Goreyim перевод на французский
2,270 параллельный перевод
Telyatinki'de işler nasıl gidiyor, bir göreyim dedim.
Je me demandais comment ça allait à Teliatinki.
Bana bir gülümseme ver, işte bu, şimdi etrafında dön, profilini bir göreyim.
Voyons voir ce sourire bouger vos jambes, virage.
Dün gece şu masaya baktım şu an sizin oturduğunuz sandalyeye ve bir de ne göreyim?
Hier soir, j'ai regardé cette table. Sur les chaises où vous êtes assis, qu'est-ce que je vois?
- Eroin değil. - Bırak kollarını göreyim!
- C'est pas de l'héroïne.
Tekrar göreyim.
Remontre le canari.
Pekala, yarın sabah göreyim seni.
D'accord. À demain matin.
Bırak göreyim!
Montre-moi!
Ellerini göreyim.
Faites voir.
Büyükannene durumu sen izah etmeye çalış da göreyim.
Imagine-toi expliquer ça à ta grand-mère.
- İzin ver göreyim.
- Fais-moi voir.
- Demek istediğini anlamıyorum. - Göreyim.
- Je sais pas de quoi tu parles.
Müsaadenle Kategori-1 ruhsatını göreyim.
Montre ton permis 1re catégorie.
- Ellerini göreyim!
Les mains en l'air! Tout de suite!
Arabadan indim. Bir de ne göreyim?
Deux jambes carrément canons.
Göreyim!
Laisse-moi voir!
Dönde göreyim.
Fais-moi voir.
Karımla birlikte alışveriş yapıyorduk, küçük bir dükkana girdik ve karşımda kimi göreyim?
Et un jour, en faisant du shopping avec ma femme, on est entrés dans une boutique et devine qui était là?
Babamı kaybetmişim, gücüm kuvvetim gitmiş dostlarım felakete uğramış, beni bağlayan bu kadının tehditleri hiçbiri umurumda değil. Yeter ki hapsedildiğim yerden şu kızı günde bir kere göreyim.
La perte de mon père, cette faiblesse, le naufrage de tous mes amis, et les menaces de cette dame, me sont légers... si de ma geôle, je peux voir cet ange, une fois chaque jour.
Bir göreyim.
Attends, montre voir.
İşten eve giderken,... bir ziyaret edip, nasıl olduğunu göreyim dedim.
Je rentrais du boulot... J'ai pensé m'arrêter, voir comment tu allais.
Hadi göreyim.
Bouge. Donne-toi.
Rütbenizi göreyim. Yoksa başınız belada demektir. Anlaşıldı.
Remettez ça en ordre et faites-moi un rapport, ou je vous fusille pour avoir semé la panique.
Belgelerini göreyim.
- Vos papiers.
Listeyi göreyim Bayağı ucuz aslında
Montre la liste. C'est pas cher, en fait.
Altın yumurtlayan tavuğu kes de göreyim.
Qui tient la poule aux œufs d'or?
- Ellerinizi göreyim!
Montrez vos mains!
1000'liği göreyim.
Laisse-moi voir les mille.
Diğer çocukların paylarını da göreyim. Ne?
- Montre-moi la part de l'autre.
Diğer çocukların paylarını da göreyim.
- Quoi?
Yüzlerinizi göreyim.
Je veux voir vos têtes!
Ellerini arkada göreyim!
Les mains dans le dos.
Hadi, göreyim seni, aslanım.
T'as compris. Vas-y.
- Onu bir göreyim.
- Laissez-moi le voir.
- Hayır, yüzünü göreyim. Rahibe, kenara çekilin lütfen.
Vous touchez une religieuse!
Bana evde yalnızca 10 dakika verin, orada ne varmış göreyim.
Donne-moi 10 minutes seule dans la maison... et je verrai ce qui est derrière cette porte.
Yani, neden senin katil olduğun bir rüya göreyim ki?
Pourquoi je rêverais de ça?
Denediğini göreyim bakalım. Haydi bakalım.
Je voudrais bien voir ça.
Maskeni göreyim.
Laissez moi voir votre masque.
Ellerini göreyim! At silahını!
Fais voir tes mains!
Ellerini göreyim.
Montre tes mains! Montre tes mains.
Ellerini göreyim köpek.
Tes mains. Tourne-toi.
Ellerini göreyim pislik!
Fais voir ta main! Donne-la-moi!
Göreyim.
Montrez-le-moi.
Yok önce seni göreyim dedim.
- Non, je voulais d'abord te voir.
Yüzünü bir göreyim. Yüzünü bir göreyim.
Fais-moi voir, fais-moi voir.
Kararımı vermeden önce üzerinde göreyim ama.
Laisse-moi la voir avec avant de décider.
Ellerini göreyim!
Montrez-moi vos mains!
Cyril'i gördün mü? Neden göreyim?
- Avez-vous vu Cyril?
Ben kartınızı bir göreyim.
Laissez-moi voir votre carte.
Ellerini göreyim.
Montrez-moi vos mains.
Yuttuğunu göreyim.
Voyons si vous l'avez avalé.