Hakim перевод на французский
5,442 параллельный перевод
Hakim sadece bir insan, Allah'ın hükümleri verilecek.
Le juge est un homme juste, il appliquera la loi de Dieu.
- Kendine hakim ol.
- Retiens.
Televizyonun kurallarına çok hakim değilim aslında, ama sanırım bu fikir...
Je ne suis pas très au point sur les règles à la télé, mais je pense que l'idée c'est de...
Resmi olarak bir hakim gönderilmesini talep ettim. Böylelikle dava uygun şartlar altında devam edebilir.
Je vais demander la venue d'un juge, afin que cette affaire soit jugée dans les règles.
İkizler yürümeyi yeni öğreniyor o yüzden Jeffords evinde kaos hakim.
Avec les jumelles qui apprennent à marcher, le chaos règne au foyer des Jeffords.
Nasıl isterseniz öyle söyleyin sayın hakim.
Comme vous voulez, votre Honneur.
Televizyonda bir uçak hakkında bir haber izledim sanırım pek emin değilim, sayın hakim.
J'ai vu un reportage à la télévision... sur un avion qui avait atterri. Je ne sais pas vraiment, Votre Honneur.
Dul bir erkeğim, sayın hakim.
Je suis veuf, votre Honneur.
Bu antika bir parçadır, sayın hakim sadece baston niyetine kullanıyorum.
C'est une antiquité, Votre Honneur... que j'utilise uniquement pour me déplacer.
- Teşekkür ederim, sayın hakim.
Merci, Votre Honneur.
İyi, iyi, orada diline hakim oldun.
Très bien, tu as tenu ta langue.
Hakim bize bir boşluk verdi ama elimizi çabuk tutmamız lazım.
Elle m'a raconté une histoire très intéressante.
Hop, hop, hop, coşkunuza hakim olun.
Doucement.
Hakim izin vermez.
Le juge a refusé.
Yağmurlar durdu, mahsüller kurudu, her yere kıtlık ve anarşi hakim oldu.
Les pluies cessèrent, les récoltes dépérirent, et il y avait la famine et l'anarchie. Des barbares envahirent.
Tek hücreli canlılar okyanuslara hakim olsa da bazıları kolonileşerek mikrobik katmanları oluşturdular ve ilk çok hücreli organizmalar da çok yakın zamanda evrimleşecekti.
Des organismes unicellulaires dominaient les océans, mais certains vivaient en colonies appelées tapis microbiens et les premiers organismes multicellulaires allaient bientôt apparaître.
- Hiçbir şey! Evine git hakim.
Rentrez chez vous, magistrat.
Hakim bey, sabah geri gelmeniz muhtemelen daha iyi olur.
Il serait probablement mieux, Magistrat, de revenir dans la matinée.
Evet, hakim bey.
Magistrat.
Rose, hakim olmasa vücudun tabiiyetini kullanma şansım var mı?
En l'absence du magistrat, quelles sont mes chances de m'obtenir l'allégeance de la majorité?
- Günaydın hakim bey.
Bonjour, Magistrat.
Hakim Hale, yakında Isaac'i almaya gelecek.
Le Magistrat Hale sera bientôt là pour Isaac.
Hakim bize kimin önderlik edeceğini öğrenecek ve kabul edecek.
Le magistrat va apprendre qui nous dirige, et il va l'accepter.
- Hakim Hale, kızınız!
Magistrat Hale, votre fille! Arrêtez!
- İyi günler hakim bey.
Magistrat, bon après-midi. Je vous en prie.
Gördüğün gibi hakim, bu şehirde önemsediğim her şeyi kaybettim ben.
Voyez-vous, Magistrat, J'ai perdu tout ce à quoi je tenais dans cette ville.
Kendi kendini atamış bir hakim, jüri ve infazcı.
Un juge, un jury et un bourreau autoproclamé.
Sayın Hakim, bütüm saygımla, Javier Acosta'nın kefaleti onaylanmalı çünkü Javier Acosta tutuklandığı sırada sadece - silahların yakınında...
Votre Honneur, je demande respectueusement que la caution soit maintenue car Mr Acosta était seulement à proximité des armes au moment de son arrestation...
Hakim çocuğun şahitlik yapmak için yeterli olmadığında karar kılmış.
Le juge l'a déclaré inapte à témoigner.
Yanımdayken kendine hakim olmadığını söylemiştin.
Tu m'as dit que tu craignais de ne pas te contrôler avec moi.
Kendine hakim ol, Noomi.
Tiens bon, Noomi.
Paketlerin fotoğrafını mesajla gönderdik... Hakim ısı imzasına ekleyecektir.
Nous avons envoyé des photos de paquets et de la signature thermique à un juge.
Sinirlerine hakim ol Derry.
Absorbe l'agression, Derry.
Sinirlerine hakim ol.
Absorbe l'agression.
Mesele kendine hakim olmada.
Tout en contrôle de soi-même.
Kendime hakim olamadım.
J'ai pas pu résister.
Kardeşin bu sefer sana kamu hizmeti verecek bir hakim buldu ama bir dahakine sonunun annen gibi olmasını görmek istemem.
Votre sœur a trouvé un juge pour vous procurer un service communautaire cette fois, mais la prochaine fois... Je ne voudrais vous voir terminer comme votre mère.
- Kayınbiraderiniz Hakim Jeffreys'e mi?
- Néanmoins, en tant que magistrat je dois signaler la visite de Monmouth.
Umuyorum ki hakim üzerime çok gelmez çünkü hayatımı düzenlemeye çalışıyorum.
J'espère que le juge va être gentil parce que je me suis reprise en main.
- Hakim kız mı erkek mi?
- Le juge est un homme ou une femme?
Sayın hakim, ben de sütten çıkmış ak kaşık değilim.
Votre Honneur, je ne vais pas enjoliver les choses.
Fakat şimdi geldiğimiz nokta sayın hakim ceza ya da kefaret?
Mais pourquoi sommes nous ici, votre Honneur... la punition ou la rédemption?
Evet, seks çok güzeldi, sayın hakim.
Ouais, le sexe était génial, votre Honneur.
Kusura bakmayın hakim bey ama biz şu anda ne yapıyoruz?
Avec tout le respect votre honneur, c'est ce qu'on fait maintenant?
Nefretinin adını koy, ona hakim ol ve bırak o anasını sattığımın okunu.
Donne un nom à ta haine maintenant. Maîtrise la. Et jette ce maudit arc.
Hakim senin söylediklerini de dinleyecek.
Le juge écoutera votre opinion sur l'affaire.
Ben her şeye hakim görünüyor.
Ben a l'air d'avoir tout sous contrôle.
Kendine hakim ol. - Affedersin.
Désolé.
- Hakim bey.
Magistrat.
- Hakim Bey.
Magistrat.
Öfkene hakim ol ve onu dizginle.
Maîtrise ta rage et exploite la.