Gördü перевод на французский
7,492 параллельный перевод
Cal fotografları gördü, biraz aksiyon peşine düştü.
Cal est tombé sur les photos, et a voulu une part du gâteau.
Alarmın şifresini girerken gördü.
Il a vu le code de votre alarme?
Mary, muhafızlar seni gördü.
Marie, vos gardes vous ont vu.
Beni Carter ile gördü.
Mais il m'a vu avec Carter.
Ondan dolayı endişelendiğimi gördü.
Il a vu que j'étais nerveux.
- Bishop seni gördü.
Bishop vous a vu.
Yeterince ölüm gördü. Ben de gördüm.
Il a vu assez de meurtres ; et moi aussi.
Anlamadım. O savaşta korkunç şeyler gördü.
Il a vu d'horribles choses durant cette guerre.
Sorunlu insanları topladığımız koğuşu gördü.
Elle a trouvé la salle secrète des affectés.
Daha önce kan gördü.
- Il a déjà vu du sang.
Sence kapıdaki çarpı işaretini gördü mü?
Tu penses qu'il a vu la croix sur la porte?
Turner muhtemelen her gün babasını gördü.
Turner a probablement vu son père tous les jours.
Kartelin Monica'yı kaçırdığını gördü.
Il a vu le cartel enlever Monica.
Biliyorum ama o seni gördü.
Je sais, mais lui si.
Açtı da zaten, başka bir ekibin Şef'i de oradaydı. Olan biten her şeyi gördü.
Sûrement déjà le cas, vu qu'un autre chef de bataillon était sur les lieux, et vu que ça a dérapé.
Sakin olun ; şu ana kadar olan tek şey : ... hamile bir anne profilinizi gördü ve sizinle tanışmak istiyor.
Calmez vous, pour l'instant, une mère a vu votre profil et veut vous rencontrer.
Biri profilimi gördü ve benimle tanışmak mı istiyor?
Quelqu'un a vu mon profil et veut me rencontrer?
Beynin hasar mı gördü?
Il te manque des neurones?
Temizlik ekibi beni gördü.
L'équipe de nettoyage m'a vu.
Ezekiel de bir süreliğine de olsa iyi birisi olmanın nasıl olduğunu gördü.
Et Ezekiel a apprit ce que c'était d'être bon même pour un petit instant.
En azından çocuğunun doğumunu gördü.
Au moins il a pu voir ses enfants naître.
Gördü.
Il a vu.
Hepsini gördü.
Il a tout vu.
Hepimiz sadece minnettar olalım kimse zarar gördü. Tamam?
Soyons reconnaissants, personne n'est blessé.
Ve gördü güzel Kraliçe o ve mükemmel Prens ve Prenses Yapayalnız vardı, o da geldiyiğitçe onları kurtarmaya.
Il a vu que la magnifique reine, le prince et la princesse étaient seuls, alors il est venu à leur rescousse.
Tüm dünya eğlenirken, sektör dışından birkaç tuhaf kişi başka kimsenin göremediği şeyi gördü.
Alors que la planète faisait la fête, quelques farfelus ont vu ce que les autres voyaient pas.
Kullanılamaz artık. Zarar gördü.
Et maintenant, elle est trop usée.
Ama olanları çok insan gördü.
Attendez, un tas de gens ont vu ce qui est arrivé.
Bizi birlikte gördü.
Lui, il nous a vus.
Ya da belki internetten Ellis'i araştırdı ve yaptığı cömert bağışları gördü sonra da orada çalışmaya başladı ki ona kancasını takabilsin.
Ou qu'elle l'a googlisé... et découvert son projet de généreuses contributions... et qu'elle s'est arrangée pour s'infiltrer dans les lieux et lui mettre le grappin dessus.
Senin adam, çok gördü...
Ton garcon, il en a vu beaucoup trop...
Hatta mükâfatını da gördü. Bir şey yapmama gerek kalmadı.
Et je n'ai rien eu à faire.
- Gardiyan kesinlikle seni gördü.
Le garde qui n'a pas été censé vous voir?
- Bunları gördü mü?
Est-ce qu'il a vu ça? Non.
- Seni gördü mü?
- Il t'a vu?
Raporu kim gördü, Katolik kıdemlilerinden kimse gördü mü?
Qui a vu le rapport, les personnes de la hiérarchie catholique?
Biraz gördü.
Enfin, un petit peu.
Lake Havasu City, New York ve tüm güney bölgesi ciddi hasar gördü.
Autres villes ont également subi des dommages importants.
- Yine mi kâbus gördü?
- Quelqu'un a fait un cauchemar?
Bu sefer Olive mi gördü?
C'était Olive cette fois?
Sonra beni gördü.
Je l'ai vu.
Ma gördü.
- Maman l'a vu.
Ve beni gördü. Ve bunu asla unutmayacağım.
Et je ne l'oublierai jamais.
Belki biri bir şey gördü ama bir şey söyleyemiyor. Çünkü söyleyecek olursa seni değil onu suçlu bulacaklar.
Ou bien un témoin qui peut rien dire sous peine de trinquer pour toi.
Hatta Ferhatı gördü.
Il voit même Farhad.
So when he took those binoculars and looked at the field, Eline dürbünü aldığında, alanda tanıdık sımayı gördü ve 55 sayıyı Beyni numaranın bu olduğunu söylüyor.
Maintenant, il en a pas conscience mais il imprime tout alors quand il prend les jumelles, qu'il scrute le terrain, qu'il voit un visage familier avec le n ° 55 sur le maillot, une petite voix venant de son inconscient lui souffle : celui-là.
Bütün dünya Hulk'u gördü.
Le monde vient juste de voir Hulk.
İlk kez, gerçek Hulk'u gördü.
Le vrai Hulk, pour la première fois.
Birisi onun programını öğrendi ve kolay bir kazanç olarak gördü.
Quelqu'un a compris ses plans et senti l'argent facile.
Bayan Kerr'i konferansta gördü mü?
Il a vu Mme Kerr?
Gerçek seni gördü?
Elle a vu ton vrai toi?
gördüm 831
gördün 90
gördünüz 57
gördük 25
gördüm seni 25
gördün mü 3514
gördüğüme sevindim 20
gördün mü bak 45
gördünmü 25
gördünüz mü 803
gördün 90
gördünüz 57
gördük 25
gördüm seni 25
gördün mü 3514
gördüğüme sevindim 20
gördün mü bak 45
gördünmü 25
gördünüz mü 803