Gazoz перевод на французский
985 параллельный перевод
Viski ve gazoz.
Un bourbon et du soda.
- Çünkü birçok erkek sana gazoz ısmarlamak isteyecek. Benimle nişanlıysan onlarla gidemezsin.
Parce que... beaucoup de petits garçons... voudront t'emmener boire un soda.
Soda mı zencefilli gazoz mu istersiniz?
Eau gazeuse ou limonade?
Çıkıp patlamış mısır ve gazoz alacağım.
Je vais acheter du pop-corn.
Peki o zaman, gidip dondurmalı gazoz alayım bari.
Alors, je vais manger une glace.
Üç tane çikolatalı dondurmalı gazoz.
Nous voulons trois glaces au chocolat.
- Belki de gazoz alırım.
- Un soda peut-être.
Seni sıcaktan bunalmış görünce gazoz iyi...
Je me disais que t'avais trop chaud et qu'un soda...
Onları gazoz kapağı gibi fırlatıyor. 1, 2, 3, bum!
Et hop-là, zigouillées!
Haydi artık. Son kez söylüyorum, zencefilli gazoz içkiden daha ucuz.
Mélangez avec du ginger ale.
Ya şimdi, Amerika Filipinlere ne verdi peki? - Gazoz.
Qu'a apporté l'Amérique aux Philippines?
Zencefilli gazoz.
Une limonade!
Bakın yolun karşısında tezgâh var isterseniz oradan buz gibi gazoz alabilirsiniz.
Je vous conseillle le stand d'en face, où il y a des sodas bien frais.
Bir bardak gazoz iç, Phile.
Sers-toi un soda.
Zencefilli gazoz olmalıydı, bira bile olurdu.
Ça aurait dû être un soda ou même de la bière.
Meyveli gazoz alayım.
Je prendrai un soda à l'orange.
Gazoz mu?
Un soda?
Ona meyveli gazoz getir.
Apporte-Iui un soda à l'orange.
G-gazoz kalmadı, efendim.
II n'y a p-pIus de s-sodas.
"G-g-gazoz kalmadı."
"II n'y a p-p-pIus de s-sodas."
Gazoz ya da kereviz tonik değil, gerçek şampanya.
Ni de l'eau de Seltz, ni du tonic au céleri.
Şu işe bak. Haftada sekiz hamburger ve bir kasa gazoz satıyoruz. Ara sıra da bir Navajo kilimi, belki.
Regardez ça, on vend huit hamburgers par semaine et une caisse de soda, et de temps en temps, un tapis Navajo.
Gazoz ister misin?
Tu veux un soda?
Tatlım! Gazoz mu?
Chérie, un soda!
- Onu şişeye koysalarr bile, o gazoz olarak satıp kar eder
Si on le commercialisait, on ferait fortune.
- Gazoz var mı? Var tabii.
- Pas de sodas?
Gazoz var mı?
Vous avez du soda?
Gazoz, domuz ve patatesle ve başka şeylerle ilgili birşeyler soruyordum.
Je me renseignais sur le soda à cochons.
Ona Gazoz Babası diyorlar.
Le type au soda.
- Portakallı gazoz.
- Une orangeade.
Gazoz almak istiyorum. Susadım.
Je veux m'acheter une limonade, j'ai soif.
Bir zencefilli gazoz lütfen.
Ginger ale.
Biri girip oturur ve bir gazoz ister.
Quelqu'un entre, s'assoit et commande.
Gazoz istiyorsan hesabı ödeyeceksin.
Quiconque commande doit être prêt à payer sa consommation.
"Ne için?" Gazoz için.
"Pour quoi?" Pour la consommation.
Hesabı ödemeye hazır değilsen asla gazoz isteme.
Ne commande jamais à moins d'être prêt à payer la note.
Dondurma ve gazoz almaya çıktım.
J'ai été manger une glace.
- Dondurma ve gazoz mu?
- Une glace?
- Gazoz ister misin?
- Vous voulez du seltzer? - Seltzer?
- Gazoz mu? Evet.
Télephone.
- Sana gazoz verecektim.
- Je vous donnais du seltzer. - Non, ça va.
- Gazoz istiyorsan...
- Oui mais, - si vous voulez du seltzer...
Kendime bir gazoz daha alayım.
Je vais rafraîchir mon soda.
Hale bak, şeklimi bozdular. - Evet, şimdi bir bakalım, 4 gazoz, 6 kola, 2 meyvalı gazoz ve bir bira.
Vous me devez quatre orangeades, six coca, une bière.
İğrenç çilekli gazoz.
Quelle saloperie, ces sodas.
- Gazoz isteyen var mı?
- Quelqu'un veut boire quelque chose?
Ben de tam gazoz isteyecektim.
J'allais te le demander.
- Gazoz!
- Du soda.
Zencefilli gazoz ve?
Ginger ale et...?
Ve zencefilli gazoz.
Et une eau gazeuse.
- Gazoz istemiyor musun?
- Non.