
- Fulbright?
Fulbright beni bulmak için onu kullanıyor Henry.
- Fulbright se servait d'elle dans le but de me coincer. - Ça a marché?
Dur bakalım, bu da ne, Fulbright?
- Attendez. Qu'est-ce que ça signifie, Fulbright?
Fulbright'ı verir misin?
Fulbright maintenant.
Hannah Freeman, Lüneburg, Almanya'da uzayda seyahat eğitimi almak için Fulbright'a başvuruyor.
Hannah Freeman fait une demande pour un programme aérospatial à Lüneburg, en Allemagne.
Aynı anda, fulbright ve rhodes bursunu kazandım...
J'ai gagné les bourses Fulbright et Rhodes simultanément...
Sonra tam burslu olarak bir yıl doktorasını yaptı. "
"puis obtenu une bourse Fulbright."
Fulbright bursu almış.
A obtenu une bourse de Fulbright.
Fulbright'ıma daha yeni başlamıştım. Biraz içki içmiştim.
Je venais d'avoir ma bourse et j'avais un peu bu.
... Babası Fullbright bursiyeri, Senin okulundan PhD'si var.
Son père était un étudiant du programme Fulbright et a eu son doctorat.
- Bu proje Florence eğitimime dahi bursu ile girmemi sağladı.
Cette maquette faisait partie d'un projet qui m'a fait obtenir une bourse Fulbright pour étudier à Florence.
Italya'daki Fulbright'a gitmem gerektiğini söylemiştiniz.
Vous m'aviez dit de prendre le fulbright ( = Erasumus ) pour l'Italie.
Bunu söyleyen kişi, William Fulbright'Evrensel eğitim, ideolojileri insan hedelerine... döndürmenin en iyi fırsatıdır,'demiştir.
Je crois que c'est William Fulbright Qui a dit que l'éducation internationale Est notre meilleure opportunité
Sorun yok, çocuklar. Bence Senatör Fulbright'ın yanında güvendeyim.
Je ne crains rien avec le sénateur Fulbright.
- Nasılsın?
J. WILLIAM FULBRIGHT ( DÉMOCRATE - ARKANSAS )
Kovulmak üzere olduğunun farkında değil misin? Sen bir Fulbright akademisyenisin.
Tu es brillant.