Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → французский / [ G ] / Gai

Gai перевод на французский

1,074 параллельный перевод
"Neşeli, şen şakrak, sevinç ve refah ülkesi"
"O gai pays de liesse et de vie douce!"
"Neşeli, şen şakrak, sevinç ve huzur ülkesi". " Pendlebury.
"gai pays de liesse et de vie douce".
Çok mutlu, çok keyifli gibiydi.
Il avait l'air si heureux, si gai.
Daha neşeli bir konudan konuşalım.
Parlons d'un sujet plus gai.
Neden orkestra daha canlı bir şeyler çalmıyor?
Pourquoi ne jouent-ils pas un air gai?
# Mutlu bir nakarat ile #
Avec mon gai refrain
# Ama bugün neşeli yeni bir şarkı mırıldanıyor...
Mais aujourd'hui, il fredonne un air gai
Değerli dostlarım, rahat, güleryüzlü olun. Gözlerinizden okunmasın kurduklarınız.
Ayez l'air gai, que notre mine ne révèle pas nos intentions.
Çok da heyecanlı görünmüyorsun.
Tu n'as pas l'air gai.
- Çok sıkıcı değil mi? - Evet.
Ca ne doit pas être gai.
Burası da çok kasvetli değil mi?
Ce n'est pas bien gai, ici?
"Aşkın sırrı Ölümün sırrından daha büyüktür" için? küçük bir kutlama olmaz mı?
Tu ne penses pas que c'est un peu trop gai... pour "Le secret de l'amour est plus mystérieux que le secret de la mort"?
kaldığı yerin yazmak için pek uygun olmadığını söyledi... gündüzleri burada çalışmak istedi. Ben de tamam dedim.
Elle a dit que ce n'était pas très gai pour écrire là où elle habitait... alors, quand elle m'a demandé d'écrire ici lejour, j'ai dit oui.
- İyi görünüyorsun.
- Tu as l'air bien gai! - Que veut dire.?
Soufflé neşeli olmalıdır.
Le soufflé, il doit être gai.
Neşeli. Yaz rüzgarında vals yapan iki kelebek gibi.
Gai, comme deux papillons valsant sur la brise d'été.
Akıllı, neşeli, baştan çıkarıcı, çekici.
Spirituel, gai, charmant...
- Ha biraz erken, ha biraz geç.
- Plus tôt ou plus tard... - C'est gai.
- Memnun degilim.
- C'est pas gai.
Aslına bakarsanız, oldukça keyifliydiniz.
Plutôt gai.
Ben öyle sanıyordum. Keşke seni şu anda ilk gün gördüğüm gözle görebilsem. Canlı, atılgan ve yakışıklı ve çok ama çok Amerikalı.
Si seulement je pouvais vous voir comme au début, quand vous étiez gai, insolent et beau, et très, très américain.
Burayı biraz güzelleştirir diye düşündüm.
Ça fait plus gai.
Kaygısız, deli dolu, neşeli, bilge Stubb.
Stubb l'insouciant, l'insensé, le gai, le sage.
- Neden bu kadar mutlusun?
- Tu as l'air gai.
Eş olmak hiç eğlenceli değil.
Être mariée, c'est pas gai.
Hoşuna gitmeyecek.
Évidemment, c'est pas gai.
- Sanırım. Moskova çok neşeli ve heyecanlı olacak.
Moscou va être follement gai!
Sen kesinlikle iyimsersin.
Toujours gai! Toujours insouciant!
Önceleri, bu şehri karanlık ve kasvetli bulurdum ama bu benim hatammış çünkü birden, her şey aydınlanıverdi.
Cette ville me semblait sombre, triste... C'était ma faute. Tout est devenu si gai!
- Evet, Ostend'ta şenlik vardı.
Oui, c'était très gai à Ostende.
Evet, Osvend'ta bir şenlik vardı.
C'était vraiment très gai!
# Aşk zevklidir #
L'amour est gai
İlkbahar havasında, Orly, protokol gereği kraliyet çiftini bekliyor.
et c'est sous un gai soleil printanier qu'Orly en fête attend le couple royal. L'exactitude est bien la politesse des rois.
Yalnız cıvıl cıvıl ve güzel değil, birşeyiyle de eşsiz :
Non seulement beau et gai, mais unique.
Neşeli ve insafsız ol, gösteriş yap.
Sois gai. Extravagant. Excessif.
Çok genç ve neşeli
Si jeune et gai
Hemen kıkırdamaya başlıyorum.
J'ai le vin gai.
İyi... Paris artık neşeli değil.
Comment est le gai Paris?
Harika.
C'est gai.
Onu öptüğümü ve akşamların da sıkıcı geçtiğini yazın.
Mettez que j'l'embrasse très fort, et que La vie, c'est pas gai, surtout le soir Parce que le soir..., c'est pas gai du tout Virgule.
Ne güzel bir oda. Hoş ve ferah bir yer.
très bien C'est très gai votre chez vous
- Her zaman böyle neşeli midir?
Toujours aussi gai?
İnsanlarınız hep böyle, tasasız ve neşeli midir,?
Ton peuple est toujours aussi insouciant et gai?
Çok eğlenceli.
C'est gai!
Daha önce söylemem gerekirdi biliyorum, ama o kadar kolay bir şey değil bu.
Comme ce n'est pas gai...
O kadar heyecanlı değilim.
Je ne me sens pas gai.
Asıl sen çok neşeli görünüyordun.
Vous aussi, vous aviez l'air gai.
Ama her zaman birine ihtiyacı vardır.
Il était loyal, affectueux, gai, mais il ne pouvait rester seul.
Her gün daha neşeli ve güzel görünüyorsun.
Tout paraît gai et radieux.
- En azından 13'e kadar. Burada, çok hoş, neşeli bir ofisiniz var.
C'est un service gai.
Çok kötü.
Le gai Paris ne l'est pas beaucoup.
gail 140

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]