Görürsün перевод на французский
3,235 параллельный перевод
Görürsün, bak.
Tu verras.
Güzel, hele bir iznini al, gelip beni görürsün.
Ok. Quand vous aurez son accord, revenez vers moi.
Tom artık önemli biri, ne kadar büyürse kocanı o kadar az görürsün.
Tom est un homme d'affaire maintenant, et plus il réussit, moins tu le verras.
O birkaç dakikada, bu dünyada yaşayan her yaratığın yüzünü görürsün tamam mı?
Pendant ces quelques minutes, vous voyez les visages de toutes les créatures de ce monde.
Aynı anda, milyonlarca varlığı görürsün.
Vous voyez simultanément le visage de milliards de créatures.
Hayvanlar, böcekler, kuşlar, solucanlar, salyangozlar, hepsini görürsün.
Animaux, insectes, oiseaux, vers de terre, baleines... Vous les voyez tous...
Görürsün şimdi.
Regardez bien.
Üç ay önceki taramaya bakacak olursan çok az bir tepki olduğunu görürsün.
Sur le scanner d'il y a trois mois, il n'y a quasiment aucune réaction.
Ben Alibi'ı boykot ederken bahşişlerine olacakları görürsün.
Ses pourboires vont disparaître quand je vais boycotter l'Alibi.
Cenazeye gidelim sonra da Joe'yu görürsün.
On va à l'enterrement et tu pourras aller le voir après.
Dikkat et bak.. görürsün
Femmes, copines, elles ne comprennent pas ce qu'on traverse. - Tu ramasses? - Oui bien sûr.
Üzerinde bişey bulursak, onu bi daha zor görürsün
Si on trouve quelque chose, toi aussi t'es cuite. - Ah ouais?
Dürüst olmak gerekirse, dinozorları karada avlamayı tercih ederim, en azından geldiklerini görürsün.
Faut être honnête, Je préfère chasser les dinosaures sur la terre ferme au moins on peut les voir venir.
Umarım kısa zamanda gerçek yüzünü görürsün.
J'espère que vous réaliserez cela bientôt.
Görürsün adamım.
Tu vas voir!
- Yapacaklar, görürsün.
Elle mordra à l'hameçon, tu verras.
- Çünkü... - Kimse nedenini bilmiyor ama flaşla fotoğraf çektiğinde bazen değişik şeyler görürsün.
- Parce que... on ne sait pas pourquoi mais parfois lorsqu'on prends une photo avec le flash,
Peter'ı görürsem, yüzüğü görürsün.
- Je vois Peter, tu vois la bague.
Bayan Amale'yi daha çok görürsün!
Tu verras plus longtemps Mme Amal.
Kim bilir? Belki görürsün.
Qui sait, un jour, peut-être.
Kemiklerini ezersin, kanını kaynatıp dumanını içine çekersin ve bir görüntü görürsün.
Tu écrases les os, fais bouillir le sang, inhales la fumée et tu as une vision.
Rüyanda görürsün.
- Tu aimerais.
Ancak rüyanda görürsün Steven.
Dans tes rêves, Steven.
Büyük resmi görmek için biraz geri gittiğinde her şeyin rakamlarda bittiğini görürsün.
- Vous y croyez vraiment? - Bien sûr. Si vous pouviez prendre assez de recul, vous verriez que tout est numérique.
- İyi fikir. Belki senin "chupacabra" yı da görürsün.
Tu verras peut-être aussi ton Chupacabra.
Eğer doğru yerden bakmayı bilirsen her şeyin arkasında bir güzellik görürsün.
Il faut savoir voir la beauté...
Burak kolay atlatacak, bak görürsün.
Burak s'en sortira facilement. Sûr!
Rüyanda görürsün!
- Dans tes rêves!
Lip yetişkin olarak suçlanmazsa, yarın ikisini de mahkemede görürsün.
Si Lip n'est pas jugé comme un adulte, demain.
İşe yaramazsa görürsün.
Il faut que ça marche.
Yeni bir araba aldığında nereye baksan o arabayı görürsün.
Quand t'achètes une voiture, tu la vois partout.
Alice ısmarlıyor. Rüyanda görürsün.
- Alice invite.
- Belki görürsün, küçük bebegim.
- Peut-être, mon petit canard.
Inza'yı benden önce görürsün.
- Tu verras Inza avant moi.
Böylece benim iyi olduğumu görürsün.
Et tu verras que je vais très bien. Je suis en bonne santé.
-... sonra küçük bir sıvı görürsün.
- et tu vas voir du liquide.
- Rüyanda görürsün.
Tu rêves!
Onu rüyanda görürsün.
Tu rêves.
Ölümün santim santim sana doğru tırmandığını görürsün.
Vous verriez la mort ramper lentement vers vous, centimètre par centimètre.
Yaklaşınca görürsün.
- Il ne va pas tarder.
- O zaman sen görürsün!
Alors, prends ça!
İyileşme dönemin birazcık gerçekse onun sadece üzgün ve kızgın olduğunu görürsün.
Si vous étiez vraiment guéri, vous comprendriez sa colère. - Je l'ai délaissée.
- Görürsün.
- Tu verras.
Sonra kabus görürsün.
Tu va avoir un cauchemar.
Washington'ı biraz zor görürsün artık.
L'État de Washington, c'est mort.
Yeterince uzun evli kalırsan onuncu yıldan sonra orijinal bir şey bulmanın zor olduğunu görürsün.
Si vos mariages avaient duré, vous sauriez qu'il est dur d'être original après 10 ans.
Eğer inanırsan gerçek olduğunu görürsün.
Si vous y croyez, c'est vrai.
Şimdi görürsün.
Je vais te montrer.
- Bu gece görürsün.
- Tu le verras cette nuit.
Görürsün.
Tu verras.
- Teşekkür ederim. ... yavru köpeği olan bir adam görürsün.
C'est comme au parc, quand on voit un type avec un chiot.