Halil перевод на французский
125 параллельный перевод
El-Halil'de sayılacaksın.
Fais-toi inscrire à Hébron.
- Halil, B ve S.
- Khalil, une fine à l'eau.
- Halil.
- Khalil.
Halil, senden yapmanı istediğim bir şey var.
Je voudrais que tu fasses quelque chose.
Sana bildirmeliyim, Halil, mümkün olan en özenli bir şekilde, ben İsa değilim.
Je dois t'informer avec délicatesse que je ne suis pas Jésus-Christ.
Halil bir köle değil, o özgür bir adam.
Khalil n'est pas un esclave, il est libre.
Halil. Dışarıda bekle.
Attends dehors.
Sana Halil'i vereceğim.
Vous prendrez Khalil.
Halil, ne işin var burada?
Comme il est plaisant... Que fais-tu ici?
Pekala, Halil.
Bien, Khalil.
Onlar beni takip edip, yerime geçerler! " HALİL CİBRAN
Quel sacerdoce poursuivras-tu si mon nom disparaît? " Khalil Gibran
Cafer ibn-i Halil, "Dağları aşta gel!"
Jaffer Iben Khalil, "Descends de la montagne!"
Cafer ibn-i Halil.
Jaffer Iben Khalil.
Halil, büyükannemin bıçağını getirsem iyi olur.
Halil, je ferais mieux de prendre le couteau de la grand-mère.
Halil, olamaz!
Halil, phooey!
O serseri Halil seni buraya evini koruman için mi gönderdi?
Est-ce que ce bum Halil vous a envoyé pour garder sa maison?
- Halil.
Halil.
- Hadi, Halil, bir dolduruşa ne dersin!
- Come on, Halil, que diriez-vous d'un remplissage!
Halil'in birliğinden geldiklerini söylemişler.
Ils ont dit qu'ils étaient du détachement de Halil.
- Halil!
- Halil!
İntikamın Halil İbrahim sofrası bu bayramlıklarınızı giyinin.
Si la vengeance... est un plat qui se mange froid... mettez vos plus beaux habits!
- Halil!
- Khalil!
Halil!
Khalil!
Keşif gezisini berbat etmemiş olsaydınız paranın izini sürebilirdik. Sen ne dersin Halil?
Si vous aviez été un peu plus discrets, nous aurions pu suivre la valise.
Bu Halil alçağı kızımı kaçırmasın.
J'ai peur qu'il m'enlève ma fille.
Halil.
Halil.
Allah seni nasıI biliyorsa öyle yapsın inşallah.
Que Dieu te maudisse, Halil!
O zamana kadar Halil'i hiç öyle görmemiş.
Elle n'avait jamais vu Halil comme ça.
- Halil misin?
- C'est toi Halil?
Halil, sen sonra.
Halil, tu attends, toi.
Halil değil mi bu?
C'est pas Halil ça?
Bu Halil manyağının ne yapacağı hiç belli olmaz.
Le mieux c'est de partir. On sait jamais avec Halil.
Git buralardan Halil.
Pars de là Halil.
Hoş geldin Halil.
C'est Halil qui parle.
Halil seni sevdiğini, tekrar evlenmek istediğini söyledi.
Halil m'a dit qu'il t'aimait et qu'il voulait t'épouser.
Tamam mı Halil?
D'accord, Halil?
Halil'in cebi değil bu.
C'est pas le portable de Halil!
Benim için Halil diye biri yoktur bu dünyada.
Halil n'existe plus pour moi.
Pervane Çandarlı Halil Bin Süllü,
Pervané Khalil de T chandar, fils de Sullu!
Hanumuz Orhan Gazü ecdadınun Bursa'da hamisi ve vekilü olarak, kendisünün desturuyla ve de Nilüfer Hatun'un iznüyle, Pervane Çandarlı Halil Bin Süllü'yü
En tant que protecteur et représentant des ancêtres de notre Khan Orkhan le Combattant, et avec son aval -... et aussi avec l'approbation de la Dame Holofira.
- Merhaba, yeni göreviniz hayırlı olsun.
Je suis l'inspecteur Halil.
- Ben baş komiser Halil.
Nous enquêtons sur l'incident.
Ne istiyorlarsa yardımcı ol.
Conduisez M. Halil dans la salle des archives.
Halil ve Cemil beyler, personelle ve hastalarla görüşecekler. Personeli bilgilendir.
Les inspecteurs veulent parler aux patients et au personnel.
Bu konuda baş komiserimiz bizi aydınlatacak.
L'inspecteur Halil veut vous parler.
El Halil'de şöyle bir yürürseniz, bir Arap şehriyle karşılaşırsınız ; 100,000 Arap, birkaç yüz Yahudi ve sanki buranın sahipleriymiş gibi görünen, etrafta tüfekleriyle dolaşan yerleşimciler.
si vous marchez à Hébron, vous avez une ville arabe ; 100 000 Arabes, à peu près 200 juifs ; et les colons se promenant un fusil à la main, ayant l'air de posséder les lieux.
Bana albay Stewart'ın adamı Halil'i çağırın.
Appelez le serviteur de Stewart.
- Halil! - ve geldik...
Cette ville, Debba, est très ennuyeuse...
Akla uyar tarafı yok, Halil.
Ça n'a pas de sens, Khalil.
Astsubay Halil Sayit.
Second maître Khalil Sa'id.
Halil ve Cemil beyler çevreyi inceleyecekler.
M. Halil et M. Cemil veulent retourner sur les lieux, conduisez-les.